Kıtaya son aylarda Batılı liderlerden çok sayıda üst düzey ziyaret yapılırken, Batı, Afrika ülkeleriyle ilişkisini hem siyaset hem de ekonomi alanında geliştirmenin yollarını arıyor.
Analistlere göre, Afrika hem nüfusu hem de sahip olduğu doğal kaynaklarıyla Batı tarafından “geleceğin pazarı” olarak görülüyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un mayıs ayında Senegal, Nijer ve Güney Afrika’yı kapsayan Afrika turunun ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ay Kamerun, Benin ve Gine Bissau’ya gitti.
İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella geçen ay zengin gaz rezervlerine sahip Mozambik’in ardından Zambiya’yı ziyaret etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Mısır, Etiyopya, Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti ziyaretinin hemen ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Güney Afrika Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Ruanda’da temaslarda bulunması dikkati çekti.
“Herkes farklı fırsatlar görüyor”
Güney Afrika Üniversitesinden Siyaset Uzmanı Dirk Kotze, AA muhabirine, “herkesin, gördüğü fırsatlardan ötürü” Afrika’yla ortaklık kurmanın yollarını aradığı değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın kıtadaki etkisinin daha çok Kuzey Afrika’da olduğunu ifade eden Kotze, Sahra Altı Afrika’da ABD ile Rusya arasında doğrudan bir çekişmenin bulunduğunu söylemenin doğru olmayacağını belirtti.
Kotze, “Rusya, Afrika’da bir tehdit olarak görülen Çin gibi ekonomik bir dev değil.” görüşünü paylaştı.
ABD’nin aşı ihraç etmek ve enerji fırsatlarından yararlanmak için çabaladığını kaydeden Kotze, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Batılı ülkelerin gaz ihtiyacını karşılamak için Afrika’ya yüzünü döndüğünü söyledi.
Petrol ve gaz ihtiyacı Avrupa’yı Afrika’ya itiyor
Güney Afrikalı siyasi analist Iqbal Jassat, Avrupa’nın Rusya’yla ayrılığının ardından “çaresiz” şekilde Afrika’ya ilgisini artırdığını ifade etti.
Afrika’da ülkelerin sahip oldukları gaz ve petrol rezervinden ötürü Avrupa ülkelerinin baskısı altında olduğunu kaydeden Jassat, ancak Afrika’nın bu ihtiyacı karşılayacak kapasitesinin sınırlı olduğunu hatırlattı.
Somali Ulusal Üniversitesinden Profesör Mustafa Mheta da ziyaretlerin, Afrika’nın ihtiyaç duyulan kaynakları sağladığı müddetçe ne kadar stratejik bir konumda olduğunu gün ışığına çıkardığını dile getirdi.
Blinken’dan eşitlik mesajı
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda taraf tutmayan ve Batı ülkelerine açıkça destek vermeyen Güney Afrika’da “eşit ortaklık” mesajı veren Blinken, bazı Afrika ülkelerinin “alternatifsizlikten” ötürü Rusya’ya iş birliği yapmaya zorlandığını dile getirmişti.
ABD’nin Sahra Altı Afrika ülkelerini büyük bir stratejik güç olarak değerlendirdiğini belirten Blinken, ülkesinin Afrika uluslarıyla ekonomi, iklim, enerji, demokrasi ve uluslararası ilişkiler konularında eşit ortaklar olarak birlikte çalışmak istediğini ifade etmişti.
Afrika ülkelerine hiçbir şey dikte etmeyeceklerini vurgulayan Blinken, başka bir ülkenin de bunu yapamayacağını söylemişti.
Lavrov ise ziyaret ettiği her ülkede Batı’nın her sorun için Rusya’yı suçladığını tekrarlayarak gıda krizinden kendilerinin sorumlu olmadığını anlatmıştı.