Eski Sanayi Sitesi bölgesinde merhum Fahrettin İpek’in yaklaşık 40 yıl önce römork üretimiyle başladığı işi, oğlu makine yüksek mühendisi Fehmi İpek (72) üniversite mezuniyetinin ardından ilerletti.
Levent İpek (41) de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünü 2007’de bitirdikten sonra Erzincan’da babasına ait atölyede üretime dahil oldu.
Makine mühendisi baba ve oğlu, el ele vererek ürettikleri pres makinelerini 8 Avrupa ülkesine ihraç etmeye başladı. Üretim ağını genişleten aile, hurda metal, plastik ve kağıt gibi atık maddelerin geri dönüşümlerine yönelik makinelerin üretimine yöneldi.
Burada da başarı sağlayan baba ve oğul, şimdi Avrupa’dan Afrika ve Amerika kıtasına kadar 11 ülkeye makine ihraç ediyor.
“2009’da ilk ihracatımızı gerçekleştirdik”
Makine mühendisi Levent İpek, AA muhabirine, dedesinin kurduğu firmayla yaklaşık 40 yıldır sektöre makine ürettiklerini söyledi.
Hurda metal, plastik ve kağıt gibi atık maddelerin geri dönüşümlerine yönelik makineler ürettiklerini dile getiren İpek, şöyle devam etti:
“Firmamıza 2008’de internet sitesi kurarak yurt dışından talepler almaya başladık. Gelen talepler doğrultusunda 2009’da ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Şu anda Avrupa başta olmak üzere 11 ülkeye ihracat yapıyoruz. Almanya ve İngiltere’de satış temsilciliğimiz bulunuyor. Tunus, Fas ve Meksika gibi dünyanın farklı ülkelerine de geri dönüşüm makinelerimizi ihraç ediyoruz.”
Makinelerin “CE” standardına göre yapıldığını belirten İpek, “Ağırlık olarak hurda metallerin geri dönüşümü ile ilgili makineler üretiyoruz. Yurt dışına açıldıktan sonra kağıt ve ambalaj rulolarını kesen makinelerle ilgili de siparişler almaya başladık hatta son zamanlarda elektrik motorların geri dönüşümü yapan makineler üretmeye başladık.” dedi.
İpek, makinelerin yaklaşık yüzde 80 yerli imalat olduğunu vurguladı.
“Dünyanın her yerine artık kolayca ulaşabiliyoruz”
Genç girişimcilere seslenen İpek, şunları kaydetti:
“Biz şu anda Erzincan’dan Meksika’ya ihracat yapıyoruz. Hiç gitmediğimiz, görmediğimiz bir ülkeye makine gönderebiliyorsak gençler de bence bunu başarabilir. Tabii ki benim babadan ve dededen gelen bilgi ve tecrübem var ancak gençlerin de çalışarak başaramayacakları bir şey olmadığını düşünüyorum. İletişim çağındayız dünyanın her yerine artık kolayca ulaşabiliyoruz. Bu fırsatın da iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”