Hamide Hekimoğlu hastanenin Kronik Erkek servisinde görev yapıyor. 20 yaşında başladığı ve çocukluk hayali olan mesleğinin 41 yılını evi gibi gördüğü hastanede geçirdi. Kutsal addettiği meslek hayatında, kimi zaman zihinsel engelli hastalarının annesi, bazen arkadaşı, kimi zaman ise kardeşi oldu.
Hemşireliğin sevgisiz yapılamayacağına inanan Hekimoğlu, hastaneye ilk geldiğinde madde bağımlılarına baktığını belirterek, yaşadığı bir anıyı şöyle anlattı:
“Serviste alkol ve madde bağımlısı 18 kadar hastamız vardı. Benim gibi bir acemiyle dalga geçmek için hastalar sigaraya yasaklı madde süsü verip bahçeye attılar. Ben de hemen şefime haber verdim, atılan maddeyi alıp, incelemeye gönderdik. Sonunda tütün olduğu anlaşıldı, hastalar benimle eğlenmiş olsa da şefim dikkatimden ve hiçbir şeyi gözden kaçırmamamdan dolayı teşekkür etti.”
“Merhamet ve insan sevgisi olmadan hemşirelik yapılmaz”
Uyuşturucu ve madde bağımlılığı servisinden sonra zihinsel engelliler servisinde görevlendirilmesinden ilk başta rahatsızlık duysa da zamanla servisini çok sevdiğini aktaran Hekimoğlu, şöyle konuştu:
“Onları tanıdıkça daha çok sevdim ve bağlandım zira bir çocuk gibiler. Suyunu içemiyor, yemeğini yiyemiyor, hiçbir şeyin bilincinde değiller. Acımadan çok merhamet duygusu ile yaklaştım onlara. Zaten merhamet ve insan sevgisi olmadan böyle bir serviste hemşirelik yapılmaz. Yeri geliyor tırnağını kesiyoruz, her türlü temizliğini yapıyoruz. Hatta eskiden bitlenen bazı hastaların saçlarını tek tek ayıklayıp temizlediğimi biliyorum. Öyle hastalar var ki gaitasını avuçlayıp, yatağına sürüyor. Biz bu hastalara hizmet veriyoruz.”
“Görmeyen, konuşamayan hasta sadece benimle iletişim kuruyor”
Bütün hastaları çok sevdiğini ancak bazıları ile özel bir bağ kurduğunu anlatan Hekimoğlu, şöyle devam etti:
“Şu an bir hastam var konuşamıyor, gözü de görmüyor. Onun yaşlarında bir oğlum var onun gibi seviyorum, adeta manevi oğlum. Benim dışımda kimseyle iletişim kurmuyor, bir tek ben konuşursam tepki veriyor. Kendini ifade edemediği için ona karşı koruma iç güdüm daha gelişmiş durumda. Yine doğudan gelen bir hastam vardı, hep kız doğurduğu erkek doğurmadı diye eşi ve kayınvalidesi tarafından dövülüp, şiddete maruz kalıp, sokağa atılmıştı. Bana hep anne derdi. Yıllardır hiç arayanı soranı olmadı. Bir gün bel fıtığından ameliyat olmuştum, gelip bacağıma masaj yapardı. Bana çok bağlanmıştı.”
Çarşamba pasta börek günü
Günümüzde hastane şartları ve imkanlarının göreve geldiği 41 yıl öncesi ile kıyaslanamayacağını anlatan Hekimoğlu, “mutlu çarşamba” günlerinde hemşire ve personelin yaptığı kek, börek ve poğaçaları hastalarla bir arada paylaştıklarını belirtti.
Hekimoğlu, zihinsel engelli hastalarla ayrı bir bağ kurduğunu, yeniden dünyaya gelse yine hemşire olacağını ve yine zihinsel engellilere hizmet etmek isteyeceğini ifade etti.
“Hastalarla aramızda çok ince bir çizgi var”
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin diğer bir emektar hemşiresi ise “Kronik Erkek” servisinde çalışan Gülcivan Duman. 63 yaşındaki Duman, ömrünün 42 yılını zihinsel engelli hastalarla geçirdi.
Mesleğini sevmesinde hastalarla empati kurmanın büyük önem taşıdığına işaret eden Duman, “Onların yerinde biz de olabilirdik. Mesela bir hastam vardı, gençliğinde bir kızı çok sevmiş, evlenemeyince, kara sevda yüzünden hastaneye düşmüş. Bir başka hastam annesini ve babasını kaybetmiş ve o travmayı atlatamadığı için buraya gelmiş. Yani bu hastaneye yatmak hepimizin başına gelebilir, çok ince bir çizgi var onlarla bizim aramızda.” ifadelerine yer verdi.
Duman, bir nöbetinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“İlk göreve başladığım yıllardı, hasta çok, imkanlar kısıtlıydı. Bugünkü gibi imkanlarımız yoktu. Koridorun ortasında iki hasta bir battaniyeyi birer ucundan tutmuş, çekiştiriyordu. İkisi de ‘Benim olacak’ diyor başka bir şey demiyordu. Baktım ayıramıyorum, gittim makası aldım battaniyeyi ortadan ikiye böldüm, ‘Al biri senin diğeri senin’ diyerek olayı çözdüm. Yani hasta başına bir battaniye ve yatak bile düşmüyordu eskiden.”
55 yıldır yatan hasta aileden biri gibi oldu
Mesleklerinin odak noktasının empati olduğunun altını çizen Duman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz hastaların yeri geliyor annesi yeri geliyor arkadaşı, dostu oluyoruz. Onları anlamaya çalışmak ve kendimizi onların yerine koymak çok önemli, aksi takdirde bu iş yapılmaz. Bazen kaybettiğimiz hastalarımız oluyor yaş itibarıyla sanki bir yakınımızı kaybetmiş gibi üzülüp, günlerce ağlıyoruz. Mesela 7 yaşında buraya gelip 62 yaşında olmasına rağmen halen burada olan bir hastamız var. Onlar artık bizim için aileden biri gibi. Bütün hastalara eşit davranmaya çalışıyoruz ama bize bağımlı hastalara daha ayrıcalıklı muamele ediyoruz. Zira onlar kendi başlarına hayatlarını idame ettiremiyorlar.”
Hemşireliğin, çocukluk hayali olduğunu aktaran Duman, bu nedenle 63 yaşında olmasına rağmen daha uzun yıllar mesleğini yapmak istediğini söyledi.