AA muhabirinin “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü” dolayısıyla Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’ndan (UNICEF) derlediği bilgilere göre, dünya genelinde 160 milyon çocuk (63 milyon kız ve 97 milyon erkek) halen çocuk işçiliği yapıyor.
Bu rakam dünya genelinde 10 çocuktan 1’ine denk gelirken, çocuk işçi sayısı az gelişmiş ülkelerde artış gösteriyor.
Sahra Altı Afrika yüzde 26 ile en büyük çocuk işçi oranına sahip olurken, Latin Amerika ve Karayipler’de çocukların yüzde 7’si potansiyel olarak zararlı işlerde çalışıyor.
En az gelişmiş ülkelerde 5 ila 17 yaş arasındaki her 4 çocuktan 1’inden fazlası, sağlıklarına ve gelişimlerine zararlı olduğu düşünülen işlerde çalışıyor.
Dünya genelinde ülkelerin nüfus sayıları ele alındığında, 160 milyon civarındaki çocuk işçi sayısı 8 ülke dışında tüm ülkelerden daha kalabalık bir nüfusa tekabül ediyor.
Afrika çocuk işçiliğinde en üst sırada
ILO ve UNICEF’in 2021’de yayımladığı rapora göre, 5 çocuktan birinin (92 milyon) çocuk işçi olarak çalıştığı Afrika çocuk işçiliğinde en üst sırada yer alıyor.
Asya ve Pasifik en yüksek 2. sırada yer alırken, bu bölgede çocukların yüzde 5,6’sı (49 milyon) çocuk işçiliği yapıyor.
Bununla birlikte Amerika kıtasında 8,3 milyon, Avrupa ve Orta Asya’da 8,3 milyon ve Arap ülkelerinde 2,4 milyon çocuk işçi bulunuyor.
Asya ve Pasifik, Latin Amerika ve Karayipler, 2008’den bu yana çocuk işçiliği konusunda istikrarlı ilerleme kaydederken, Sahra Altı Afrika’da durum kötüleşti.
79 milyon çocuk tehlikeli işlerde çalışıyor
Çalışan çocuklar fiziksel ve psikolojik olarak zarar görme, eğitim hayatlarının kesintiye uğraması, temel haklarından mahrum kalma ve gelecek potansiyel fırsatları kaçırma gibi risklerle yüzleşiyor.
Öte yandan, çocukların sağlığına, güvenliğine veya ahlakına zarar verebilecek işler olarak tanımlanan tehlikeli işlerde çalışan 5-17 yaş arası çocuk sayısı ise, 2016’dan bu yana 6,5 milyon artarak 79 milyona ulaştı.
2000’de başlayan 16 yıllık dönemde, çocuk işçiliği yapan çocuk sayısında net 94 milyon azalma görülürken, aynı dönemde tehlikeli işlerde çalıştırılan çocukların sayısı yarıdan fazla azaldı.
Tarım sektörü öne çıkıyor
Çocuk işçiliğinin açık ara en büyük payını tarım sektörü oluştururken, bu sektör aynı zamanda tüm çocuk işçiliğinin yüzde 70’ini (112 milyon çocuğu) oluşturuyor.
Öte yandan hizmet sektöründe çocuk işçiliği yapan çocukların sayısı 31,4 milyon iken, sanayi sektöründe ise 16,5 milyon olarak kaydedildi.
Çocuk işçiliği yapanların yüzde 48’i 5-11, yüzde 28’i 12-14 ve yüzde 25’i 15-17 yaş aralığında olurken, tehlikeli işlerde çalıştırılanların önemli bölümünü 5 ila 11 yaş arası çocuklar oluşturuyor.
Çocuk işçiliğinde kırsal kesimdeki oran yüzde 14 iken, şehir bölgelerinde bu oran yüzde 5’lerde seyrediyor.
Bununla birlikte, yaşları 5 ila 11 olan çocuk işçilerin yüzde 28’i, yaşları 12 ila 14 olanların ise yüzde 35’i okula gitmiyor.
Çocuk işçilerin yüzde 72’si ailesiyle çalışırken buna karşın tehlikeli işlerde de yer alabiliyorlar.
Öte yandan veriler, çalışan çocuklar arasındaki tüm bölgelerde ve yaş gruplarında erkek oranının kız çocuklarından daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Bu yılki tema: “Herkes İçin Sosyal Adalet. Çocuk İşçiliğine Son”
ILO, çocukların içinde bulunduğu kötü durumu vurgulamanın bir yolu olarak 2002 yılında ilk kez “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü”nü başlatmıştı.
Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Gününün bu yılki teması ise “Herkes İçin Sosyal Adalet. Çocuk İşçiliğine Son” olarak belirlendi.
Öte yandan BM, bu yılki Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılmasıyla sosyal adaleti sağlamak için yeniden canlandırılmış uluslararası eylem çağrısında bulunuyor.
Çocuk işçiliği konusuna, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) istihdama kabul için asgari yaşa ilişkin 138 sayılı Sözleşme ve 146 Sayılı Tavsiye Kararı (1973), En kötü türlerdeki çocuk işçiliğinin yasaklanması ve ortadan kaldırılması için acil eyleme ilişkin 182 No’lu ILO Sözleşmesi ve 190 No’lu Tavsiye Kararı (1999) ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi yön veriyor.
Bu sözleşmeler, çocuk işçiliği kavramının çerçevesini çizerken, imza sahibi ülkeler tarafından çıkarılan çocuk işçiliği mevzuatının temelini oluşturuyor.