Edirne’de ayağa kaldırılacak mevlevihanenin semazenleri yetiştiriliyor.
Kentte 15. yüzyılda 2. Murat döneminde yaptırılan Edirne Mevlevihanesi’nin rölöve, restitüsyon ve restorasyonu için Valilik tarafından talimatı verilen projenin hazırlıkları devam ediyor.
Mevlevihaneyle ilgili çalışmalar sürerken, Emel Özgür Subaşıay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinden oluşan bir semazen grubu kuruldu.
Öğrenciler, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu semazen sanatçısı Sabahattin Harma’dan yaklaşık 2 aydır eğitim alıyor.
Edirne Valisi Yunus Sezer, okulun spor salonunda çalışmalarını sürdüren öğrencileri ziyaret ederek sema gösterisini izledi.
Sezer, gazetecilere, Osmanlı’ya yüz yıla yakın başkentlik yapan Edirne’nin camileri ve medreseleriyle kültür ve irfan merkezi olduğunu söyledi.
Osmanlı döneminde Konya ve İstanbul mevlevihanelerinden sonra en büyük üçüncü mevlevihanenin Edirne’de bulunduğunu anımsatan Sezer, “Maalesef zaman içinde yıkılmış ve 500 yıllık bir gelenek yok olmuş durumda. Oranın yeniden ayağa kaldırılması için çalışmalar yapılıyor. Mevlevihaneyle ilgili kazı çalışmalarını devam ettiriyoruz.” dedi.
Sezer, kazı çalışmalarının ardından mevlevihanenin inşasına hızlı bir şekilde başlayacaklarını dile getirdi.
Edirne Mevlevihanesi’nin önemli bir merkez olacağını belirten Sezer, şunları kaydetti:
“Mevlevihane bir binadan ibaret değil. İçine ruh katan semazenlerimiz olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığından bir hocamız Edirneli evlatlarımızı yetiştiriyor. Gerçekten çok güzel çalışmalar oluyor. Hem ilimiz hem ülkemiz hem de Balkanlar için çok önemli. Semazenler gözümüze ve gönlümüze hitap ediyorlar. İlk sema gösterisi ramazan ayında olacak, ardından Balkan ülkelerinde gösteriler olacak. Bu kültürü ne kadar uzağa götürebilir, ne kadar çok gönüle dokunabilirsek kendimizi mutlu hissedeceğiz.”
İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Semazen Sanatçısı Sabahattin Harma ise Edirne’de yapılan çalışmaların çok anlamlı olduğunu ifade etti.
Sema öğrenmenin zor bir süreç olduğunu dile getiren Harma, “Ben daha önce de öğrenciler yetiştirmiştim ancak Edirne’deki öğrencilerimizde farklı bir manevi havanın olduğunu görüyorum. Bu durumu mevlevihaneye bağlıyorum. Önemli olan bu felsefeyi, bu ekolü ruhen yaşamak, bu da zamanla olacak bir şey.” diye konuştu.
Öğrencilerden Emirhan Mermi de sema öğrenmekten mutlu olduğunu belirtti.
Sema dönerken farklı bir ruh haline büründüklerini anlatan Mermi, “Bu kültürü hayatım boyunca sürdürmek istiyorum. Büyük bir emek veriyoruz. Ekibimizle çalışmalara devam edeceğiz.” dedi.
Melih Kaan da sema dönerken ruhen rahatladığını dile getirdi.