Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR) verilerine göre, 2022’de 3 milyon 904 bin olan faaliyetteki endüstriyel robot sayısı geçen yıl 4 milyon 282 bine yükseldi.
Dünya çapında kurulan yeni endüstriyel robot sayısı da 2022’de 552 bin 946 ile rekor kırarken geçen yıl 541 bin 302’ye indi. Düşüşe rağmen 2023’teki yıllık robot kurulum sayısı tarihteki en yüksek ikinci rakam olarak kayıtlara geçti.
Bu yılın verilerinde ise söz konusu sayının 541 binde kalması, faaliyette olan toplam robot sayısının da 4,8 milyonun üzerine ulaşması bekleniyor. 2027’de ise 602 bin yeni endüstriyel robotun kurulacağı tahmin ediliyor.
Bölgelere göre geçen yıl faaliyete geçen robotların yüzde 70’i Asya’da, yüzde 17’si Avrupa’da, yüzde 10’u ise Amerika’da yer aldı.
Dünyanın üretim üssüne dönüşen Çin, 2023’te 276 bin 300 adetlik yıllık kurulumla sanayi robotlarında dünyanın en büyük pazarı olmaya devam etti.
Mevcut durumda kullanılan endüstriyel robotların yüzde 80’i, otomotiv, elektronik, metal ve makine sanayisinde hizmet veriyor.
IFR verilerine göre, Türkiye’de ise geçen yıl kurulan yeni robot sayısı bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 4 bin 429’a yükseldi. Ülkede faaliyetteki endüstriyel robot sayısı ise geçen yıl 2022’ye göre yüzde 16 artarak 26 bin 413’e ulaştı. Türkiye, dünya genelinde en yüksek robot stokuna sahip 16’ncı ülke konumunda bulunuyor.
Türkiye’de robot yoğunluğu, imalat sanayisinde 10 bin çalışan başına 43 robot ile hala oldukça düşük bir seviyede bulunuyor.
Teknolojiler açısından IFR, üretken yapay zekanın, robot performansının ve uygulanabilirliğin iyileşmesinin robotların sayısını artıracağını öngörüyor. Demografik değişimle iş gücü kıtlığının robot talebini artırması bekleniyor.
Teknolojik gelişmelerle birlikte robotların hızla yaygınlaşması, ekonomik ve sosyal bazı sorun ve tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Bu tartışmaların odak noktalarından birini, robotların üretimde insanların yerini almasının olası sonuçları oluşturuyor.
Robotların fabrikalarda vergi ödeyen insanların yerini almasının devletlerin vergi kayıplarına neden olacağı, bunun da ülke ekonomilerini olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.
Yapay zekanın iş gücüne daha fazla nüfuz etmesiyle yüksek ücretli, vasıflı, “süper yapay zeka özellikli” çalışanlar ile en düşük ücretli çalışanlar arasında giderek artan bir ücret farkı oluşması da bekleniyor.
“Dünyanın dört bir yanındaki fabrikalarda çalışan robotlarda yeni bir rekor görüldü”
IFR Genel Sekreteri Susanne Bieller, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın dört bir yanındaki fabrikalarda çalışan robotlarda yeni bir rekor görüldüğünü belirtti.
Geçen yıl dünya çapında kurulan yeni endüstriyel robot sayısında küçük bir düşüş görüldüğünü ifade eden Bieller, “Bu da temel olarak Çin pazarında kurulumda düşüşten kaynaklanıyor. Çin’de kurulan yeni endüstriyel robotlar geçen yıl yüzde 5 geriledi. Yine Çin, pazar olarak tüm kurulumların yüzde 51’ini oluşturuyor. Çin toplamda yüzde 5 gerilerken, biz dünya çapında sadece yüzde 2’lik bir gerileme gördük, yani pazar perspektifleri oldukça iyiydi.” dedi.
Bieller, Avrupa’nın kurulan yeni endüstriyel robot sayısında geçen yıl büyüme gösterdiğini anlatarak, şirketlerin bazı yatırımlarını ertelenmesinin büyüme üzerinde etkili olduğunu vurguladı.
Son zamanlarda yapay zekadaki son gelişmelerin endüstriyel robot sayısına etkisi konusunda ise Bieller, “Bu robotların ne kadarında yapay zeka kullanıldığı bilinmiyor. Yapay zeka pek çok açıdan robotların çevresine tepki vermesini, çevreyi algılamasını ve duygularını ona göre uyarlamasını sağlıyor. Üretken yapay zekayla robot yapmak ile yeni kullanıcıların robotları kullanması kolaylaşacak.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye harika örnek”
Türkiye’de kurulan yeni endüstriyel robot sayısının da 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 15 arttığını belirten Bieller, “Türkiye’de son 5 yıldaki uzun vadeli büyüme ise yıllık ortalama yüzde 14. Türkiye, robotik kullanımıyla yüksek nitelikli ürünler üreterek bunu tekrar ihracat için kullanabileceğinizi ve böylece ülkeye zenginlik getirebileceğinizi görmek için harika bir örnek.” dedi.
Türkiye’nin yüksek kaliteli mallar ihraç ettiğini dile getiren Bieller, “Avrupa pazarına yakın olduğu için birçok yabancı şirket, üretim tesislerine yatırım yapmak için Türkiye’ye geliyor. Ayrıca döviz kuru nedeniyle de yatırım yapmak için ilginç bir yer. Bu da beraberinde iş ve istihdam getiriyor. Yatırımlar ülkede bir tür zenginlik bırakıyor. Bu kesinlikle faydalı ve para daha fazla üretime yatırım yapmak için kullanılabilir. Genel olarak bunun uzun vadeli bir etkisi olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“İnsanların yaptığı işler bir üst seviyeye çıkıyor”
Bieller, robotların üretimde insanların yerini almadığını, insanların üstesinden gelmesi zor olan görevleri yerine getirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Robotlar makinelerdir. Sadece insan işçiyi destekliyorlar. Robotun hisleri yoktur. Dolayısıyla robotların yaptığı, insanların yapmaması gereken veya yapmaktan hoşlanmadığı sıkıcı veya tehlikeli kısımdır. Dolayısıyla bunlar tipik olarak otomatikleştirilen görevlerdir ve ortadan kaybolan işler değil, insanlara hangi görevlerin verildiği ve gelecekte hangi görevlerin robotlara verileceği konusunda bir değişimdir. İnsanların yaptığı işler de aslında bir üst seviyeye çıkıyor ve uzun vadede büyük olasılıkla daha yüksek ücretlere yol açacak.”
Gençlere “harika ve sürekli değişen” bir alan olduğu için robotik eğitimi almalarını tavsiye eden Bieller, “Bir robot programcısıysanız işsiz kalmayacaksınız, ne olursa olsun işiniz güvende olacak, çünkü her zaman otomatikleştirme potansiyeli var. Üretimin üstesinden gelmek için daha fazla robot programcısına ve daha fazla mühendise ihtiyacımız var. Dolayısıyla eğer teknolojiyle ilgileniyorsanız gerçekten robotik alanına bakmalısınız çünkü üretim tarafında belirli süreçlerin nasıl işlediğine dair bilgi ile robot için ihtiyaç duyduğunuz programlama becerilerini bir araya getiriyorsunuz ve bu da çalışmak için çok heyecan verici bir yer.” şeklinde konuştu.