Uzun yıllar Türkiye’nin dört bir tarafında sınıf öğretmenliği yapan İsmail Alışkan, emekli olduktan sonra baba ocağı Göynük’e yerleşti.
Çocukken marangoz dedesinden öğrendiği ahşap işlemeciliğini geliştiren Alışkan, Yenice Mahallesi’ndeki evinde kendisine küçük ahşap atölyesi kurdu.
Alışkan’ın burada hazırladığı cami, saat kulesi, at arabası, yel değirmeni ve dokuma tezgahı gibi maketler dikkati çekiyor.
“Küçük yaşlarda ölçüp kesmeye merakım vardı”
İsmail Alışkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, boş durmayı sevmediği için kendisini ahşap işlerine verdiğini söyledi.
Çocukluğunda marangoz dedesinin yanında vakit geçirirken ahşaba ilgisini fark ettiğini anlatan Alışkan, “Küçük yaşlarda ölçüp kesmeye merakım vardı. Bizim zamanımızda öğretmen okullarında bu işlerle ilgili büyük atölyeler vardı. Orada bu maharetlerimi biraz daha geliştirdim. 1999’da emekli oldum. Emeklilik zor bir şey. Elimde bu yeteneğim olduğu için küçük küçük o işlere başladım.” diye konuştu.
Alışkan, tüm ahşap maketleri elleriyle işleyerek yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
“Elektrikli aletim yok. Zaten olsa da bana yaramaz. İlçemizdeki tarihi ev ve camiler beni bu istikamete çevirdi. Daha sonra çocukluğumuzdan beri çevremizde kullanılan eşyaları yapmaya yöneldim. Evimde şu anda yaptığım kağnı, ev, düven, saban, ahşap fıçı, yel değirmenleri, Atatürk portresi, Türkiye haritası ile onlarca maket var.”
Her şeyin mükemmel olması için saatlerce çalıştığını, beğenmezse söküp tekrar yaptığını vurgulayan Alışkan, “Caminin bir minaresini yapmak neredeyse 2 günümü alıyor. Bir camiyi 20 günde yapıyorum. Malzeme olarak çam, kayın ve kavak kullanıyorum.” dedi.
Boş oturmanın kendisini daha çok yorduğunu, yaptığı işten zevk aldığını vurgulayan Alışkan, maketleri isteyenlere hediye ederek ilçenin tanıtımına katkı sağladığını da söyledi.