Suriye’de Beşşar Esed rejimi tarafından 6 yıl önce Halep kentine düzenlenen hava saldırılarında 2 evladını kaybeden 52 yaşındaki Müna Abban, iç savaşın 10 yıldır devam ettiği Suriye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kendileri için hiçbir anlam ifade etmediğini söyledi.
Abban, Suriye’de 10 yıldır devam eden iç savaşın mağdur ettiği ve ağır bedeller ödettiği annelerden sadece birisi.
Halep’te savaşın en karanlık günlerine tanıklık eden 52 yaşındaki Abban, 6 yıl önce rejimin hava saldırısı sonucu bir oğlunu ve bir kızını toprağa verdi.
2016’da Halep’teki rejim kuşatmasından kurtulan Abban ailesi, Türkiye-Suriye sınırındaki Azez ilçesine göç ederek, burada konteyner kente yerleşti.
Eşinin rahatsız olması nedeniyle ailesinin geçimini üstlenen anne Abban, vaktinin geri kalanında ise doğuştan engelli 16 yaşındaki oğlu Mustafa’ya bakmaya çalışıyor.
Büyük bir fedakarlık örneği sergileyen Abban, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle zorluklarla dolu yaşam mücadelesini AA muhabirine anlattı.
“Bizi herkes unuttu”
Abban, 4 çocuğu ve çalışamayan eşiyle birlikte Azez’deki Siccu konteyner kentinde 2 odalı bir yerde hayata tutunmaya çalıştıklarını söyledi.
Suriye’deki kadınların unutulduğunu vurgulayan Abban, “Kadınlar gününü kutlamayalı uzun zaman oldu. Dünya Kadınlar Günü bizim için bir anlam ifade etmiyor. Suriye’de savaş ortamında yaşamak zor. Üstelik kadın olarak yaşamak daha da zor. İç savaşta çok sayıda kadın eşlerini kaybetti.” dedi.
Suriye’de kadınlar gününün hiçbir değeri olmadığının altını çizen Abban, “Kadınlar günü dünyanın çeşitli bölgelerinde güzel bir şekilde kutlanıyor ama bizi herkes unuttu. Ne halde, ne zorluklarla yaşadıklarımızı bilmiyorlar. Dünyadaki kadınların, Suriyeli kadınları hatırlamalarını istiyoruz.” ifadelerinde kullandı.
“Çocuklarımdan biri engelli, daima bakım istiyor”
Abban, ailesinin geçim yükünü omuzladığını kaydederek, özel ilgiye ihtiyaç duyan engelli oğlu için sürekli endişelendiğini dile getirdi.
Halep’teki evini özlediğini belirten Abban, sığındıkları kamptaki yaşam şartlarını şöyle anlattı:
“Kampta yaşam şartları çok zor. Çocuklarımdan biri engelli, daima bakım istiyor. 16 yaşına girdi ama bebek gibi bakımını yapıyorum. Yemeğini ben yediriyorum. Suyunu ben içiriyorum. Altını değiştiriyorum. Aynı zamanda yaşadığım kamptan 5 kilometre uzaktaki bir kampta bulunan el sanatları merkezinde çalışıyorum.”
Halepli Abban, el sanatlarındaki tecrübesini, Azez ilçesindeki bir eğitim merkezinde, eşlerini kaybeden kadınlara aktarıyor.
Zorluklara rağmen yaptığı işten çok mutlu olduğunu söyleyen Abban, “Merkezde terzi atölyelerinde yapılan işleri kontrol ediyorum. Eşlerini kaybeden kadınların eğitim aldığı merkezde el işlerini de öğretiyorum. Akşam olunca eve dönüyorum. Döner dönmez de çocuklarım için yemek hazırlıyor ve eğitimlerine destek oluyorum.” şeklinde konuştu