Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temmuz ayına ilişkin sanayi üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, temmuzda takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi geçen ay yıllık bazda yüzde 8,7 artarken, aylık bazda ise yüzde 4,2 geriledi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksindeki azalış ise yıllık bazda yüzde 2,3 oldu.
- Sanayi üretim endeksi yıllık bazda yüzde 8,7 arttı
AA Finans Sanayi Üretimi Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16,9 artmasını bekliyordu.
AA Finans analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, temmuz ayında arındırılmamış sanayi üretim endeksinin beklentilerin altında kaldığını anımsatarak, bu gelişmede temmuz ayında bayram tatilinin yarattığı işgünü eksikliği ve bayram tatilinin hafta sonu ile birleştirilmesiyle oluşan ilave iş gücü kayıplarının etkili olduğunu ifade etti.
Bürümcekçi, takvim etkisinden arındırılmış endeksin üç aylık hareketli ortalamasının yıllık değişiminin ikinci çeyreğin son ayı olan haziranda yüzde 41,2 artış ile endeks tarihindeki en yüksek değerine ulaştığını ifade ederek, üçüncü çeyrek başında ise ilk belirgin yavaşlama görüldüğünü aktardı.
Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin haziran ayında 135,6 ile tarihi zirvesine çıktığını hatırlatan Bürümcekçi, “Söz konusu göstergenin aydan aya büyük oynaklık göstermesi üretimdeki ana eğilimi belirlemekte zaman zaman zorluk çıkarmaktadır. Ayrıca, bu dalgalanmanın boyutu özellikle bayram gibi uzun tatillerin yıllık izin dönemleriyle çakıştığı zamanlarda, kullanılan yöntemlerin arındırmayı yeterince sağlıklı yapamamasından kaynaklı olarak daha da büyümektedir. Bu nedenle, sanayi üretimi ivmesinin gücünü ay bazında değerlendirmektense çeyrekten çeyreğe değişimlere bakmayı daha doğru buluyoruz. Sonuç olarak, çeyrekler bazında bakıldığında; bu yıl ilk çeyrekte yüzde 2,5 ve ikinci çeyrekte yüzde 1,4 artışlar sonrası üçüncü çeyrekte belirgin hız kesse de yükseliş eğilimi devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“Üçüncü çeyrekte yüzde 6-7 civarında artış yakalanabilir”
Haluk Bürümcekçi, arındırılmamış sanayi üretimi endeksinin milli gelir serisi ile uyumlu olduğunu dile getirerek, “Üçüncü çeyreğin ilk ayı olan temmuzda işgünü eksikliği ve baz etkisi nedeni ile daralma gözlense de, bu eğilimin geçici olduğunu ve üçüncü çeyrekte yüzde 6-7 civarında üretim artışının yakalanabileceğini düşünüyoruz. Üçüncü çeyreğin ikinci ayı olan ağustos için ise öncü göstergeler güçlü seyrin devam ettiğine işaret etmişti.” dedi.
Son dönemde finansal koşulların tekrar gevşemesi ve salgın kısıtlamalarının kaldırılması ile iç talebin belirgin toparlandığına dikkati çeken Bürümcekçi, “Dış talebin küresel aktivite nedeni ile güçlü seyretmeye devam etmesi de büyüme eğilimine destek vermektedir. Temmuz-ağustos öncü göstergeleri de ekonomik aktivitenin üçüncü çeyrekte ivmesini koruduğunu gösterdi. Buna karşılık, temmuz ayında sanayi üretiminde gözlenen sert yavaşlama yüzde 9,3 olan 2021 yılı büyüme tahminimiz üzerindeki yukarı yönlü risklerin azaldığını düşündürmektedir.” ifadelerini kullandı.
– “Sanayi üretiminin yıllık artış hızı yavaşlasa bile belli bir gücü koruyacaktır”
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu de küresel ve Türkiye Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin sanayi ürünlerine olan talepte bir düşüş sinyali verdiğini anımsatarak, baz etkisinin kalkmasıyla hem aylık bazda düşüş hem de yıllık artış hızında gerileme görüldüğünü ifade etti.
Aslanoğlu, sanayi ürünlerine olan talep düşüşünde bir başka faktörün de hizmet sektörlerine olan talebin devreye girmesiyle hanelerin sanayi ürünlerine olan bütçelerini mecburen azaltmaya başlaması olduğunu dile getirdi.
Sanayi üretiminin yıllık artış hızının yavaşlasa bile belli bir gücü koruyacağının altını çizen Aslanoğlu, “Enerji sektöründe aylık ve yıllık bazda artışın devam ettiğini, burada talebin hala güçlü olduğunu anlıyoruz. Emtia fiyatlarının gücü madencilik sektörünü de olumlu tutuyor.” ifadelerini kullandı.
Aslanoğlu, sanayi üretiminin artış hızındaki yavaşlamanın ağırlıklı olarak imalat sanayinden kaynaklandığına dikkati çekerek, “Tüketici davranışımdaki değişim dayanıklı tüketim malı talebine azalma olarak daha fazla yansıyor. Maalesef en olumsuz tablo yüksek teknoloji ürünlerde hem aylık hem de yıllık daralmanın güçlü olması olarak karşımıza çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.