Fed’in 4 yıl aradan sonra 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesinin ardından “yumuşak iniş” ihtimaline yönelik beklentilerin yeniden güçlenmesiyle emtia piyasasında geçen hafta genel anlamda pozitif bir seyir izlendi.
Dünya genelinde Fed’in çarşamba günkü kararı sonrasında ABD’de ekonominin ne yönde ilerleyeceği değerlendirilmeye devam edilirken, resesyondan kaçınılabileceği ihtimali emtia piyasasında risk iştahını besledi.
Fed politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına getirdi.
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, enflasyona yönelik yukarı yönlü risklerin azaldığını ve istihdama ilişkin aşağı yönlü risklerin arttığını belirterek, 50 baz puanlık faiz indirimi kararının, politika duruşunun uygun şekilde yeniden ayarlanmasıyla iş gücü piyasasındaki gücün korunabileceğine olan artan güveni yansıttığını ifade etti.
ABD ekonomisinin genel olarak güçlü olduğunu ve son iki yılda hedeflere doğru önemli ilerlemeler kaydedildiğini aktaran Powell, iş gücü piyasasının eski “aşırı ısınmış” haline kıyasla “soğuduğunu” ve enflasyonun önemli ölçüde azaldığını kaydetti.
Böylece emtia piyasasında, geçen hafta Fed’in politika faizinde indirime gitmesi sonrasında talebin artacağına ilişkin beklentilerin öne çıkmasıyla yükseliş eğilimi görüldü.
Değerli metalleri altın ve gümüş sırtladı
Geçen hafta ons bazında altın yüzde 1,7, gümüş yüzde 1,5 değer kazanırken, platin yüzde 2, paladyum yüzde 0,1 değer kaybetti.
Altının ons fiyatı 2 bin 625,8 dolarla rekor seviyeyi gördü.
Öte yandan baz metallere bakıldığında tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 2,7, nikelde yüzde 3,4, kurşunda yüzde 0,1, alüminyumda yüzde 0,8 artarken, çinkoda yüzde 1,2 azaldı.
Analistler, Fed’in faiz indirimlerine başlaması, merkez bankalarının altın alımları ve altının güvenli liman özelliğinin artmasıyla altının ons fiyatının 2 bin 900 dolar seviyelerine kadar çıkabileceği öngörüsünde bulundu.
Öte yandan düşük faiz oranları, faiz getirmeyen altını tutmanın fırsat maliyetini azaltıyor.
Gümüş fiyatlarındaki yükselişe değinen analistler, 2025’te gümüşün onsunun 40 dolar seviyelerini görmesinin ihtimaller dahilinde olduğunu belirtti. Ekonomik aktivitede daha kayda değer iyileşmeler görülmesi durumunda emtia piyasasında en olumlu etkilenecek ürünlerden bir tanesinin gümüş olduğunu ifade eden analistler, bu iyileşmelerin paladyuma da olumlu yansıyabileceğini kaydetti.
Analistler, gümüşün yükselen altın fiyatlarından faydalanabileceğine de dikkati çekti. Gümüş piyasasının ileriki yıllarda açık vermeye devam edebileceğini dile getiren analistler, bu durumun gümüş fiyatlarının temelde desteklenmesine yardımcı olabileceğini ve yatırımcıların gümüşe ilgisini artırabileceğini vurguladı.
Bakır ve gümüş, Fed’in 50 baz puanlık faiz indiriminin endüstriyel metallere olan talebi artırarak ekonomik büyümeyi teşvik edeceği umuduyla sert yükseldi.
Arz kesintilerinin olabileceğine yönelik öngörüler, alüminyum fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Hindistan’daki bir alüminyum oksit rafinerisindeki su depolama havuzunun çöktüğüne dair haberler, arz endişelerini tetikledi.
Enerji grubundaki yükselişi birçok faktör tetikledi
Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 3,2, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 6,6 arttı.
Brent petrolün varil fiyatı ABD’nin Meksika Körfezi’nde etkili olan Francine Kasırgası’nın ardından, ülkenin petrol üretimine ilişkin artan endişelerle yükseldi.
Öte yandan ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ülkedeki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta yaklaşık 1 milyon 600 bin varil azalarak 417 milyon 500 bin varil seviyesine gerilediğini açıkladı. Piyasa beklentisi, stokların yaklaşık 200 bin varil azalacağı yönündeydi.
Petrol tüketiminde yaşanan artışla stoklar bir yılın en düşük seviyesine indi. Dünyanın en çok petrol tüketen ülkesi ABD’de talebin arttığını gösteren veriler, petrol fiyatlarındaki artışı destekledi.
Petrol kaynaklarının çoğunun yer aldığı Orta Doğu’da çatışmaların giderek artması da fiyatlar üzerinde etkili olmaya devam ediyor.
Jeopolitik riskler, doğal gaz fiyatlarının da artmasına neden oldu.
Tarım grubunda şeker rallisi görüldü
Geçen hafta Chicago Ticaret Borsası’nda kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 4,4, mısırda yüzde 2,8 azalırken, soya fasulyesinde yüzde 0,6, pirinçte yüzde 1,9 artış kaydetti.
Intercontinental Exchange’de libre bazında fiyatlar, şekerde yüzde 13,6, pamukta yüzde 4,6 artarken, kahvede yüzde 3,4 azaldı. Kakaonun ton başına fiyatı da haftayı yüzde 0,5 düşüşle tamamladı.
ABD’de kurak hava koşullarının üretimi olumsuz etkileyeceğine yönelik endişelerle soya fasulyesi fiyatları yükseldi.
Kahvenin libre fiyatı 2,6595 dolarla Eylül 2011’den bu yana en yüksek seviyeyi test etmesine karşın bu seviyeden gelen satışlarla haftayı sert düşüşle tamamladı.
Şeker rallisi, Brezilya’daki kurak hava koşullarıyla ilgili süregelen arza ilişkin endişeler nedeniyle hız kazanıyor.
Kuraklık ve aşırı sıcaklar son zamanlarda Brezilya’da büyük yangınlara neden oldu ve bu yangınlar Brezilya’nın en çok şeker üreten eyaleti Sao Paulo’daki mahsullere zarar verdi.
Brezilya realinin dolara karşı güçlenmesinin, şeker üreticilerini ihracat yapmaktan caydırması da iki ürünün fiyatlarında yükselişe neden olan önemli sebepler arasında yer aldı.
Rusya ve Ukrayna arasındaki jeopolitik gerilimin azalacağına yönelik beklentilerle buğday fiyatları geriledi. Ukrayna’da buğday ihracatının azalması da buğdayda arz endişelerinin düşmesine neden oldu.
Uzak Doğu kaynaklı artan talep beklentileri, pirinç fiyatlarının yükselmesine yol açtı.