Deralı aktivistlerin kurduğu Horan Özgürleri Topluluğu Sözcüsü Eymen Ebu Nokta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esed rejimi güçlerinin 1 Eylül’de varılan anlaşma gereği Dera kent merkezinde kuşattıkları mahalleye girdiğini söyledi.
Ebu Nokta, Rusya’nın bölge halkına uyguladığı baskılar sonrası Dera el-Beled Mahallesi’ne giriş yapan rejim güçlerinin mahallede kimlik kontrolü çalışması başlattığını aktardı.
Sözcü, rejim güçlerinin, Dera el-Beled Mahallesi’ni kent merkeziyle bağlayan Sicne-Menşiyye yolunu yerinden edilen sivillerin evlerine dönüşü için tekrar açtığını belirtti.
Şu ana kadar mahalledeki eski muhalifler ve halktan 130 hafif silahın rejim güçlerince teslim alındığı bilgisini paylaşan Ebu Nokta, rejim ordusunun mahallede 9 kontrol noktası kuracağını kaydetti.
Ebu Nokta, kurulacak kontrol noktalarında, rejim ordusunun 15. Tümeni ile güvenlik birimlerinden unsurların konuşlanacağını aktardı.
Esed rejimi ile Deralılar arasındaki ateşkes anlaşması
Dera Merkezi Komitesi ile Esed rejimi güçleri 1 Eylül’de Rusya’nın ara buluculuğunda ateşkes anlaşmasına varmıştı.
Kuşatma altındaki mahalledeki evlerin rejim güçlerince aranmasına izin verilmesinin öngörüldüğü anlaşmaya göre, mahalle sakinlerinden ve oradaki muhaliflerden ellerindeki silahları rejim güçlerine teslim etmeleri gerekiyordu.
Ancak rejim ordusu çatısı altındaki İran destekli 4. Tümen, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 2 gün sonra bölgeyi yoğun şekilde bombalamaya başlamıştı.
Esed rejiminin saldırılarına sessiz kalan Rusya, bölge halkını, rejimin isteklerini kabul etmemeleri durumunda rejimin saldırılarına destek verecekleri konusunda uyarmıştı.
Dera’daki olaylar nasıl başladı?
Esed rejimi ve destekçisi Rusya, 25 Haziran’da Dera el-Beled Mahallesi’nde yaşayan halktan ve oradaki muhaliflerden, ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmelerini ve evlerin aranmasına izin vermelerini istemişti.
Dera’daki Uzlaşı Merkezi ve bölge halkının ileri gelenleri, bu isteğe, Temmuz 2018’de Rusya ara buluculuğunda Esed rejimiyle sadece ağır silahların teslim edilmesi yönünde varılan anlaşmaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı.
Bunun üzerine Esed rejimi güçleri, Dera el-Beled’de yaşayan yaklaşık 40 bin sivile 25 Haziran’da abluka uygulamaya başlamıştı.
26 Temmuz’da da Esed rejimi güçleri heyeti ile Dera’daki Uzlaşı Merkezi arasında Dera el-Beled Mahallesi’nde yaşayan halkın ve oradaki askeri muhaliflerin ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmeleri, evlerinin aranmasına izin vermeleri ve ablukanın kaldırılması konularında anlaşmaya varılmıştı.
Ancak Esed rejiminin anlaşmanın dışına çıkarak mahalledeki hakimiyetini güçlendirmek amacıyla 29 Temmuz sabahı mahalleye kara operasyonu başlatması üzerine gerginlik Dera ilinin doğu ve batı kırsallarına da sıçramıştı.
Taraflar arasında çıkan çatışmalar sonucu Dera’daki yerel silahlı muhalifler, rejim güçlerine ait çok sayıda kontrol noktasını ele geçirip bazı rejim unsurlarını esir almıştı.
Esed rejimi güçleri heyeti ile Dera’daki Uzlaşı Merkezi arasında Rusya gözetiminde yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine rejim güçleri, mahalleyi 29 Temmuz’dan itibaren aralıklarla havan topu ve tank atışlarıyla hedef aldı.
Dera el-Beled’de bölge halkı adına müzakereler yürüten Merkezi Komite ile Esed rejimine bağlı heyet, 1 Eylül’de Rusya’nın ara buluculuğuyla, bir kez daha görüşmeler yaparak, ateşkes konusunda anlaşmaya varmıştı.
Orta Doğu’daki “Arap Baharı” dalgasının Suriye’ye de sıçramasıyla 15 Mart 2011’de bir grup öğrencinin okul duvarına, Beşşar Esed’e hitaben, “Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sende” yazmasıyla başlayan halk ayaklanmasının fitili Dera’da ateşlenmiş, kent yıllar içinde muhaliflerin eline geçmişti.