Dünyadaki Depremlerin Yaklaşık Yüzde 90’ı Pasifik Ateş Çemberi’nde Meydana Geliyor

Pasifik Okyanusu’nda sık sık olan depremler ve volkanik patlamalar nedeniyle “Ateş Çemberi” diye adlandırılan 40 bin kilometre uzunluğundaki kuşak, Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleut Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’ya kadar uzanıyor.

Yer kabuğundaki kırılmalar sonucu oluşan titreşimlerin dalgalar halinde yayılmasıyla ortaya çıkan sarsıntıya deprem deniyor. Fay hatları boyunca yeryüzündeki büyük kaya bloklarının kaymasıyla meydana gelen depremler, tektonik, volkanik ve çöküntü olmak üzere üçe ayrılıyor.

Depremin açığa çıkardığı enerjiye dayalı objektif ölçü olan “büyüklük” değişmezken neden olduğu hasarı ifade eden “şiddet” ise bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor.

Dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan Türkiye’de deprem bilincinin oluşturulması ve olası afetlere karşı hazırlıklı olunması amacıyla 1 ile 7 Mart arası “Deprem Haftası” olarak kutlanıyor.

AA muhabiri, “Deprem Haftası” dolayısıyla ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) ve dünya genelinde deprem risklerini analiz eden uluslararası organizasyon Global Earthquake Model Foundation’ın (GEM) verilerini derledi.

USGS’ye göre, dünyada her yıl yaklaşık 500 bin deprem meydana geliyor, bu sarsıntıların sadece 100 bini insanlar tarafından hissediliyor ve 100’ü ciddi hasarlara neden oluyor.

Depremlerin yüzde 5 ila 6’sı “Alp-Himalaya Deprem Kuşağı”nda

GEM tarafından jeolojik ve sismik veriler temel alınarak oluşturulan Küresel Sismik Tehlike Haritası, depremlerin nerede ve ne büyüklükte olabileceğini gösteriyor.

Pasifik Okyanusu’nda sık sık meydana gelen depremler ve volkanik patlamalar sebebiyle “Ateş Çemberi” olarak adlandırılan 40 bin kilometre uzunluğunda sismik bölge bulunuyor.

Dünyadaki depremlerin yaklaşık yüzde 90’ı ve büyük sarsıntıların yüzde 80’i, Şili’den başlayıp Yeni Zelanda’ya uzanan Pasifik Ateş Çemberi’nde meydana geliyor.

Benzer şekilde, depremlerin yüzde 5 ila 6’sı da Hindistan, Nepal ve Pakistan gibi ülkeleri kapsayan ve “Alp-Himalaya Deprem Kuşağı” olarak bilinen ikinci büyük deprem kuşağında oluyor.

Doğu Akdeniz ve Türkiye ise Kuzey Anadolu ile Doğu Anadolu fay hatları gibi sismik bakımdan aktif bölgeleri barındırıyor.

İran, Kafkasya, İtalya ve Yunanistan gibi tektonik hareketliliğin yoğun olduğu ülkeler de nispeten yüksek sismik tehlike seviyelerine sahip bölgeler arasında yer alıyor.

Buna karşın, Grönland, Kanada’nın iç kesimleri, Afrika’nın büyük bölümü ve Avustralya gibi bölgeler, düşük riskli görünüyor ancak bu durum büyük depremlerin olmayacağı anlamına gelmiyor.

Dünyada 2024’te büyüklüğü 7’nin üzerinde 10 “önemli deprem” oldu

Bir depremin “önemli” kabul edilmesi, büyüklüğü, halk tarafından hissedilme düzeyi ve hemen sonrasındaki can kaybı ile ekonomik maliyete ilişkin tahminlerin birlikte değerlendirilmesiyle bağlantılı.

Dünya genelinde 2024’te büyüklüğü 8’in üzerinde deprem meydana gelmedi ancak Japonya, Çin, Tayvan, Peru, Filipinler, Şili, Rusya, ABD ve Vanuatu olmak üzere, çoğu Ateş çemberine dahil bölgelerde 7’den büyük 10 “önemli deprem” oldu.

Japonya’nın batısındaki İşikawa’nın Noto Yarımadası ve açıklarında Ocak 2024’te meydana gelen, büyüklükleri 5 ile 7 arasında değişen çok sayıdaki deprem, 240’tan fazla kişinin hayatını kaybetmesine ve tsunami nedeniyle bölge genelinde 1,9 kilometrekarelik alanın sular altında kalmasına yol açtı.

Tayvan’ın doğu kıyısındaki Hualien kentinde 3 Nisan 2024’te meydana gelen ve son 25 yılda Ada’yı vuran en güçlü deprem olarak kayıtlara geçen 7,4 büyüklüğündeki sarsıntı, 13 kişinin hayatını kaybetmesi ve 6 kişinin kaybolmasıyla sonuçlandı.

Pasifik’teki ada ülkelerinden Vanuatu’nun başkenti Port Vila merkezli 17 Aralık 2024’te meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki deprem, 6 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Aynı yıl Peru, Filipinler, Şili, Japonya, Rusya (Kamçatka) ve ABD (California) gibi farklı bölgelerde 7 ve üzeri büyüklükte meydana gelen sarsıntılar, can ve mal kaybına yol açmadı ancak tsunami uyarıları ve sismik hareketlilik bazı bölgelerde endişe yarattı.

Dünyanın en büyük ve en ölümcül depremleri Şili ve Çin’de meydana geldi

“Dünyanın en büyük depremi” olarak 22 Mayıs 1960’ta kayıtlara geçen 9,5 büyüklüğündeki sarsıntı, Pasifik Ateş Çemberi’nde yer alan Şili’de meydana geldi.

1000 kilometrelik alanda hissedilen deprem, 1655 kişinin ölümüne, 3 bin kişinin yaralanmasına ve 2 milyon kişinin evsiz kalmasına neden oldu.

Çin’in merkezinde 1556’da “dünyanın en ölümcül depremi” olarak kayıtlara geçen sarsıntı, yaklaşık 830 bin kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.

Benzer şekilde yine Çin’de 1976’da kaydedilen deprem ise 250 binden fazla can kaybına neden oldu.

Dünyada 2023’te meydana gelen en büyük depremler

2023’te büyüklüğü 7’nin üzerinde 19 “önemli deprem” meydana geldi, Türkiye, Fas ve Afganistan’da büyük kayıplar oldu. Büyüklüğü 8’in üzerinde en son üç deprem ise 2021’de yaşandı.

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki, Kahramanmaraş’ın yanı sıra Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ’ı vuran depremlerde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. Türkiye’de son 100 yılın en ölümcül depremi olarak kayda geçen bu sarsıntılar, “yüzyılın felaketi” olarak nitelendiriliyor.

Merkez üssü Fas’ın Marakeş kentine bağlı El-Huz bölgesinde 8 Eylül 2023’te meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde ise 2 bin 690 kişi hayatını kaybetti, 6 binden fazla kişi yaralandı.

Afganistan’ın İran sınırında bulunan Herat kentinde 7 Ekim 2023’te art arda meydana gelen ve en büyüğü 6,3 olan depremlerde yaklaşık 2 bin 500 kişi yaşamını yitirirken Nepal, Ekvador ve Filipinler’deki sarsıntılar da büyük yıkıma ve ölümlere yol açtı.

Can kaybı açısından en riskli iki ülke: Çin ile Pakistan

GEM tarafından 5 farklı risk ölçütü baz alınarak oluşturulan Küresel Sismik Risk Haritası, depremlerin neden olduğu yıllık ortalama kayıpların coğrafi dağılımını gösteriyor.

Bu bağlamda, “Yıllık ortalama can kaybı”, “Yıllık ortalama ekonomik kayıp”, “Yıllık ortalama yapı alanı kaybı”, “Yıllık ortalama evsiz kalan nüfus” ve “Yıllık ortalama bina kaybı” kapsamında en riskli ülkeler sıralanıyor.

Yıllık ortalama can kaybı açısından en riskli 5 ülke Çin, Pakistan, Türkiye, Hindistan ve İran olarak öne çıkıyor, yıllık ortalama ekonomik kayıp bakımından ise en riskli ülkeler arasında sırasıyla Japonya, ABD, Çin, İtalya ve Türkiye yer alıyor.

Çin, Pakistan, Hindistan, Türkiye ve Japonya, yıllık ortalama yapı alanı kaybı açısından en riskli ülkeler olarak değerlendirilirken yıllık ortalama evsiz kalan nüfusun en fazla Pakistan, Hindistan, Çin, Endonezya ve Filipinler’de olduğu tahmin ediliyor.

Yıllık ortalama bina kaybı bakımından en riskli ülkelerin arasında ilk beşte yoğun kentsel yapılaşmaya sahip Hindistan, Pakistan, Filipinler, Çin ve Endonezya gibi ülkeler yer alırken Türkiye, 10. sırada bulunuyor.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.