Türkiye’nin Cape Town Başkonsolosluğunun tarihi Tana Baru mezarlığında gerçekleştirdiği etkinlikte, Türkiye’nin Cape Town Başkonsolosu Sinan Yeşildağ ile Başkonsolosluk görevlileri, Cape Town’da yaşayan Türk vatandaşları ve Ebubekir Efendi’nin soyundan gelen aile üyeleri de hazır bulundu.
Ebubekir Efendi’nin kabri başında Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından katılımcılara helva ikram edildi.
Başkonsolos Yeşildağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ebubekir Efendi’nin Cape Town’da bıraktığı izlerin, Türkiye için bugün dahi Güney Afrikalı yerel halkla bir köprü vazifesi gördüğüne değinerek,”Buradaki liderliği, kişiliği, yaptıkları bizim için gerçekten örnek teşkil ediyor.” dedi.
Güney Afrika’da yazılmış tarihi kitaplarda Ebubekir Efendi’ye daima yer verildiğine dikkati çeken Yeşildağ, son yıllarda Türk akademisyenlerin de çabalarıyla konunun daha derinlemesine incelendiğini belirtti. Yeşildağ, “Bizler de Başkonsolosluk olarak, fırsat oldukça Ebubekir Efendi’yi anmak, mirasını takip etmek ve kabrinin korunmasını sağlamak için elimizden gelen özeni gösteriyoruz.” diye konuştu.
Yeşildağ, Ebubekir Efendi’nin Güney Afrikalı Müslüman halka yaptığı hizmetlerin yanı sıra, ailesinin eğitimine çok önem verdiğine değinerek, “Son derece iyi eğitim almış olan çocukları ve torunları da burada Güney Afrika toplumuna çok yararlı hizmetlerde bulunmuşlardır.” ifadesini kullandı.
Ebubekir Efendi’nin büyük torunlarından Alahuddiyn Ahmed ise Ebubekir Efendi’nin soyundan gelen aile fertlerinin, ülkeyi 1948-1994 yılları arasında yöneten beyaz ırkçı apartheid döneminde Müslüman kimliklerinden ötürü Malay olarak sınıflandırılıp ırksal ayrımcılığa uğradığını belirterek,” Ancak ailenin Malaylarla hiçbir kan bağı yoktu, Türk soyundan geliyorduk.” dedi.
Anavatanları olarak gördükleri Türkiye’nin kendileri için büyük önem taşıdığını kaydeden Ahmed, Türkiye’nin aile üyelerine vatandaşlık vermesini “bir rüyanın gerçekleşmesi” olarak nitelendirdi.
Ahmed, kendilerinin Türkçe bilmemesine rağmen Türk kökenlerini asla kaybetmediklerini belirterek, yeni nesil aile fertlerinin Türkiye’de eğitim almayı planladıklarını söyledi.
“Ebubekir Efendi 17 yıl içerisinde geride Güney Afrika’da somut bir Türk-İslam mirası bıraktı”
Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Halim Gençoğlu, resmi olarak bölgede görev alan ilk Osmanlı alimi Ebubekir Efendi’nin, Güney Afrika Müslümanlarının bölgede dini ihtilafa düşmesi sonucu, 1862’de Britanya sömürge valiliğinin talebi doğrultusunda bölgeye gönderildiğini belirtti.
Gençoğlu, bölge Müslümanlarının sorunlarını yakından gözlemleyen Ebubekir Efendi’nin, burada okullar açarak bilgili bir neslin yetişmesine vesile olduğunu kaydetti.
Ebubekir Efendi’nin bu noktada lisan ve kültür farklılığı gibi sorunlarla karşılaştığına dikkati çeken Gençoğlu, “Buna rağmen bölge Müslümanlarının konuştuğu dil olan Afrikaans dilini öğrenerek onlara ana dillerinde eğitim verdi. Bu dilde bir de ilmihal yazan Ebubekir Efendi 17 yıl içerisinde geride Güney Afrika’da somut bir Türk-İslam mirası bıraktı.” dedi.
Gençoğlu, “Son günlerini vatan özlemiyle geçiren Ebubekir Efendi 29 Haziran 1880’de Bree Sokağı’ndaki evinde vefat ettiğinde, yerel gazeteler ‘saçları ağırmış bilge Türk Hakk’a yürüdü’ yazmıştı.” ifadesini kullandı.
Güney Afrika’da İslami eğitimin temelini attı
“Güney Afrika’da Osmanlılar” kitabının da yazarı olan tarihçi Ahmet Uçar ise1814’te Bağdat vilayetine bağlı Deyrizzor bölgesinde, soyu Hazreti Muhammed’e dayanan bir ailede dünyaya gelen Ebubekir Efendi’nin, Güney Afrika görevinden önce çeşitli medreselerde müderrislik yapmış, Arapça bilen, yetkin bir din alimi olduğuna dikkati çekti.
Uçar, bölge Müslümanları tarafından ilgiyle karşılanan Ebubekir Efendi’nin burada türlü zorluklarla da yüz yüze geldiğini belirterek, “Bölgede Müslüman olduğu halde İslami usullerden habersiz, cehaletle boğuşan, cemaatlere bölünmüş, aralarında birlik olmayan, kör taassubun esiri olmuş ve eğitim müesseselerinden yoksun bir topluluğa muhatap olmuştu.” ifadesini kullandı.
Bununla birlikte, “Vazifem isteyen herkese İslamiyet’i öğretmektir” düsturuyla hareket eden Ebubekir Efendi’nin bölgede İslami eğitimin temellerini attığını vurgulayan Uçar, “Başta Beyanüddin olmak üzere yerel dilde 8 adet İslami kitap yazarak, açmış olduğu okullarda bu kitaplardan ders okutarak çoğu meşhur ailelere mensup onlarca alim ve imam yetiştirdi. 1878’de İstanbul’da Osmanlı Maarif Matbaasında basılan Beyanüddin, Arap alfabesi ile Afrikaans dilinde basılan ilk kitaplardan birisi olma özelliğine de sahipti.” dedi.
Uçar, Ebubekir Efendi soyundan gelen Ahmed Ataullah, Hişam Nimetullah, Muhammed Alaeddin ve Ömer Celaleddin gibi isimlerin de Güney Afrika Müslümanlarının siyasi ve özellikle de eğitim hayatında çok önemli roller üstlendiklerine işaret etti.