Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı haziranda yüzde 10,3’e gerileyerek üst üste 4’üncü ayında da düşüş kaydetti.
- Türkiye’de haziranda yüzde 10,3 ile son 50 ayın en düşük işsizlik oranı kaydedildi
Bu rakam aynı zamanda Mayıs 2018’den bu yana en düşük işsizlik oranına işaret ederken, 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı da haziranda bir önceki aya kıyasla 136 bin kişi azalarak 3 milyon 541 bin kişiye indi.
Öte yandan istihdam oranı haziranda bir önceki ay gördüğü tarihi seviyesinden 0,1 puanlık sınırlı düşüş kaydetti. Buna karşın Ocak 2005’ten bu yana yayımlanan verilere bakıldığında, yüzde 47,8 ile en yüksek ikinci istihdam oranına işaret etti. Bu dönemde istihdam edilenerin sayısı 30 milyon 866 bin düzeyinde gerçekleşti.
Analistler, yaz aylarında özellikle turizm sektöründe gözlenen istihdam artışı ve e-ticaret sektöründeki gelişmelerin iş gücü piyasasına olumlu katkı sağladığını belirtiyor.
“Yatırım artışıyla tek haneli işsizlik oranları görülebilir”
Paiterium Danışmanlık Kurucusu ve Ekonomist Dr. İsmet Demirkol, salgın sonrası normalleşmenin başlamasıyla hizmet sektöründeki talebin ihtiyacın üzerinde seyrettiğini, özellikle turizm sektöründeki gelişmelerin beklentilerden güçlü seyrettiğini söyledi.
Lojistik, gıda ve perakende tarafında talebin artması ile e-ticaret sektöründeki olumlu gelişmelerin de hizmet sektöründeki çalışan ihtiyacını artırdığını anlatan Demirkol, tüm bunların işsizlik rakamlarının gerilemesinde etkili olduğunu ifade etti.
Demirkol, Türkiye’nin özellikle ihracata dayalı büyüme modeline geçiş sürecinde yenilenebilir enerji kaynakları, dijitalleşme ve katma değerli büyüme modeline yönelik yatırımların artması suretiyle özellikle genç işsizliğin gelecek dönemde gerilemesini beklediğini vurgulayarak, “Hizmet sektörü dışında tarım ve sanayiye de daha fazla katkı sağlanması durumunda yüzde 10,3’e gerileyen işsizliğin önümüzdeki 1,5-2 yıl boyunca yüzde 9,8’e kadar inmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyebilirim.” dedi.
Türkiye’nin yüzde 9,8’lik işsizlik rakamlarına ulaşabilmesi için endüstri 4.0, toplum 5.0 modeline geçmesinin yanı sıra bunlarla ilgili teknoloji ve inovasyon yatırımlarını artırması gerektiğini anlatan Demirkol, şunları kaydetti:
“Bunun sonucunda yeni mesleklerin ortaya çıkmasıyla genç işsizlik azalacaktır. Diğer yandan Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Türkiye’nin özellikle jeopolitik konumu gereği Türkiye’ye yatırımların artması durumunda da tek haneli işsizlik oranlarını görebiliriz. Tarımda bölgesel kalkınmayla ilgili üretim çeşitlerinin ortaya çıkması, tarımsal teşviklerin özellikle tarım ve çiftçilikle uğraşan kurumlara verilmesi ve bölgesel kalkınma ofislerinin gelişmesi ile istihdam açısından hem tarım hem de sanayideki gelişmeye olumlu katkı sağlayacaktır.
Örneğin İstanbul’daki bir ihtiyacın Antalya’dan değil de İstanbul bölgesinde tedarik edilmesi orada tarımsal faaliyete ihtiyacı doğuracak ve istihdamı destekleyecektir. Öte yandan önümüzdeki süreçte Mersin Akkuyu’ya doğrudan yabancı yatırımın Rusya tarafından yapılması ve Rusya’dan önümüzdeki aylarda gelecek diğer yatırımlarla istihdam daha da artacaktır.”
“Genç nüfus ve kadınların iş gücüne katılımına dikkat edilmeli”
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da manşet işsizlik oranında mayıs ayındaki yüzde 10,9 seviyelerinden haziranda yüzde 10,3’e gerileme yaşandığına işaret ederek, “Potansiyel anlamdaki işsizliği işaret eden daha geniş tanımlı gösterge, atıl iş gücü oranı ise yüzde 22,4’ten yüzde 20,4’e doğru bir düşüş gösterdi.” dedi.
İstihdam piyasası açısından temmuz ayı için asgari ücrete gelen zammın etkilerine bakmak gerektiğini vurgulayan Erkan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Enflasyon ortamında ücret iyileştirmeleri veya ara dönem enflasyon farkları itibarıyla genel ücret artışları işveren maliyetlerini artırmış durumda. Yüksek ücret artışının karşılanması iş piyasasının genel durumu açısından, kayıtlı istihdamın artmaya devam etmesi ise kayıt dışılığın azaltılması anlamında önemli. Bu ücret artışlarının işsizlik artışına dönmemesi gerekiyor. Geniş tanımlı işsizliğin ele alınması elbette önemli.
Çünkü işgücü piyasasındaki koşullar iyileştiğinde çalışmak isteyenlerin ve iş arayanların oluşturduğu havuza olan transfer buradan gerçekleşecek. Atıl iş gücünün önemli bir kısmını çalışmak isteyip iş aramaktan vazgeçenler oluşturuyor. Artı olarak, iş gücü olarak nitelendirilen kesimde halen nüfusun yarısı kadar bir seviyedeyiz, ki potansiyelin değerlendirilememesi açısından önemli.
Genç işsizlikte yüzde 20,3’ten yüzde 20,4’e çok sınırlı bir artış var. İşgücü piyasasındaki kırılım ve genele yayılan bir tam istihdam piyasası iyileşmesi için genç nüfus ve kadınların işgücüne katılımı dikkat edilmesi gereken konular.”