Filistin halkının haklarının en etkili destekçilerinden biri olarak bilinen ve 2003’te hayatını kaybeden aktivist Edward Said’in kızı Najla Said, babasının fikirleri, Nekbe ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
📌 Nakba, identity and perceptions:
🗣️ Edward Said’s ideas have ‘penetrated everyone’s consciousness who understands this struggle,’ Najla Said tells Anadolu
Palestinian-American scholar’s daughter reflects on Gaza crisis and Palestine cause ⤵️ https://t.co/d4ET2DgyHH pic.twitter.com/nRLQ8cY9Az
— Anadolu English (@anadoluagency) November 16, 2023
Said, babası bugün hayatta olsaydı Gazze halkının insani durumunun yanı sıra “uluslararası hukukun korkunç ihlaline” devamlı dikkati çekeceğini dile getirdi.
Babasının “herkes gibi” Gazze’deki duruma işaret edeceğini belirten Said, “Bunun, sömürgecilik, emperyalizm, askeri işgal olduğuna değinirdi. Nekbe’nin hiç ele alınmadığına değinirdi. Bu, ele alınmalı. Bunun 1948’de başımıza geldiği konusunu ele almalı ve kabullenmeliyiz.” diye konuştu.
Najla Said, Batı’nın Nekbe’ye ilişkin farkındalığının az olduğunu vurgulayarak, “Bu, çılgınca. New York’ta yaşıyorum, bu yüzden burada 1948’de İsrail’in bağımsızlığını kazanmasından başka bir söylem olmadığını biliyorum. Bu yüzden her yıl burada bir geçit töreni oluyor. Yani bu, İsrail’in kurulabilmesi için insanların yerinden edilmesinin hiç konuşulmaması gibi bir şey.” değerlendirmesini yaptı.
Filistinlilerin yerinden edilmesi konusu için Said, “Bu konuyu açarsan, insanlar rahatsız oluyor çünkü İsrail’in kurulmasından mutlu olmamız bekleniyor.” dedi.
Gazze’ye saldırılar “vicdansızca ve adaletsiz”
Said, Nekbe’nin her zaman Filistinlilerin aklında olduğunu dile getirerek, “Yaşananlardan anlayabildiğim kadarıyla, Gazze halkının bu acıyı ve travmayı hak ettiğini gösteren hiçbir şey yok.” ifadesini kullandı.
İsrail’in saldırılarını “vicdansızca” ifadesiyle tanımlayan Said, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetini Gazze halkının tamamını “yok etmeye çalışmakla” suçladı.
Najla Said, “Burada şartların farklı olduğunu anlıyorum ama yine de Gazze’ye saldırıların vicdansızca ve adaletsiz olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu saldırıların soykırım olduğunu söyleyenlere de katılıyorum.” dedi.
– “Konuyla hiç bağlantısı olmayan kişilerden aldığımız destek çok fazla”
New York’ta Yahudi çoğunluğunun olduğu bir mahallede büyüyen Filistin ve Lübnan asıllı Said, 20 yıldır oyunculuk, oyun yazarlığı ve yazarlığın yanı sıra pilates eğitmenliği yapıyor.
Mevcut şiddet döngüsünde hem düşmanlık hem de empati yaşadığını dile getiren Said, pilates eğitmenliği yaptığı öğrencilerinden birinin 7 Ekim saldırısının ardından kendisiyle çalışmayı bıraktığını söyledi.
Najla Said, “Pilates öğretirken, öğrencime göre onun başına gelen en güzel şeydim. Ancak Facebook sayfamda Hamas’ın saldırılarının korkunç olduğunu düşündüğümü söylememe rağmen İsrail bayrağı paylaşmak istemediğimi belirttiğim için, becerikli ve iyi bir insan olduğumu düşünen biri tarafından aniden insanlığım sorgulanmaya başladı.” diye konuştu.
Öte yandan Said, Gazzelilerin ve Filistinlilerin, özellikle ABD’deki siyahiler ve diğer ırklarca yoğun şekilde desteklendiğini gördüğünü kaydetti.
Said, “Konuyla hiç bağlantısı olmayan kişilerden aldığımız destek çok fazla. Babam her zaman, ‘dayanışma sevginin en güçlü halidir’ derdi. Bu yüzden konuşmaya cesaretim var çünkü daha çok desteklendiğimi hissediyorum.” şeklinde konuştu.
Najla Said, “Bu, en güzel şeylerden biri çünkü ‘Siyahların Hayatı Önemlidir’de (Black Lives Matter) onları desteklediğimizi gördüler ve geri adım atmıyorlar. Bu destek hakkında çok değerli ve özel hissettiren bir şeyler var. Çünkü sonunda, dindar ideologlar, geri kafalı insanlar ya da barbarlar olarak görülmüyoruz. Bastırılmış bir azınlık olarak görüldüğümüzü hissediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Filistin meselesinin küresel bir gündem olduğuna değinen Said, “Dünyanın tepki şekli, kendimizi daha az yalnız hissetmemizi sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Said, “Müslümanlar, dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Araplar ya da Müslümanlar olarak, azınlık olduğunuzu yalnızca ABD’de hissediyorsunuz. Bu yüzden dünyanın her yerinden Müslümanlardan, Araplardan ve farklı ırklardan gelen destek nedeniyle daha çok neşeleniyorum. Fakat bu aynı zamanda çok korkunç, özellikle ABD’de. Dünyanın her köşesinden bakabilmemiz nedeniyle ABD’nin çok kötü göründüğünü fark ediyoruz.” diye konuştu.
– Filistinlilerin davası için Edward Said, “benzersiz bir figür”
Eserleriyle Batı medyasında İsrail-Filistin meselesinin ele alınış şeklini eleştiren Edward Said’in kızı Najla Said, kendisinin ve Filistinlilerin deneyimlerinin, babasının değerlendirmelerini doğrular nitelikte olduğunu düşündüğünü belirtti.
Said, “Birinin Gazze’de binalar olmasına şaşırdığını söylediğini duydum. ‘Bunlar mülteci değil mi’ diye sordu. Ben de, ’75 yıldır mülteciler. Tabii bir şeyler inşa edecekler. Çadırlarda 75 yıl boyunca yaşamayacaklar’ dedim.” ifadesini kullandı.
Arapların yoksulluk içinde yaşamayı “seçmediğini” vurgulayan Said, “Geri kafalı değiliz. Barbar değiliz. İnşa ettiğimiz, Gazze’de inşa ettikleri her şeyi yok ettiler.” dedi.
Said, Filistinlilerin davası için babasının “benzersiz bir figür” olduğunun altını çizerek, “Çok belirgin ve özel bir insandı. Bence babamı bu kadar ilginç kılan şey, hukuk, politika ya da tarihi bakış açısından değil, bir bakıma beşeri bilimler ve edebiyat alanı bakış açısından gelmesiydi.” değerlendirmesini yaptı.
Bugünlerde Gazze’deki duruma ilişkin konuşanlardan genellikle avukat, uluslararası hukuk uzmanı veya politika uzmanlarının dikkate alındığına işaret eden Najla, “Bence şu an babam gibi birini bulmak zor. Edebiyat profesörü, müzisyen ve birçok şeydi ancak aynı zamanda bu konuda (Filistin davası) çok tutkuluydu.” dedi.
Toprakları üzerinde 1948’de İsrail’in kurulmasıyla 700 binden fazla Filistinliyi yerinden eden o günü “büyük felaket” anlamına gelen “Nekbe” olarak isimlendiren Filistinliler, nesiller boyu İsrail’in kurulmasının ardından olanların travmasıyla yaşadı.
Bugün, 7 Ekim’den bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinde 11 bin 500’den fazla Filistinlinin ölümüne ve on binlercesinin yerinden edilmesine yol açması nedeniyle birçok kişi, Nekbe’den 75 yıl sonra aynı trajediyi yaşıyor.
– Edward Said kimdi?
Filistinli ve Amerikalı akademisyen ve siyasal aktivist Edward Said, 1 Kasım 1935’te Kudüs’te dünyaya gelmişti.
Hristiyan olan Edward Said’in babası Wadie İbrahim Said, 1947’de Birleşmiş Milletlerin (BM) Filistin’i Yahudi ve Arap bölgeler olarak ayırma girişimiyle ortaya çıkabilecek krizden kaçınmak için ailesiyle Kudüs’ten Kahire’ye taşınmıştı.
Burada Edward Said, Kahire Amerikan Okulunda ve ardından Kahire Victoria Kolejinde öğrenim görmüş, orta öğrenimini 1951’de ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Northfield Mount Hermon School’da tamamlamıştı.
Edward Said, sosyal ve kültürel politikalar ışığında edebiyat eleştirmenliği yapmasının yanı sıra Filistinlilerin siyasal haklarını ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmasını açıkça desteklemişti.
Arap davasını ve Filistinlilerin haklarını desteklemek için birçok kitap ve makale yazan Edward Said, özellikle ABD ve İsrail’in bölgedeki politikasını eleştirmişti. Bu nedenle Said, iki ülkenin destekçileriyle pek çok sorun yaşamıştı.
Öte yandan, Edward Said, Filistinliler tarafından “Siyonizme haksız tavizler vererek Filistin haklarını feda etmekle” suçlanıp onların muhalefetiyle de karşı karşıya kalmıştı.