Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) açıklanan GSYH verilerine göre, Türkiye ekonomisi, dördüncü çeyrekte yıllık yüzde 3,5 büyüme kaydetti. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi yüzde 3,9’dan 4’e, ikinci çeyrek büyümesi yüzde 7,7’den 7,8’e ve ilk çeyrek büyümesi yüzde 7,5’ten 7,6’ya revize edildi.
- Türkiye ekonomisi 2022’de yüzde 5,6 büyüdü
AA Finans’ın anketine katılan ekonomistler, büyümenin dördüncü çeyrekte yüzde 2,8 düzeyinde gerçekleşeceğini öngörüyordu.
Beklentileri geride bırakan büyümeye en önemli katkı yüzde 21,8’le finans ve sigorta faaliyetlerinden geldi. Dördüncü çeyrekte büyümeye hizmet faaliyetleri yüzde 11,7’lik katkı sağlarken, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 4,3 ve sanayi yüzde 3,3 destek verdi.
Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2022’nin dördüncü çeyreğinde yüzde 16,1, yılın tamamında ise 19,7 artarken, hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 57,5 oldu.
Geçen yıl mal ve hizmet ihracatı yüzde 9,1, ithalatı ise yüzde 7,9 yükseldi. İşgücü ödemeleri 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 82,7 artarken, işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yıl yüzde 30,1’den yüzde 26,5’e geriledi.
Analistler, son veriler dikkate alındığında büyümedeki ivmenin güçlenme sinyalleri verdiğini ancak bu verilerin deprem öncesi dönemi kapsadığından gelecek dönem için belirsizliklerin arttığını ifade etti.
“Büyüme trendine ilişkin göstergeler güçlenmeye işaret etti”
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, büyümedeki son görünüm ele alındığında ilk sinyallerin milli gelir büyümesinin deprem öncesi iç talep kaynaklı olarak güçlendiğine işaret ettiğini ancak, depremin ilk çeyrekte ekonomik aktiviteye yansımasını netleştirmek açısından öncü göstergeleri bir süre daha takip etmenin gerekli olacağını bildirdi.
Geçen yıl milli gelir toplamının dolar karşılığının 905,5 milyar dolar ile 2014’ten bu yana en yüksek büyüklüğe işaret ettiğini ifade eden Bürümcekçi, “Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2022’nin son çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 artış göstererek büyüme eğiliminin güçlendiğine işaret etti.” değerlendirmesinde bulundu.
Bürümcekçi, tüketim yöntemiyle hesaplanan GSYH’yi son çeyrekte inşaat, finans ve hizmet sektörünün yukarı çektiğini aktardı.
Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verilerine göre, son çeyrekte özel ve kamu tüketimi ile yatırım harcamalarının büyümeyi olumlu etkilediğini bildiren Bürümcekçi, net dış talep ve stok azalışının ise büyümeyi olumsuz etkilediğini kaydetti.
Bürümcekçi, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ayrıntılarına bakıldığında yatırımların makine-teçhizat ayağında yükselmeye devam ettiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:
“İnşaat yatırımlarının da daralma serisini sona erdirdiği görülüyor. Bilindiği gibi, yeni GSYH serisinde yatırımların özel ve kamu ayrımı açıklanmıyor. Buna karşılık inşaat ve makine-teçhizat ayrımı açıklanıyor. Söz konusu çeyrekte inşaat yatırımlarında yüzde 0,3 artış ile önceki beş çeyrekte görülen daralma eğilimi sona ererken, makine-teçhizat yatırımlarının ise yüzde 2,3 ile yavaşlama gösterse de artış eğilimini koruduğu görülüyor. Özel yatırımların göstergesi olan makine-teçhizat yatırımları böylece son 13 çeyrektir üst üste yükseliş göstermiş durumda.”
“Öncü göstergeleri bir süre daha takip etmek gerekecek”
Büyümedeki son görünüm ele alındığında ilk sinyallerin milli gelir büyümesinin deprem öncesi iç talep kaynaklı olarak güçlendiğine dikkati çeken Bürümcekçi, bu yılın ilk çeyreğindeki öncü göstergelere bakıldığında imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), reel kesim güven endeksi (RKGE), tüketici güven endeksinde belirgin artış, dış talepte de toparlanma gözlendiğini bildirdi.
Hizmet ve inşaat sektörleri güven endeksleri ile kapasite kullanımında ise yavaşlama olduğunu kaydeden Bürümcekçi, “Ancak tüm bu gelişmeler ağırlıklı olarak 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem öncesi görünümü yansıtıyordu. Depremin ilk çeyrekte ekonomik aktiviteye yansımasını netleştirmek açısından öncü göstergeleri bir süre daha takip etmek gerekli olacak.” ifadelerini kullandı.
Bürümcekçi, bu yıl için yüzde 3 düzeyinde olan büyüme tahmini üzerindeki risklerin deprem sonrası aşağı yönde ağır bastığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Milli gelir içindeki payı yüzde 9,3 olan deprem bölgesinin başta imalat sanayi olmak üzere tüm sektörlere olan katkısının şubattan itibaren ne ölçüde ve ne süre azalacağı bu yıl büyümede öngörülen yavaşlamanın boyutu açısından belirleyici olacaktır. Marmara depreminin etkileri üzerinden yapılan çalışmalar milli gelirin maksimum 1 puan civarı aşağı yönde etkilenebileceği yönündedir.
Ocak ayı verilerinde gözlenen ekonomik aktivite hızlanmasının yerini ılımlı bir yavaşlamaya bırakması söz konusu olabilecek ancak diğer bölgelerde buradaki kayıpların telafi edilmesine yönelik görülebilecek üretim artışları ile sonraki çeyreklerde daha yüksek büyüme oranları görülebilecektir. Bu doğrultuda, 2023 yılı için yüzde 3 düzeyinde olan büyüme tahminimiz üzerinde risklerin şu aşamada aşağı yönlü olduğu söylenebilir.”
“Maalesef yaşanan deprem büyüme hızını ilk çeyrekte aşağı çekecektir”
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da, yıllık büyümenin beklentileri karşılayarak çeyreklik büyüme tahminlerinin biraz üzerinde gelse de yüzde 5 civarında gerçekleştiğini bildirdi.
Büyümenin lokomotifinin son yıllarda olduğu gibi iç taleple olmaya devam ettiğini belirten Aslanoğlu, büyümeye yüzde 10,3 yukarı yönlü katkı vermiş olduğunu bildirdi.
Aslanoğlu, çeyreklik büyümenin yüzde 3,5, tüketim büyümesinin yüzde 16,1 olduğunu kaydederek, “Yıllık büyüme de yüzde 5,6, tüketim büyümesi yüzde 19,7 olarak gerçekleşti. Çeyreklik bazda hafif artış olsa bile yıllık bazda yatırımlarda gerileme izliyoruz. Dış talebin büyümeye verdiği katkı negatife döndü.”
Son çeyrekte ihracatın yüzde 3,3 düşerken, ithalatın yüzde 10,2 arttığına dikkati çeken Aslanoğlu, bu gelişmenin artan dış açık verilerinde de görüldüğünü ifade etti.
Aslanoğlu, geçen yılın ikinci yarısında büyüme hızında yarı yarıya yavaşlama gerçekleştiğini belirterek, şunları ifade etti:
“Öncü göstergeler ocak ayında büyümenin tekrar toparlandığına işaret ediyordu. Özellikle ücret artışları ve EYT etkisini görmeye başlamıştık. Maalesef yaşanan deprem büyüme hızını ilk çeyrekte aşağı çekecektir. 2022 yılında işgücünün toplam gelirden aldığı payın yüzde 30,1’den yüzde 26,5 seviyesine gerilemesi gelir dağılımında bozulmanın arttığına işaret ediyor.”