Raporlara göre, ‘boomer’ların’, şimdiye kadar yaşayan en zengin nesil oldukları duyuruldu.
Baby boomer’lar, 20. yüzyılın ortalarında bebek doğum oranlarının ‘patlaması’ sırasında 1946-64 yılları arasında doğan insanlar olarak tanımlanıyor. Tarihler, demografik bağlam ve kültürler ülkeden ülkeye farklılıklar gösterse de 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde Dünya genelinde büyük bir nüfus patlaması meydana gelmişti.
Allianz raporuna göre, ekonomik açıdan eşsiz bir zamanda doğup büyümeleri boomer’ları, şimdiye kadar yaşayan en zengin nesil konumuna getiriyor.
Ekonomik büyümenin olduğu bir dönemde, gayrimenkul fiyatlarının uygun ve borsa yatırımlarının önemli getiriler getirdiği bir zamanda yaşadılar.
Konut piyasasına giren bu neslin birçoğunun zaman içinde önemli ölçüde değer kazanan evleri satmaları; borsadan elde ettikleri getirilerle sağlam emeklilik portföyleri ve tasarrufları oluşturmalarını sağladı. Bu da daha iyi bir emekli maaşı almalarına ve sosyal güvenlik ağlarına sahip olmalarına neden olurken finansal güvenliklerine katkıda bulundu.
Rapor sonuçları, boomer neslinin servetinin önceki nesillere göre eşsiz olduğunu ve demografik küresel servetin orantısız bir payına sahip olduklarını gösteriyor.
Milenyumdan önce doğan Y kuşağı ise zorlu bir ekonomide doğdu
1981-1996 yılları arasında doğanları kapsayan Y kuşağı ise ekonomik zorlukların ortasına doğdu. 2008 küresel ekonomik kriz, artan öğrenci borçları, durgun ücret artışı, yüksek maliyetler, enflasyon oranları gibi büyük ekonomik krizler yüzünden konut piyasasına geç giren Y kuşağı, bir önceki nesil olan boomer’lar gibi servet inşa edemedi.
Z kuşağı umut vaat ediyor?
Araştırmada, yeni yeni işgücüne giren Z kuşağının, Y kuşağından daha iyi bir ekonomik düzeye gelebileceği öngörülüyor. Teknolojinin gelişmesiyle iş fırsatlarının çoğalması, Z kuşağı için yeni yollardan para kazanma potansiyeli yaratıyor.
Rapor, Z kuşağından ümitli olsa da aynı zamanda kuşağın belirsizliklerle de karşı karşıya olduğu sonucuna varıyor. Konut piyasasının iktidarsızlığı, enflasyon artışı, ekonomik iniş çıkışlar önlerinde büyük engeller yaratabilir.
Sonuçlar yine de bu iki genç neslin, boomer’ların eriştiği finansal özgürlüğe ve refah seviyesini deneyimlemelerinin olası olmadığı vurguluyor.