ABD’de beklentilerin altında kalan ekim ayı enflasyon verilerinin ardından ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım hızını yavaşlatacağı görüşleri güçlenirken, analistler, Banka’nın tek bir veriye bakarak nihai hedefini değiştirmeyeceğini, ne kadar süre sıkı duruşun sürdürüleceğinin önemli olduğunu vurguluyor.
ABD’de ekim ayında yıllık enflasyonun yüzde 7,7 ile 9 ayın en düşük seviyesine gerilemesi ve çekirdek enflasyonun yıllık yüzde 6,3 ile 40 yılın zirvesinden geri çekilmesi, agresif sıkılaşma sürecinin yavaşlayacağı beklentilerini artırdı.
Beklentilerin altında kalan enflasyon verileri Fed yetkililerini de cesaretlendirirken, yapılan sözle yönlendirmelerde para politikası sıkılaştırma hızında yavaşlama sinyalleri verilmeye başlandı.
Veri öncesi belirsizliğini koruyan Banka’nın aralık ayı toplantısına ilişkin beklentiler ise yüzde 81’lik ihtimalle 50 baz puan lehine şekillendi.
“Sıkılaşma süreci daha küçük adımlarla da olsa devam edecek”
Fed, enflasyondaki artış karşısında ilk faiz artırımını bu yılın mart ayında 25 baz puanla gerçekleştirmişti. Sonraki süreçte gittikçe agresifleşen Banka, mayısta 50 baz puan, haziran, temmuz, eylül ve kasımda ise 75’er baz puanlık faiz artırımına gitti. Böylece federal fon oranı, toplamda gerçekleştirilen 375 baz puanlık artırımla 3,75-4,00 bandına çıktı.
ABD’de enflasyon, haziranda yıllık yüzde 9,1 ile Kasım 1981’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmasının ardından temmuzda yüzde 8,5’e, ağustosta yüzde 8,3’e, eylülde yüzde 8,2’ye gerilese de beklenti üzeri bir görünüm sergilemeye devam etti.
Analistler, yapılan agresif faiz artırımlarına rağmen enflasyonda yüksek seviyelerin korunması nedeniyle Fed’e yönelik eleştirilerin arttığı bir dönemde, son açıklanan verilerin Fed yetkililerine rahat bir nefes aldırdığını söyledi.
Uygulanan politikaların etkisinin görülmeye başlandığı umutlarıyla cesaretlenen yatırımcıların pay piyasalarında pozisyonlarını güçlendirdiğini anımsatan analistler, ancak resmin tamamına bakıldığında iş gücü piyasaları, şirket karlılıkları ve ücretler konusunda istenilen sonuca varılamadığını, Fed’in baskıya devam etmekten başka çaresi olmadığını kaydetti.
Analistler, sıkılaşma sürecinin daha küçük adımlarla da olsa devam edeceğinin unutulmaması gerektiğini belirterek, Fed’in enflasyon beklentileri açısından nihai hedefe ne zaman ulaşacağının kritik olacağını vurguladı.
“Ücret, talep ve enflasyon sarmalı konusundaki kaygılar artabilir”
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, ABD’de ekim ayı enflasyon verisinin beklentilerin altında kalsa da Fed’in, gelecek dönem rakamlarını ve diğer enflasyon göstergelerini izlemeye devam edeceğini söyledi.
Beklentilerin altında gelen verinin, borsa ve diğer finansal piyasalardaki risk iştahını güçlü tutarak servet etkisi yaratabileceğini aktaran Aslanoğlu, şunları kaydetti:
“İnsanlar alım gücünün arttığını düşünerek ABD’deki talebi daha canlı tutabilir. Bu da ücret, talep ve enflasyon sarmalı konusundaki kaygıları artırabilir. Dolayısıyla Fed, tek bir veriye bakarak kararında bir değişikliğe gitmeyecektir. Baktığımızda gelecek ayki toplantıya yönelik Fed’in 50 baz puanlık faiz artıracağı beklentileri geçmişe göre arttı ama bir ay sonraki enflasyon, büyüme ve ücret verileri yakından izlenecek ve para politikası bunlara göre şekillenecektir diye düşünüyorum.”
Aslanoğlu, Fed’in nihai hedefinin enflasyon beklentisinin önüne geçmek olduğunu vurgulayarak, şu anda 12 ay sonrası için enflasyon beklentilerinin yüzde 5-5,5 düzeyinde bulunduğunu, gelecek aylarda bunun yüzde 4,5-5 bandına düşebileceğini söyledi.
Fed’in faiz oranlarını muhtemelen yüzde 5’in üzerinde dengelemeye çalışacağını aktaran Aslanoğlu, “Fed’in nihai hedefinin değiştiğini zannetmiyorum ama veriler destekleyici yönde gelmeye devam ederse, ücret, talep baskısı görmezse o zaman Fed’in faiz artırımlarında daha fazla hız kesme ve politika faizinde yüzde 5’in üzerine çıkmama ihtimallerini konuşabiliriz diye düşünüyorum.” diye konuştu.
“Faizin gideceği nokta ve ne kadar süre sıkı kalınacağı belirsiz”
Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek de Fed’in aralık toplantısında faiz artırım hızını 50 baz puana yavaşlatmasını beklediğini, genel piyasa konsensüsünün de bu yönde olduğunu ifade etti.
Fed’in izlediği birkaç önemli kriter olduğunu vurgulayan Gödek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bunlardan birisi enflasyonun yapısal seyri. Enflasyonda 40 yılın zirvesindeki görüntü, erken gevşeme ve politikaya olan güvensizlik gibi riskleri doğurabiliyor. Fed de bunu dikkate alıyor. Bu nedenle faizin artış hızından bir adım öteye faizin gideceği nokta ve ne kadar süre sıkı kalınacağı belirsizliklerine dair sorulara cevap aramak gerekiyor. Fed’in izlediği bir diğer konu ise yavaşlama sinyallerine rağmen istihdamdaki dengesizliklerin ve güçlü piyasa görüntüsünün devamı. Bu; hem ücretler hem de uygulanan politikanın nihayete ermesi açısından önemli. Şimdilerde piyasa swap fiyatlamalarına baktığımızda, politika faizinde üst noktanın mayıs-haziran gibi yüzde 5 ila 5,25 aralığına gelmesi bekleniyor. Söz konusu beklentiler 1-2 ay önce daha geride bir takvim ve seviyeye sahipti. Buna da ciddi belirsizlik katsayısı diyoruz.”