Birsen Kutlu (49) ve Münire Güler (55), ikamet ettikleri mahalledeki bahçelerinde başladıkları küçük çaplı üretimlerini zaman geçtikçe büyüttü.
Önce hobi gibi başlayan kadın çiftçilerin çalışmaları yıldan yıla ticari üretime dönüştü.
Bahçelerinden sebze tarlasına taşıdıkları üretimlerini hem açık hem de sera tarımıyla sürdüren kadınlar, aile bütçesine katkı sunuyor.
Edirne Tarım ve Orman Müdürlüğünce hayata geçirilen 18’i kadın 84 üreticinin yararlandığı “Edirne Örtü Altı Üretim Alanlarının Revizyonu Projesi”nden de faydalanan üreticilerden Kutlu Yeniimaret Mahallesi’nde, Güler de İstasyon Mahallesi’ndeki serasını yenileme fırsatı buldu.
“İlaçsız üretim yapmaya çalışıyoruz”
Birsen Kutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunu sağlıklı gıdalarla besleyebilmek amacıyla 18 yıl önce müstakil evinin bahçesinde başladığı üretimin 5 yıl önce ticari sebze üretimine dönüştüğünü söyledi.
Ekim alanlarının genişlemesiyle ticaret yapmaya başladığını belirten Kutlu, “Oğlumun doğumuyla onu sağlıklı gıdayla beslemek, tamamen ilaçsız ve sağlıklı ürün yetiştirmek için bu işe başladım. Daha sonra üretimi geliştirerek 2,5 dönümlük alanda üretime başladım. Tüm Türkiye’de doğal tarım yapan kişilerle iletişime geçip ata tohumlarıyla üretim yapmaya çalışıyorum.” dedi.
Kutlu, pişirdiği birçok sebzeyi kendisinin yetiştirdiğini, ticari olarak en çok marul ve maydanoz ürettiğini ifade etti.
Kadınların üretime katkı sağlamasının çok önemli olduğunu dile getiren Kutlu, “İlaçsız üretim yapmaya çalışıyoruz. Kendi yemediğim, oğluma yedirmediğim hiçbir ürünü üretmiyoruz. Çiftçilik herkesin yapabileceği bir iş, kadın ve erkek ayrımı olmaz. Erkek ve kadın aslında yıllardır birlikte üretim yapıyor. İmkanı olan tüm kadınlara üretime katılmalarını tavsiye ediyorum.” diye konuştu.
Birsen Kutlu, devlet desteğiyle seralarını yenilediklerini belirterek, yetkililere üretime verdikleri desteklerden dolayı teşekkür etti.
“İlk çıkış noktamız sağlıklı sebze yemekti”
Münire Güler ise yaklaşık 30 sene önce küçük bir alanda başladığı turptan maydanoza, maruldan rokaya sebze yetiştiriciliğine serada ve tarlada olmak üzere 20 dönümlük alanda devam ettiğini anlattı.
Çiftçiliğin zor ve meşakkatli olduğunu belirten Güler, üretim yapıp ekonomik kazanç sağlamanın tüm yorgunluğunu aldığını dile getirdi.
Üretim sürecine dahil olmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Güler, “Öncelikle kendimiz için üretiyoruz. İlk çıkış noktamız sağlıklı sebze yemekti. Sonraki dönemlerde güzel üretim yaptığımızı gördük, yerel pazarlarda satış yapmaya başladık. İlk amacımız sağlık, kendi yemediğimiz bir şeyi başkasına yedirmeyiz. Elimizden geldiğince üretim yapmaya ve herkese sağlıklı sebze sunmaya çalışıyoruz. Devlet desteğiyle geçen yılın sonunda seralarımızı yenileme fırsatı da yakaladık. Bu desteklerle daha uygun maliyetlerle üretim yapma fırsatı elde ediyoruz.” diye konuştu.
Her iki üretici de ürünlerini manavlara ve pazarcılara satıyor.