Ekonomik ve siyasi krizin pençesindeki Lübnan’da son bir yıl içinde aile için şiddet olayları neredeyse iki katına yükseldi ve halkın içinde bulunduğu sıkıntılara bir yenisi daha eklendi.
Lübnan, yerel para biriminin aşırı değer kaybı ve yüksek enflasyon sebebiyle nüfusun yaklaşık yarısını yoksulluk sınırının altında bırakan tarihinin en kötü ekonomik krizini yaşıyor.
Başkent Beyrut’ta geçen yıl meydana gelen liman patlamasının yol açtığı ağır maddi kaybın yanı sıra hükümet krizinin de aylardır çözülememesi ülkede boğucu bir atmosfer oluşturuyor.
Kovid-19 sonrası aile içi şiddet şikayetleri yüzde 96,5 arttı
AA muhabirinin emniyet kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Kovid-19 salgınının başlamasından sonra aile içi şiddetle ilgili şikayetlerde yüzde 96,5 artış oldu.
Kadına yönelik şiddetle ilgili şikayet hattına Mart 2019’dan Şubat 2020’ye kadar 747 çağrı gelirken, bu sayı Mart 2020-Şubat 2021 döneminde 1462’ye yükseldi.
Fe-Male sivil toplum örgütü müdiresi Hayat Mirşad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı kadın örgütlerinin yardım hatlarında aile içi şiddet şikayetlerinde yüzde 200 artış görüldüğünü söyledi.
Son 2 haftada 3 kadın öldürüldü
Son iki haftada ülkede 5 kadına karşı suç işlendiğini ve bu kadınlardan 3’ünün öldürüldüğünü ifade eden Mirşad, aile için şiddetin fiziksel, cinsel ve psikolojik türlerinin olduğunu belirtti.
Resmi olmayan istatistiklere göre, cinayet oranının 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 59 arttığını belirten Mirşad, Lübnan’da kadınların korunmasına yönelik yasanın katı olduğunu ancak krizin, faillerin namus adına cezadan kaçmalarına imkan veren yasal boşluklar ve uygulama mekanizmasından kaynaklandığını ifade etti.
Kültür ve eğitim sisteminin zayıflığı şiddete yol veriyor
Miftah el-Hayat Derneği yöneticisi Lana Kuskus ise aile içi şiddetin yüksek olmasının nedenlerini ülkedeki kültür ve eğitim sisteminin zayıflığına bağladı.
Ekonomik ve sosyal koşulların bozulmasının da bu konuda önemli bir rol oynadığına dikkati çeken Kuskus, “Artan aile içi şiddet olgusu, kadın için toplumdaki tüm sosyal, psikolojik, mesleki ve bilimsel alanlarda acı verici bir etkiye sahip. Bu durumda şiddet döngüsü boşa giden bir insan kaynağı enerjisine sebep oluyor.” dedi.
Yasaların caydırıcılığı arttırılmalı
Avukat ve insan hakları aktivisti Fadiye Hamza, aile içi şiddetin suç saymasına ilişkin tüm yasaların, failleri caydırmadığını, bunun da aile içi şiddetin artmasına neden olduğunu söyledi.
Kanunun hırpalanmış kadınlara koruma sağlamadığını ifade eden Hamza, aile içi şiddete yönelik cezaların ağırlaştırılması ve bu durumun Lübnan’da yayılmasını önlemek için acil adımlar atılması gerektiğini belirtti.