Edirne’de, son dönemde yaşam alanlarını Meriç ve Tunca nehirlerinin kent merkezine yakın noktalarına kuran martılar, güvercin ve kumruları yiyince, bu kuşların sayılarında azalma yaşandı.
Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kaya, “2000’li yıllardan sonra yaklaşık yüzde 60 civarında kumru popülasyonunun azaldığını söyleyebiliriz. Gerek şehir güvercini gerek gugukçuk denen kumru, çok savunmasız kuşlar. Hızlı kaçabilen, kendini savunabilen kuşlar olmadığı için bunlara çok çabuk ulaşabiliyorlar” dedi.
Kentte son dönemde yaşam alanlarını Meriç ve Tunca nehirlerinin bulunduğu merkeze yakın noktalarda kuran martılar, güvercin ve kumruları yemeye başladı. Bu nedenle bu kuşların popülasyonunda azalma oldu. Özelikle Selimiye Camisi etrafında ve şehir merkezinde sayılarının hızla azaldığı görülen güvercin ve kumru kuşu yerini martılara bıraktı.
Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kaya kentte son yıllarda özellikle martı popülasyonunun arttığını kaydederek, “Son yıllarda Edirne’de martı popülasyonu çok sayıda arttı. Çöplüklerin, Meriç Nehri’nin, Tunca Nehri’nin olması nedeniyle uygun yaşam alanı buldu ve aşırı derecede ürediler. Bunların besinlerini de sadece balıklar değil, diğer kuşlar da oluşturuyor. Bunların başında da burada ‘gugukçuk’ olarak da bilinen kumru kuşu, şehir güvercini başlıca besinlerini oluşturuyor. 2000’li yıllardan sonra yaklaşık yüzde 60 civarında kumru popülasyonunun azaldığını söyleyebiliriz. Besin maddesi bulabiliyorlar. Bunlar da kendi besinlerini oluşturduğu için, çok rahat bunlara ulaşabildikleri için, savunmasız yuvaları olduğu için hem yavrulara hem de ergin bireylere zarar verebiliyorlar” diye konuştu.
‘Kumru çok hızlı kaçamadığı için çabuk ulaşıyorlar’
Martıların sayılarının her sene gitgide arttığını belirten Kaya, şunları söyledi:
‘Martı katliamına gitmesin’
Martı popülasyonunun artmasına karşı çok fazla çarenin bulunmadığını söyleyen Kaya, “Doğa, kendi kendini telafi eder. Güvercinler tamamen ortadan kalkmaz. Sadece sayıları belirli bir popülasyonda tutulur. Martılarla mücadele için yaşam alanlarını ortadan kaldıracaksın. Çöplükleri, suyu ortadan kaldıracaksın. Onları da kaldıramayacağımıza göre martılar burada yaşamlarını devam ettirecekler. Bir ara zehirleyerek zarar verdiklerini duymuştuk ama bu çözüm değil. Şu anda doğayı kendi haline bırakacaksın. Onlar kendi kendilerini telafi edecekler. Büyük afetler, problemler olmadığı sürece doğa hepsini kendi kendine telafi eder. Yeter ki biz müdahale etmeyelim. En büyük müdahale, insan müdahalesidir. İnsan müdahalesi olursa doğa tahribatı çok fazla olur. Ama doğada kendi kendine oluşan tahribat, eğer afetler yoksa doğa kendi kendini telafi eder. Martı katliamına gitmesin. Onlar da doğanın bir halkasıdır. Eğer o halkadan bir halkayı çıkaracak olursan doğada bir dengesizlik olur. Mutlaka onun yerini bir şey doldurur. Biz doğayı kendi haline bırakalım. Çünkü doğa bize lazım. Doğa olmazsa biz de olmayız. Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir doğa şart” dedi.
‘Edi̇rne’yi̇ martılar istila etti̇’
Selimiye Camii meydanında yıllarca çok sayıda güvercin çeşidi bulunduğunu aktaran Aydoğan Bilgen ise camiler ile güvercinlerin arasındaki bağa dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı: