Prof. Dr. Kamer, AA muhabirine, Ege Üniversitesi Hastanesi içinde faaliyet gösteren merkezin kanser tanısı ve kayıt konusunda bölgenin önde gelen kurumlarından olduğunu, hastanelerinde takip edilen kanser vakalarına ait bilgileri Dünya Sağlık Örgütü verileriyle birleştirdiklerini ifade etti.
Kanserde erken tanı ve toplumsal farkındalık için de çalışma yürüttüklerini dile getiren Kamer, tanı ve tedavi konusunda yaşanabilecek sorunları önceden görmek üzere de bilimsel araştırmalar yaptıklarını dile getirdi.
Salgın döneminde Kovid-19 ile mücadelenin ön plana alınmasının kanser tanılarına etkisine ilişkin de bir araştırma yaptıklarını aktaran Kamer, “Kovid-19 sürecinde rutin sağlık hizmetlerinde durmalar yaşadık. Acil durum planları nedeniyle kansere bağlı semptomu bulunan hastaların başvurularını biraz ötelemek zorunda kaldık. Tüm dünya bununla ilgili birtakım endişeler taşıdı. Kendi semptomuyla hastaneye başvuran meme, akciğer ya da taramayla tanı konulan meme, akciğer, kolon, rahim ağzı kanserlerinde erken tanıda bir takım gecikmeler yaşandığı endişeleri ortaya çıktı.” dedi.
Bu durumun 2022 sonrasında ileri evre kanser vakalarının artmasına neden olup olmayacağı sorusunu akla getirdiğine işaret eden Kamer, bilimsel bir yanıt bulmak ve önlem almak üzere çalışma yürüttüklerini dile getirdi.
Pandemi öncesi 2018-2019 yılları ile pandeminin yoğun yaşandığı 2020-2021 yıllarında kanser tanısı verilerini karşılaştırdıklarını aktaran Kamer, pandemi öncesindeki 2 yılda konulan tanı sayısının 13 bin 218, pandemi döneminde ise 7 bin 762 olarak görüldüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Kamer, şöyle konuştu:
“2018 ve 2019 yıllarında yani pandemi öncesinde hastanemizde tanı alan hasta sayısının 2020 ve 2021 yıllarında neredeyse yüzde 50’lere varan bir azalma gösterdiğini gördük. Bu demek ki bazı hastalar kanser tanısı almak için hastaneye gelmekten kaçındılar ya da tanılarını başka merkezlerde almak durumunda kaldılar. Özellikle taramayla tanı konulan meme, akciğer ve rahim ağzı kanserlerinde rakamsal azalmayı çok daha belirgin gördük. Ancak lösemi gibi, belirtileriyle hastanın beklemesine müsaade etmeyen kanserlerde tanı gecikmesi olmadığını gördük.”
Araştırmanın son aşamasında 2022 verilerini incelediklerini ifade eden Kamer, daha ileri evrelerde tanıların görülüp görülmediğini ortaya koyacaklarını dile getirdi.
Akciğer ve meme kanseri bulguları
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener de salgının ardından ileri evre akciğer ve meme kanseri olgularının Türkiye ve dünya genelinde arttığını belirtti.
Şener, “Kovid-19 sürecinde kişilerin hastaneye gitme ya da gidememe sebepleriyle bu işi ötelemeleri ve tanının gecikmesi sonucu ileri evre tablolarla karşı karşıya kaldık.” diye konuştu.