Dünyanın ilk evcilleştirilen tahıllarından ve ekolojik toleransı en yüksek ürünü olan buğday, savaşlar ve iklim krizi nedeniyle insanlığın gıda güvenliğini riske atacak seviyelere gelmiş durumda.
İnsanoğlu gibi değişik iklim ve koşullara hızlı uyum sağlayan bir tahıl olan temel besin maddesi buğday, uygarlığın da temel taşlarından.
Ancak son yıllarda artan iklim değişikliğinin etkileri ve Rusya-Ukrayna savaşıyla buğday arzında hem azalma hem de üretilen hububat navlununda ciddi sorunlar yaşanıyor. Uzmanlar, bu sorunun gıda kıtlığına yol açacağını düşünmüyor lakin maliyetleri artıracağını ve bazı ülkelerin erişiminin zorlaşacağını belirtiyor.
Önce tohumun bozulması, ardından toprağın zehirlenmesi dünyanın bilindik sorunlarıyken buna bir de tedarik zincirlerindeki kırılma ile üretilen buğdayın satılamaması gibi yeni sorunlar eklendi.
Teknolojiyle zirai üretim ve gıda çeşitliliği artsa da Rusya-Ukrayna savaşıyla temel besin maddesi buğdayın dünyanın çeşitli bölgelere ulaştırılmaması dünyada gıda güvenliği endişesini tetikledi.
Rusya-Ukrayna savaşının yanında Çin’de aşırı yağışların neden olduğu seller ve Hindistan’ı vuran aşırı sıcaklar, dünyaya alarm sirenleri çaldırıyor.
Dünya buğday arzı ve ihracatında önemli role sahip Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, buğday arzının olumsuz etkilenmesine, Ukrayna’daki buğday ihracatının durma noktasına gelmesine sebep oldu.
“Ekmek sepeti ” dolu ama kimseye faydası yok
Savaş buğday fiyatlarını 14 yılın en yüksek seviyesine çıkarırken, Ukrayna depolarında yaklaşık 40 milyon ton tahıl ihraç edilmeyi bekliyor.
Yüzyıllardır önemli buğday üreticisi konumunda ve Avrupa’nın “ekmek sepeti” olarak adlandırılan Ukrayna, dünyanın en büyük 5’nci ihracatçısı olarak öne çıkıyordu.
Yaklaşık yüzde 70’i verimli topraklarla kaplı Ukrayna’nın 32 milyon hektarlık ekilebilir araziye sahip olduğu belirtiliyor ve bu tüm Avrupa Birliği’ndeki (AB) ekilebilir arazinin 3’te 1’ine denk geliyor.
Ukrayna’dan buğday ihracatı sağlanamazsa, 15-20 milyon ton buğday riske girebilir
İklim ve tarım üzerine dünyadaki verileri işleyen Gro Intelligence adlı grubun araştırmacılarından William Osnato, şirketinin “dünyada 10 haftalık tüketime yetecek buğday stoku kaldığı” yönündeki rapora ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Osnato, Ukrayna’dan buğday ihracatı sağlanamazsa, hasat dönemi yaklaşan 15-20 milyon ton buğdayın riske atılacağına dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası camianın buğday ihracatına yönelik Rusya ile müzakerelerde bulunduğuna değinen Osnato, çözüm bulunamazsa temmuz ayında buğday fiyatlarında artış görüleceğini aktardı.
Osnato, dünyada yetiştirilen buğdayın dörtte üçünün kışlık buğday olduğunu ve bunun çoğunluğunun kuzey yarım kürede (ABD, Avrupa, Ukrayna, Rusya, Hindistan ve Çin) yetiştirildiğini söyledi.
Rusya-Ukrayna savaşından önce hali hazırda bir buğday sıkıntısı yaşandığını dile getiren Osnato, bunun savaşla daha da derinleştiğinin altını çizdi.
“Buğday krizinin kıtlığa yol açacağını düşünmüyorum”
Uzmanlar, buğday ve gıda güvenliğindeki sorunlarla ilgili çizdikleri “felaket senaryolarına” rağmen kıtlık noktasına gelinmediğini vurguluyor. Ancak bu durumun fiyatlara etkisinin büyük olacağını aktarıyor. Zira, az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere finansman sorunu yaşayan ülkelerin buğdaya ücretlendirme nedeniyle erişememesi kısa vade de IMF ve dünyaya ekstra yük oluşturacak.
Osnato, dünya üzerinde bir kıtlık ya da benzeri bir noktaya gelinmediğini vurgularken, bunun herkes için daha fazla paraya mal olacağının altını çiziyor. Osnato’nun teorisine göre, Ukrayna’dan ihracatın tekrar başlaması durumunda ise fiyatlarda bir miktar olumlu rahatlama olacak.
William Osnato, gıda fiyatlarında görülecek olası artışın Kuzey Afrika ve Orta Doğu gibi ülkeleri zora sokacağını, ithalat maliyetleri nedeniyle IMF’ye yada dünya yardımlarına ihtiyaç duyabileceğini söyledi.
Uzmanlar, buğday krizindeki tek faktörün savaş olmadığını, savaş öncesinde de kuraklık nedeniyle hali hazırda arz sorunu başladığını, savaş ile bunun daha da derinleştiğini anlatıyor.
Osnato, “Buğday fiyatları geçen seneden beri yükselişteydi. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra buğday piyasası yükselişe geçti. İşgalin başlangıcından bu yana buğdayda yüzde 30’luk fiyat artışı gerçekleşti.” dedi.
Savaş sonrası bu yüzde 30’luk artışın tersine dönüşü beklense de arza bir katkısı beklenmiyor, sadece fiyatlarda rahatlama olması öngörülüyor.
Ukrayna-Rusya savaşı çoktan Ukrayna’nın ötesine geçti
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, AA’ya yaptığı açıklamada, savaşın başından beri buğday ve mısır fiyatlarının yüzde 30 artmasıyla “dünyanın en savunmasız ülkelerinde gıda krizini şimdiden çok fazla artırarak” başka bir noktaya evirildiğini anlattı.
BM’nin Merkezi Acil Durum Fonu’ndan (CERF), Afrika ve Orta Doğu’da kıtlık bölgelerine 130 milyon dolar ayırdığını anlatan Laerke, bütün bunların yanı sıra daha güçlü bir şekilde eyleme geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Laerke, tüm ülkeleri piyasalarını açık tutmaya, haksız ve gereksiz ihracat kısıtlamalarına direnmeye ve kıtlık riski olan ülkelere rezervler sunmaya çağırdı.
Hindistan’ın daha büyük ihracatçı konumuna gelmesine aşırı sıcaklar engel oldu
Halihazırda birçok ülke, buğday açığını kapatmak için gözünü Hindistan’a çevirdi. 2021’de rekor ihracat oranına sahip ülke, savaşla dünya genelinde daha büyük ihracatçı konuma gelmek isterken, mart ve nisan aylarında aşırı sıcaklar nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremedi.
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tahıl ticareti ekonomisti Erin Collier, geçen sezon Hindistan’ın buğday mahsullerinin, Ukrayna’nın yapamadığı ihracatı telafi etmeye yardımcı olduğunu söyledi.
İklim değişikliği, Hindistan’ın buğday üretimini baltaladı ve gıda güvenliği gerekçesiyle Hint yetkililer buğdaya ihracat yasağı getirdi.
Collier, “Gıda güvenliğini dikkate alarak önlem alan ülkelerden biri Hindistan. Ancak, düşük gelirli ülkelere (ihtiyaç sahibi) ihracat yapacak.” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşının buğdaya ilk etkisi: limanların ablukaya alınması
Erin Collier, piyasalardaki belirsizliğin değişken ve yüksek buğday fiyatları ile sonuçlandığını tedarik zincirindeki kırılmanın özellikle düşük gelirli ülkeler için endişe uyandırdığını vurguladı.
Collier, “Ukrayna’nın sorunu, ihracat yapmak için limanlarını kullanamaması, Rusya limanlarını abluka altına alıyor. Bu ablukanın sona ermesiyle tahılların dünyaya yeniden açılması küresel gıda krizini azaltmaya yardımcı olacaktır.” dedi.
Ukrayna limanlarındaki ablukanın kaldırılması ve şeffaflık
Ukrayna’nın buğday hasadını dünyaya ihraç etmeye başlayabilmesi için, Ukrayna’nın limanlarına yönelik ablukanın sona ermesinin çok önemli olduğunu kaydeden Collier, bu konuda ülkelerin şeffaf davranması gerektiğine dikkati çekti.
Collier, “Son zamanlarda gördüğümüz yüksek fiyatları kontrol etmeye çalışmak açısından ülkelerin, gıda varlığı ve ticaretiyle ilgili bilgi ve veri paylaşımı piyasa katılımcılarının dinamiklerinin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olmasına yardımcı oluyor.” dedi.
Erin Collier, şeffaflığın son zamanlarda görülen yüksek gıda fiyatlarının kontrol edilmeye çalışılması açısından önemli olduğunun altını çizdi.
Türkiye buğday krizinin önüne geçmek için harekete geçti
Rusya-Ukrayna savaşından bu yana ateşkes için kritik adımlar atan Türkiye, bu kez buğday krizi ve tedarik zincirinin düzeltilmesi için harekete geçti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, tahıl ürünlerinin sevkiyatı konusunu görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ankara’da bir araya gelmişti.
Lavrov, limanlardaki gemilerin serbest şekilde çıkmasını sağlamakla ilgili tüm gerekli adımların atılması için Ukrayna’ya limanlarını mayınlardan temizleme şartı koştu ve “Ukrayna tarafı mayınsızlaştırma faaliyetlerine hazırsa biz de buna hazırız.” demişti.
Çavuşoğlu da buğday koridoru için BM, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında oluşturulabilecek bir mekanizmadan bahsettiklerini, Türkiye’nin bunu uygulanabilir bir plan olarak gördüğünü ifade etmişti.