Seyşel Adaları’nın kültürel ve botanik simgesi olan ‘coco de mer’ ağaçlarının nesli tükenmek üzere. Bilinen en büyük tohumlu bitki olan coco de mer ağaçlarından dünyada sadece 8000 adet kaldı. UNESCO Dünya Miras listesinde koruma altına alınan ağaçların yetiştirilmesi için özel koşulların sağlanması gerekiyor.
Coco de mer, Hint Okyanusu’nda bulunan Seyşel Adaları’nda yetişen bir palmiye türü. Guinness Rekorlar Kitabı’nda da ‘dünyanın en büyük ve en ağır tohumu’ olarak yerini alan coco de mer’in tohumları yaklaşık 30 santimetre genişliğinde ve 20 kilogram ağırlığında.
Hürriyet’ten Sedef Batı’nın haberine göre, geçmişte gerçek kökenleri anlaşılmadan önce insanlar, coco de mer’i deniz altında yaşayan büyük bir palmiye ağacının meyveleri sandığı için tohumlar Fransızca ‘deniz cevizi’ anlamına gelen bu adı almış.
Öte yandan, ‘Maldiv Hindistan cevizi’ veya ‘çift Hindistan cevizi’ olarak da bilinen bu tohumun Çin’de bitkisel ilaç ve yemeklerde lezzet artırıcı olarak kullanıldığı biliniyor.
Anne sütüne benzetenler var
Coco de mer, hafif tatlı, hafif narenciye benzeyen bir tada sahip. Bu meyvenin tadını mango, muz ve Hindistan cevizine hatta anne sütüne benzetenler bile var. Hindistan cevizinden farkı tek değil iki lobunun olmasıdır. Kabuğu çok sert olduğu için ancak testere ile kesilebiliyor. Yani bir kayanın üzerine vurarak kırmak imkansız.
Boyu 30-35 metreye varabilen ve çok uzun yıllar yaşadığı bilinen coco de mer ağaçlarının nesli maalesef tükenmek üzere. Şu an coco de mer meyveleri tehlike altında olduğundan yenmiyor, satılmıyor ya da izinsiz olarak Seyşeller’den çıkarılamıyor.
UNESCO Dünya Miras listesine alındı
“Coco de Mer, Seyşel Adaları’nın çok sevilen kültürel ve botanik simgesidir” diyen bitki uzmanı Katy Beaver, Guardian’a yaptığı açıklamada, bugün dünyada sadece 8000 adet yetişkin ağaç kaldığına ve coco de mer’in neslinin tükenmekte olduğuna dikkat çekti.
Tohumunun müstehcen şekli ile de oldukça dikkat çeken bu palmiyeler, Seyşeller’in 115 adasından sadece 2 tanesinde doğal olarak yetişiyor.
Ülkenin ikinci en büyük adası olan Praslin ve yakındaki Curieuse’de bulunan bu ağaçlar Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde nesli tükenmekte olan kaynaklar arasında yer alıyor. Coco de mer ayrıca UNESCO Dünya Miras listesinde bulunuyor.
Ağacın erkeği ve dişisi var
Bu ağacın en önemli özelliği iki evcikli olması. Yani ağacın dişisi ve erkeği var. Bu ağaç türünün üreyip doğada var olmaya devam edebilmesi için hem erkek hem de dişi yetişkin ağaçların bir arada bulunması gerekiyor.
Dişi ağaçların dev meyveleri oluyor, erkek ağaçların ise bir metreyi bulan ve erkek cinsel organını andıran çiçekleri. Ada halkına göre, coco de mer cevizlerinin cinsel organları çağrıştırması nedeniyle kabuğun içindeki etli çekirdeklerinin afrodizyak etkili olduğuna inanılıyor. Hatta Doğu Asya’daki pazarlarda coco de mer’den elde edilen cinsel gücü artırıcı ürünler bulmak bile mümkün.
Meyve vermesi 50 yıl sürüyor
Son derece yavaş büyümeleri coco de mer palmiyelerinin nesillerinin tükenmesinde etkili en önemli faktörlerden biri. Ağaçların olgunlaşma süreleri neredeyse bir insan ömrü kadar. Bir coco de mer palmiyesinin meyve veren bir yetişkin ağaç haline gelmesi 50 yıl bile sürebiliyor.
Dişi ağaçlar 25 yaşından önce meyve vermiyorlar. Ağaçların cevizlerini büyüyüp olgunlaşması bile 7 yıl sürüyor. Bir ağacın ortalama ömrü ise 200-400 yıl arasında değişiyor.
Bu nadide meyvenin kabukları da hediyelik eşya olarak satılıyor. Görünüşü kadın vücudunu andırdığı için kabuklar turistlerin çok ilgisini çekiyor. Ayrıca coco de mer’lerin şekilleri esas alınarak yapılan takılar da bereket sembolü olarak hediyelik eşya dükkanlarında satılıyor.
Salgından önce tohum kaçakçılığı başladı
Kovid-19 salgınından önce, korunan alanlarda bu ağacın tohumları ve meyvenin kabukları için kaçak toplamaya yol açan bir karaborsa oluşmuş. Ancak tohumların neslini tehlikeye atan sadece bu değil. Orman yangınları, iklim değişiklikleri, düzensiz yağışlar ve hastalıklar diğer çevresel etmenler arasında.
Bu nedenle çevreciler, coco de mer’in geleceğini güvence altına almak için adaların halkının yardımına başvurdu. Geçen yaz başlatılan bir programla, ada sakinleri kendi özel mülklerine her biri en fazla beş tane olmak üzere coco de mer tohumu ekme izni için başvurmaya davet edildi.
Doğa parkından tohumlar çalındı
Söz konusu program kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Seyşel Adaları Vakfı (SIF) ve Tarım, İklim Değişikliği ve Çevre Bakanlığı (MACCE) işbirliği ile başlatıldı.
Vakfın yöneticisi Dr. Frauke Fleischer-Dogley, programın hedefini, Guardian’a, “Geçen yıl salgının başlangıcında, tarlada çalışan işçilerimiz çimlenen coco de mer tohumlarının yönettiğimiz doğa parkı Vallée’den gizlice çıkarıldığını fark etti. Bunun üzerine canlı çekirdekleri planlı bir şekilde dağıtırsak, çalma isteğini ortadan kaldırabileceğimizi düşündük” sözleriyle anlattı.
Bir başka deyişle adada tohumları çalan birileri var. Bu nedenle ada halkına yasal bir şekilde bu bitkiyi yetiştirme şansı vererek coco de mer’lerin geleceğinin koruma altına alınması amaçlanıyor.
1978’den beri coco de mer ticareti izin sistemiyle kontrol ediliyor. Özel mülklerinde bu ağacı yetiştiren ve ticaretini yapan herkes MACCE’ye kayıtlı olmak zorunda çünkü her tohum numaralandırılıyor ve bu şekilde izleniyor.
Öyle ki turistlere 5000-6000 Seyşeller rupisi (yaklaşık 2200 TL) arasında bir fiyata sunulan coco de mer kabukları bile izinli satılıyor.
Yetiştirilmesi için bazı koşullar var
Program kapsamında SIF, ada sakinlerinden, mülklerine tohumları ekmeye hak kazanmaları için 500 Seyşel rupisi (yaklaşık 230 lira) ödemenin yanı sıra ayrıntılı bir form imzalamalarını istiyor. Başvuru sahiplerinin ayrıca birkaç kriteri de karşılaması gerekiyor. Palmiyeler 25-35 metre kadar yüksekliğe ulaşabildiği için mülklerin tohum başına minimum 10×10 metre kullanılabilir alanının olması gerekiyor.
SIF personeli, ayrıca toprak tipinin yanı sıra arazinin büyüklüğünü, başvuru sahibinin toprağı ekmeye uygun olup olmadığını ve kaç tane tohum barındırabileceğine değerlendirmek ve başvuruyu onaylamak için mülkü ziyaret ediyor. En önemli kriterlerden biri de tohumun ekileceği alanın kaçak toplayıcılar tarafından erişilebilir olmadığından emin olmak.
Fleischer-Dogley, “Başlangıçta yaklaşık 30 kadar tohuma ilgi olabileceğini düşündük ancak gelen talep beklentilerimizin çok üzerindeydi. Aralık ayındaki başvuru döneminin sonunda, 422 ceviz tohumu için 104 talep aldık” dedi.
Toplamda 26 mülke 96 coco de mer tohumu ekildi
Gelen başvuruların 94’ü Mahé adasından, 7’si Praslin’den ve 3 tanesi La Digue’dandı. Bu programın başlamasından bu yana SIF, 60 mülke saha ziyareti gerçekleştirdi. Birkaç tanesinde yer yetersizliği ve toprak kalitesi nedeniyle ekilecek cevizlerin sayısının azaltılması gerekiyordu. Şimdiye kadar 26 mülke 96 coco de mer tohumu ekildi ancak pandemi nedeniyle saha ziyaretleri ve tohum ekimi faaliyetleri askıya alındı.
Ekilen tohumun çimlenme süreci birkaç ay sürdüğünden, SIF personeli ilerlemelerini izlemek için altı ay sonra ekilen tohumların durumunu görmek için mülkü tekrar ziyarete gidiyor. Bu işlemler sırasında sadece parsel numarası kaydedilmiyor aynı zamanda her tohumun ekildiği yerin GPS koordinatları da not ediliyor. Bitki uzmanı Katy Beaver, “Bu çok uzun vadeli bir proje. O kadar uzun ki proje için onay alan mülk sahipleri yaşamları boyunca bir coco de mer palmiyenin olgunluğa eriştiğini görmeyeceği anlamına geliyor” sözleriyle çalışmanın kapsamının ne kadar geniş olduğunu anlattı.
Beaver, bu süreçteki zorlukların devam ettiğini söylüyor. Çünkü bu palmiyelerin çoğu, yardımsız tozlaşmanın gerçekleştiği doğal yaşam alanlarının dışında olacak. Bu yüzden suni döllenme gerekli olacağı için doğru zamanlama çok önemli olacak.
Seyşeller Bitki Koruma Eylem Grubu Başkanı Lindsay Chong Seng ise program hakkında şunları söyledi:
“Bu program, biyoçeşitlilik açısından faydalı olan coco de mer popülasyon tabanını büyük ölçüde genişletecek ve coco de mer’in habitatını tahrip etmeden kültürel mirası korumaya yardımcı olacak. Uzun vadede ise Praslin’de kalan son yabani coco de mer ormanları üzerindeki baskıyı da azaltabilir”.
Seyşeller halkını özel mülklerine ektikleri coco de mer tohumları oldukça heyecanlandırıyor. Yakın zamanda sanatçı eşi Michael Adams ile birlikte Mahé’deki mülküne beş tohum eken Heather Adams ise tohumların tamamının filizlenmesini diliyor ve ekliyor: “Eminim gelecek nesiller onların değerini bilecek”.