Kurt ailesi, depreme Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’ndeki Serap Apartmanı’nın birinci katında yakalandı.
Henüz 5 ay önce aldıkları yeni evleri, anne Fatma Kurt, baba Adil Kurt ile çocukları Ahmetcan, Bilal Efe ve Mustafa’nın üzerine yıkıldı.
Fatma Kurt, eşi ve 2 çocuğu 10 saat sonra enkazdan yakınlarının yardımıyla kurtarılırken, 12 yaşındaki oğulları Bilal Efe Kurt ise yaşamını yitirdi.
Anne Kurt’un enkaz altındayken çektiği ve yetim çocukların ailelerine buzdolabı almak için topladıkları yardım parasının kendisinde kalması nedeniyle arkadaşlarından helallik istediği video, sosyal medyada ve basında geniş yer buldu.
“Son görüşümüz oldu”
Depremler sonrası yerleştikleri Dönüklü Mahallesi’ndeki köy evinde AA muhabirine açıklama yapan Fatma Kurt, deprem anında çocukların odasına koştuğunu anlattı.
Sarsıntı sonrası iki çocuğunun uyandığını, Bilal Efe’nin ise uyanmadığını belirten Kurt, “Babası seslendi, gözünü açtı, bize baktı. Son görüşümüz oldu. Kolundan tuttu, yatağın dibine çekecekti ki o anda ev üzerimize yıkıldı. Enkaz altında kaldık, betonlar onun üzerine düştü. Biz daha iyi konumdaydık. Onun hiç sesi çıkmadı. İlk andan itibaren öldüğünü düşündük. Şimdi vicdan azabı çekiyorum ya ölmediyse diye.” ifadelerini kullandı.
Kurt, enkaz altında 3 saat boyunca telefon ışığıyla başlarındaki, ayaklarının üzerindeki taşları temizlediklerini ve yaşam alanı oluşturduklarını aktararak, bu süre zarfında oğlu Bilal’in hiç sesini duymadıklarını ve onun öldüğünden eminmiş gibi davrandıklarını kaydetti.
Diğer çocukları hayatta kalsın diye güçlü olmaya çalıştıklarını ifade eden Kurt, şöyle konuştu:
“Ambulans sesleri duyuyorduk, bu bize ümit olmuştu. Dışarıdan ses gelince, ‘Çalışmalar başlamış’ dedik. Biraz gürültü de duyduk enkazda. Ümidimiz vardı. Sonra gürültüler kesilmeye başladı. Artık ümidimizi kaybetmiştik. Tavan yavaş yavaş üzerimize iniyordu, çatlamıştı. Ezileceğiz diye artık ümidi kestik. Oğlan, ‘Anne video çekelim.’ dedi. Sonra video çektik, helallik istedik. İçimizden o an ne geldiyse onları konuştuk. Telefonu da oğlum kıyafetinin içine sakladı. ‘Ölürsek enkazda bulamazlar’ dedik. Artık Allah’a teslim olduk. Sonra köyden gelen akrabalarımızın sesleri geliyordu. Son gücümüzle bağırıyorduk ama bizi kimse duymuyordu. 10 saat sonra duydular, orada olduğumuzu bildiler.”
“Vicdan azabı beni nasıl yaşatır bilmiyorum”
Çalışmalar sonucu çıkarıldıklarını belirten anne Kurt, “Ama yavrum orada kaldı. O gün onu çıkaramadılar. Bir gün sonra gittiler, 15 kişiyle iki saat çalışıp cansız bedenini çıkarmışlar. Ölmediyse ya? Sabaha kadar orada acı çektiyse? ‘Annem çocukları aldı gitti beni bıraktı.’ dediyse? Vicdan azabı beni nasıl yaşatır bilmiyorum. Allah emanet verdi yavrumu, zamanı doldu aldı yavrumu. Takdiri ilahi ama vicdan azaplarım var işte.” ifadelerini kullandı.
Bağrıaçık İlkokulunda temizlik görevlisi olarak çalıştığını belirten anne Kurt, okuldaki yetim çocuklar için arkadaşlarıyla zaman zaman onlara yardım topladıklarını söyledi. Böyle bir durumdaki çocuğun ailesine buzdolabı almak için yardım parası topladıklarını ve deprem sırasında o paranın kendisinde olduğunu dile getiren Kurt, şöyle devam etti:
“Paramız eksikti, 15 tatilden dönünce alacaktık. O para bendeydi. Ölmekten çok çocukların hakkıyla giderim diye korkmuştum. Çocukları da düşünüyordum, acaba evleri yıkıldı mı diye. Orada kendiliğinden oluşan bir şey. Hayatta her günahtan korkuyordum ama kul hakkıyla ölmekten çok korkuyordum. Telefon çekmiyordu biz herkese mesaj attık. ‘Bizi kurtarın.’ dedik, Whatsapp gruplarına gönderdik. Biz enkazdan çıktıktan sonra telefon çekmeye başlayınca bizden haber alamamışlar o yüzden enkaz altında olduğumuzu düşünüp bir yerde paylaşmışlar. İnsanlar bizim için çok üzülmüş. Video yayıldığında biz çıkmıştık.”
Baba Adil Kurt ise vefat eden oğlu Bilal’in yeni aldıkları evi kendisine vermesini istediğini belirterek, “Çocuğum evi alamadan, ev çocuğumu aldı.” dedi.