Elazığ’da araştırma yürüten Fırat Üniversitesi (FÜ) Biyomühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Entomolog Prof. Dr. İnanç Özgen, 2 bin 340 rakımlı Haroğlu Dağı’nda ekonomik değeri yüksek olduğu belirtilen “bombus arısı”nın 5 türünü tespit etti.
Haroğlu Dağı’nın kuzey yamacında bir süre önce literatürde “Pygopleurus koniae” olarak isimlendirilen Glaphyridae familyasından olduğu belirlenen böcek türünü tespit ederek “Kürklü düğün böceği” adını veren Prof. Dr. Özgen, çalışmalarını aynı bölgede yoğunlaştırdı.
Araştırmaları neticesinde 5’i örtü altı yetiştiriciliğinde verim ve kaliteyi arttırması, üretim maliyetlerini azaltması nedeniyle kullanımı yaygınlaşan “bombus” başta olmak üzere 6 arı türünü kayıt altına alan Özgen, ballıbaba bitkisi üzerinde tespit ettiği “bombus terrestris”, “labidarus”, “velox”, “megabombus” ve “hortorum” ile “xylocopa violacea” türlerinin aynı habitatta birbirleriyle uyum içerisinde aynı bitkinin polenleriyle beslendiğini belirledi.
“Bu kadar türü bir arada bulmamız rezerv alanı olduğunu gösteriyor”
Prof. Dr. Özgen AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan dünya nüfusuna bağlı olarak gıda ihtiyacının karşılanması için tüm ülkelerin tarım ve hayvancılık alanındaki üretimlerini arttırmaya yönelik çalışma yürüttüğünü söyledi.
Gelişmiş ülkelerde buna bağlı olarak sera ve besicilik faaliyetlerinin büyük önem kazandığına, bu noktada yetiştiriciliği yapılan meyve, sebze ve yem bitkilerinin veriminin arttırılmasında tozlaşmayı sağlayıcı “bombus arıları”nın kullanıldığına işaret eden Özgen, bu türler içinde en dikkat çeken, ticari olarak üretimi yapılanın “bombus terrestris” olduğunu aktardı.
Özgen, “bombus terrestris” türünün ülkede hem Türk hem de yabancı firmalar tarafından seralarda özellikle domates, biber, patlıcan gibi ürünlerin verimini attırmak için tozlayıcı böcek olarak üretilip, satıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bombus terrestrisin dünya genelinde 100 milyon avroya yakın pazar payı var. Bombusların doğadaki bulunuşları da çok önemli. 50 bombus türü yaklaşık 9 ayda bir hektar arazideki tüm bitkileri tozlama kapasitesine sahip. Bu bombus türleri, yem bitkilerinde, üçgül ve yoncada yüzde 30-40’a varan verim artış sağlaması açısından çok önemli. Bölgede kısa sürede bu kadar türü bir arada bulmamız, bunların rezerv alanı olduğunu gösteriyor.”
– “Bu türlerin tozlayıcı arı sektöründe önemli bir yere geleceğini düşünüyorum”
Özgen, bombus terrestiris türünün geçmiş yıllarda ithal edilirken, son yıllarda özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yerli ve yabancı firmalar tarafından üretilmeye başlandığını ve ihraç edildiğini aktararak, Haroğlu Dağı ve laboratuvar ortamında yaptığı gözlemler ile uluslararası makaleler ışığında bombus terrestris gibi bulduğu diğer türlerin de seracılık, meyve ve sebze bahçeleri ile yem bitkisi üretiminde verimin artırılması amacıyla kullanılabileceğini, ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağını öngördüğünü dile getirdi.
“Bombus hortorum türünde hortum uzunluğunun ve jenerasyon sayısının daha fazla olması diğer türlere göre avantaj sağlıyor. Sadece besin zinciri daha sınırlı ancak bu bölgede o problem de yok. Her türlü bitkiyle tozlaştırdığını saptadık.” ifadelerini kullanan Özgen, özellikle üçgül ve yonca gibi yem bitkilerinde tohum verimini artırdığı için bu türün bölge ve ülke hayvancılığı ile meralar için çok önemli olduğunu düşündüğünü belirtti.
Özgen, “‘Bombus terrestris’, ‘labidarus’, ‘velox’, ‘megabombus’ ve ‘hortorum’ türlerinin 100 milyon avroluk ekonomik hacme sahip olan tozlayıcı arı sektöründe önemli bir yere geleceğini düşünüyorum.” dedi.
Doğal yaşam alanlarının korunması
Yapılan bir araştırmada dünya tarımsal üretiminin en az üçte birinin arıların tozlaşma işlevi sayesinde sağlandığını anlatan Özgen, tarım alanlarının bilinçsiz genişletilmesi ve hayvancılık faaliyetlerinden dolayı doğal habitat alanlarının tahrip olması sonucu polinatör (tozlayıcı) böcek popülasyonunun azalmasına hatta yok olmasına neden olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Özgen, gelecekte yaşanabilecek ihtiyaca karşı polinatör böceklerin Haroğlu Dağı gibi diğer doğal yaşam alanlarının korunmasının önemine işaret ederek, “Yerel ortamda bu türleri bulmamızın, dışarıdan getirilerek ülkemizde üretilen varyasyonların yapacağı olumsuzlukları da azaltacağını düşünüyorum. Çünkü bu türler lokal varyasyonlarla üretildiği zaman çok daha fazla tozlaşma kabiliyetine sahip bireylerin doğaya salınma ihtimali artacak.” diye konuştu.