Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını kendi lehine değiştirme girişimi iddiasıyla yürütülen “6 Ocak Kongre baskını” soruşturmaları kapsamında kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili mahkemeye çıkmasının ardından “Bugün ABD için çok hazin bir gün.” dedi.
Başkent Washington DC’de, 6 Ocak 2021’de saldırıların olduğu Kongre binasının hemen yakınındaki Elijah Barrett Prettyman adliye binasında hakim karşısında çıktıktan sonra Trump, yola çıkmak üzere uçağına binerken gazetecilere açıklama yaptı.
Trump, “Bugün ABD için çok hazin bir gün.” diyerek, başkent Washington DC’nin, kendisinin bıraktığı halde olmadığını söyledi.
Yaşananların “siyasi bir rakibe yönelik zulüm” olduğunu savunan Trump, “Bunun Amerika’da asla olmaması gerekiyordu.” ifadesini kullandı.
Trump, 2024 başkanlık seçimleri için kendisinin önde olduğunu belirterek, ABD Başkanı Joe Biden ve ekibinin kendisini yenemedikleri için siyasi zulüm yaparak aleyhinde dava açtıklarını öne sürdü. Trump, “Bunun ABD’de olmasına izin veremeyiz.” şeklinde konuştu.
Duruşma tarihi 28 Ağustos
6 Ocak olaylarının yaşandığı Kongre binasının oldukça yakınındaki adliye binasının arkasında bulunan garaj kapısından giriş ve çıkış yapan Trump, hakkındaki “ABD’yi yanıltmak için komplo kurma”, “resmi bir süreci engellemek için komplo kurma”, “resmi bir süreci engelleme ve engellemeye teşebbüs”, “seçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek için komplo kurma” suçlamalarının hepsini reddetti.
Yaklaşık 27 dakika süren duruşmaya Trump, avukatları John Lauro ve Todd Blanche ile katıldı.
Salonda, Trump hakkında yürütülen soruşturmalara özel yetkili uzman olarak atanan eski Başsavcı Jack Smith de hazır bulundu.
Trump’ın avukatları, davanın hızlı yargılama süreci için ön görülen zaman çizelgesinin “absürt” olduğunu ve adil bir süreç ile delillerin incelenmesi için zamana ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Hakim Moxila Upadhyaya bir sonraki duruşma tarihini 28 Ağustos 2023 saat 10.00 olarak belirledi.
Güvenlik önlemleri üst seviyedeydi
Bugünkü mahkeme, Hakim Moxila A. Upadhyaya huzurunda görüldü. Ancak davaya daha sonra eski ABD Başkanı Barack Obama’nın atadığı hakim Tanya Chutkan başkanlık edecek.
Chutkan, Kongre baskını davalarında sanıklara, savcıların önerdiklerinden dahi daha sert cezalar vermesiyle biliniyor.
Eski Başkan’ın bu kez sanık olarak geldiği başkent Washington DC’de güvenlik önlemleri de artırılmış durumdaydı. Oldukça kalabalık olan basın mensupları mahkeme binası önünde sabahın erken saatlerinden itibaren gelişmeleri takip etti.
Trump’tan mesaj
Mahkemeye gelmeden önce kendi sosyal medya platformu TruthSocial’da yaptığı paylaşımda Trump, “Şimdi bozuk, hileli ve çalınmış bir seçime meydan okuduğum için gözaltına alınmak üzere Washington DC’ye gidiyorum. Bu, büyük bir onur çünkü sizler için gözaltına alınıyorum. Amerika’yı yeniden mükemmel yap.” ifadelerini kullandı.
Trump, Biden ve ailesinin yabancı ülkelerden aldığı rüşvetler dahil milyonlarca dolar çaldığını ileri sürerek, kendisine uygulanan muamelenin adil olmadığını savundu. Trump, ülkesinin geriye gittiğini iddia etti.
Biden, mahkemeyi takip etmeyeceğini söyledi
Bu hafta tatilde olan ABD Başkanı Joe Biden, sabah saatlerinde Delaware’de bisiklet turuna çıkmıştı.
Gazetecilerin, Trump’ın bugünkü mahkemesini takip edip etmeyeceğine ilişkin sorusuna Biden, “Hayır.” yanıtını vermişti.
Trump’a yöneltilen suçlamalar
Eski ABD Başkanı Trump’a 1 Ağustos’ta “ABD’yi yanıltmak için komplo kurma”, “resmi bir süreci engellemek için komplo kurma”, “resmi bir süreci engelleme ve engellemeye teşebbüs”, “seçmenlerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemek için komplo kurma” suçlamaları yöneltilmişti.
Trump’a yöneltilen ilk suçlama, başkanlık seçimi sonuçlarının toplandığı, sayıldığı ve onaylandığı devlet işlevini bozmak ve engellemek üzere hile yaparak ABD’yi yanıltmak için komplo düzenlediği yönünde.
İddianamedeki ikinci ve üçüncü suçlama ise Trump’ın 6 Ocak 2021’de Kongre’de seçim sonuçlarının onaylanması için toplanılmasını engellemeye yönelik eylem ve girişimde bulunduğu iddiasını barındırıyor. Bu kapsamda iddianamede Trump’ın, Kongre saldırısına giden süreçteki açıklamalarından örnekler bulunuyor.
Son olarak Trump’a, seçmenlerin oy kullanma ve oylarının sayılmasına yönelik anayasal haklarını kullanmaları sırasında bir veya birden fazla kişiye baskı yapmak, tehdit etmek gibi yöntemler uygulanması yönünde komplo kurduğu suçlaması yöneltiliyor.
Trump’ın, “2020 Başkanlık Seçimi’ni kaybetmesine rağmen iktidarda kalmaya kararlı olduğu” ifadesine yer verilen iddianamede, eski Başkan’ın seçim sonuçlarıyla ilgili yalanlar yaydığı ve bu yalanların Kongre baskınını körüklediği ileri sürülmüştü.
İddianamede, Trump’ın seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik çabalarına yardım ettiği öne sürülen ancak isimleri paylaşılmayan 6 “iş birlikçiden” bahsedilmişti.
Trump’ın savunma avukatlarından John Lauro, suçlamaların “ifade özgürlüğü ve siyasi konuşmaya saldırı” niteliğinde olduğunu savunmuştu.
6 Ocak Kongre baskını
ABD’de aşırı sağcı gruplar ve eski ABD Başkanı Donald Trump destekçileri, 6 Ocak 2021’de, 3 Kasım 2020 Seçimi’nin sonuçlarının onaylanması için oturumun yapıldığı Kongre binasını basmıştı.
Baskında biri polis 5 kişi hayatını kaybetmişti. Baskın nedeniyle halkı isyana teşvikten azil istemiyle yargılanan eski Başkan Trump, Şubat 2021’de Senatodaki oylamada aklanmıştı.
Temsilciler Meclisindeki Demokratlar, Cumhuriyetçilerin itirazına rağmen bir komite kurmuş ve olayı soruşturmaya başlamıştı.
Komite, Trump’ın “isyanı tetiklemek, isyana yardım etmek ve buna ortam hazırlamak”, “resmi bir süreci engellemeye çalışmak”, “ABD’nin düzenini bozmak için komplo kurma”, “yanlış açıklama yapmak suretiyle komplo kurma” gibi suçları işlemiş olabileceği sonucuna varmıştı.
Komitede 9 üyenin tamamının oyuyla Adalet Bakanlığına Trump’ın bu eylemleri nedeniyle suçlanması tavsiyesinde bulunulması kabul edilmişti.
Trump aleyhindeki iddianameler
Son iddianame, Trump aleyhindeki üçüncü ancak en önemli iddianame olarak kayıtlara geçti.
Trump, 9 Haziran’da duyurulan 49 sayfalık iddianamede de Beyaz Saray’daki görevinden ayrılırken gizli belgeleri yanında götürmek ve bununla ilgili federal incelemeleri engellemekle suçlanmıştı.
İddianame üzerine 13 Haziran’da Miami’de hakim karşısına çıkan Trump, hakkındaki 37 ayrı suçlamayı da reddetmişti.
Trump’a, 27 Temmuz’da ise yardımcısı ve çalışanlarına Mar-a-Lago’daki malikanesinden çıkan gizli belgelerle ilgili güvenlik kamerası görüntülerini silmeleri talimatını verdiği iddiası dahil ilave suçlamalar yöneltilmişti.
Daha önce de 2016 Başkanlık Seçimi sırasında bir kadına “sus payı” ödediğine ilişkin suçlamalar nedeniyle de Trump, 4 Nisan’da New York’ta hakim karşısına çıkmıştı.
Böylece Trump, ikisi federal suçları kapsayan üç ayrı davada kendisine farklı suçlamalar yöneltilen ilk eski ABD Başkanı olarak tarihe geçti.