Avrupa, Rusya kaynaklı enerji kriziyle mücadele kapsamında tasarruf adımlarını planlasa da depoların tamamen dolması için Moskova’dan gaz akışının devam etmesi gerekiyor.
Ukrayna ve Rusya arasında savaşın başlamasıyla büyüyen enerji krizi, doğal gaz depolamanın yardımcı araçlardan biri olarak öne çıkmasında önemli rol oynadı.
Doğal gaz depolama konusu Avrupa gaz sisteminin arz güvenliğini ve esnekliğini garanti etmek için büyük önem taşıyor. Fiyatların nispeten daha düşük olduğu yaz aylarında doldurulan depolar, talebin yüksek olduğu soğuk kış aylarında kullanılıyor.
Mevcut durumda, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin toplam gaz depolama kapasitesi yaklaşık 100 milyar metreküp olarak hesaplanıyor. Rusya’dan 155 milyar metreküp doğal gaz satın alan Avrupa, toplamda 400 milyar metreküpten fazla gaz tüketiyor.
Enerji krizinin başladığı geçen yılın sonunda Avrupa’daki gaz depolama seviyeleri son 5 yıllık ortalamanın altındaydı. Gaz talebinin beklenenden daha fazla artması, hava koşullarına bağlı faktörler nedeniyle geçen yıl ilkbahar ve yaz aylarında normalden daha fazla gaz kullanıldı.
AB bir bütün olarak, talebin en yüksek olduğu kış aylarına önlem almak amacıyla 1 Kasım’a kadar depolama kapasitesinin yüzde 80’ini yeniden doldurmayı planlıyor. Almanya’nın kasım sonu için hedefi ise yüzde 95 olarak belirlendi.
Ancak Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattından akışın yüzde 20 seviyelerine kadar düşmesi ve AB ile Rusya arasındaki “enerji oyunu” depoların dolma hızını da etkiliyor.
Avrupa’nın depolarındaki doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 66 seviyesinde bulunuyor. Yaşanan enerji krizi nedeniyle doğal gaz fiyatlarının yüksek seyretmesi de ekstra gaz depolamayı zorlaştırıyor.
AB üyesi ülkeler arasında en yüksek depolama kapasitesine sahip Almanya’nın depolarındaki doluluk oranı yüzde 66,4 olarak hesaplanıyor. İtalya’da doluluk oranı yüzde 70, büyük depolama kapasitesine sahip ülkelerden Fransa’da yüzde 75, Hollanda’da ise yüzde 63 olarak dikkati çekiyor.
Ancak küçük Avrupa ülkelerinde tüketim miktarı az olsa da depolamada zorluklar sürüyor. Bulgaristan’da yüzde 44, Hırvatistan’da yüzde 48, Macaristan’da yüzde 49, Romanya’da yüzde 55 doluluk oranı bulunuyor. Savaşın aktörlerinden Ukrayna’nın depolarındaki doluluk oranı ise yalnızca yüzde 22,9 seviyesinde bulunuyor.
Ukrayna gibi alternatif boru hattı güzergahlarından gaz akışı da savaşın başlamasından bu yana ciddi şekilde düştü. Kuzey Akım 1’den gaz akışının tamamen kesilmesi riski Avrupa’yı endişelendiriyor.
Almanya özellikle Rus gazına bağımlı olsa da Avusturya ve birçok Doğu Avrupa ülkesi Rus kaynaklarının büyük kullanıcıları arasında yer alıyor.
Kanada’daki türbin onarımı nedeniyle gaz akışını azaltan Rusya, bundan önce de Bulgaristan, Danimarka ve Finlandiya’ya ruble ile ödeme yapmayı reddettikleri için gaz akışını kesmişti.
Uzmanlar, Rusya’nın kesinti için daha fazla neden bulmasının çok kolay olacağını ifade ediyor. Ancak gaz akışının tamamen durması durumunda daha büyük bir enerji krizinin yaşanması ve Rusya’nın Avrupa gaz pazarını kaybetmesi, oradaki gelirlerinden mahrum olması gibi etkenler de sonbaharda gazın tamamen kesilmesi ihtimalinin önüne geçiyor.
Rusya’nın Brüksel üzerindeki baskıyı sürdürmek ve gaz fiyatlarını kriz seviyelerinde tutmak için gaz akışını yeterli seviyelerden daha az seviyede tutması, kış için gazı tamamen kesme tehdidini saklı tutması daha olası görünüyor.