Salt Cube Analytics adlı internet sitesine konuşan Freeman, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarına İsrail’in “Gazze’de soykırım yaparak cevap verdiğini” söyledi.
Freeman, “Tüm Filistinlileri öldürmeye veya onları sürgün etmeye çalışıyorlar. Bombalayarak ya da aç bırakarak öldürüyorlar. Uluslararası hukuka göre bu insanlık suçu.” dedi.
İsrail’in bu suçları “Hamas’ın peşine düşmek” adına işlediğini belirten Freeman, İsrail’in saldırıları sonrası Hamas’ın Batı Şeria’da “popüler hale geldiğine” dikkati çekti.
“Eğer istersek bu savaşı durdurabiliriz”
ABD’nin İsrail’in saldırıları sonrası verdiği desteğe değinen Freeman, “ABD, bu savaş suçlarına tam anlamıyla ortak. Biz olmadan İsrail bu savaşı sürdüremez. İsrail’e cephaneyi ve uluslararası toplumun artan öfkesine karşı siyasi korumayı biz sağlıyoruz. Eğer istersek bu savaşı durdurabiliriz ama öyle görünüyor ki bunu istemiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Savaşın muazzam etkisi olacak.” diyen Freeman, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sebebiyle sadece kendisinin değil, “ABD’nin de İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sahip olduğu saygınlık ve prestijinden mahrum kalacağını” ifade etti.
Freeman, ABD’nin İsrail’e yönelik politikasını “ahlaki açıdan savunulamaz ve çıkarlarımız açısından ise yıkıcı” sözleriyle eleştirdi.
İsrail güçlerinin 7 Ekim’de öldürdüğü İsrailliler
Hamas’ın 7 Ekim baskını sırasında hayatını kaybeden İsrail vatandaşlarının bir kısmının ölümünden İsrail güçlerinin sorumlu olduğuna dair soruyu cevaplayan Freeman, bu konudaki iddiaları doğruladı.
Freeman, “Bunun iki sebebi var. Birincisi, İsrailliler aldıkları eğitimde Hamas’ın rehine alacağı İsrail askerlerine karşı etkili bir biçimde cevap vermek.” dedi.
İsrail güçlerinin Hamas’ın saldırısına karşılık verirken İsrail vatandaşlarının ölümüne yol açtığını kaydeden Freeman, “Binalara yönelik helikopterler ve tanklar tarafından rastgele ateş açıldı. Bu askeri açıdan bir rezalet ve İsrail Savunma Kuvvetlerinin sahip olduğu askeri disiplin ve uzmanlığın prestijine gölge düşürdü.” şeklinde konuştu.
Freeman, “İkinci sebep ise Hannibal Protokolü. İsrail’in çok büyük sayıda Filistinliyi rehin aldığı biliniyor, geçmişte çok defa İsrailli rehineler orantısız bir şekilde Filistinlilerle takas edildi. Bu yüzden, Hannibal Protokolü, ‘Rehine takası üzerinden pazarlık yapmaktansa, İsrailli rehineleri onu kaçıranlarla birlikte öldürmelisin.’ der. Burada da bu emir uygulandı.” değerlendirmesinde bulundu.
Hamas’ın Nova Müzik Festivali’ne yönelik baskını hakkında Freeman, “Sadece bir an düşünün. Bir toplama kampının sınırında müzik festivali yapıyorlar. Toplama kampındaki insanlar orada neler olup bittiğini duyup görebiliyor. Bu en azından çok acayip bir durum. Orada ölenler, öyle görünüyor ki büyük oranda İsrail güçlerinin kaotik biçimde açtığı rastgele ateş sonucunda öldürüldü.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in kendi vatandaşlarını öldürdüğü Hannibal Protokolü
Kurulduğu günden bu yana rehine krizleriyle boğuşmak zorunda kalan İsrail, bu durumun kendisine son derece büyük bedeller ödettiğini düşünerek 1986 yılında bir protokol hazırlamıştı.
Rehinelerin kurtarılma imkanı yoksa alanlarla birlikte ortadan kaldırılmasını öngören Hannibal Protokolü, yaklaşık 20 sene gizlenmişti. 2003’te İsrailli doktor Avner Shiftan tarafından öğrenilen protokol, Haaretz gazetesi aracılığıyla kamuoyuna duyurulmuştu.
İsrail’in 7 Ekim’deki saldırılarda sivil ölümlerin araştırılması sırasında, görgü tanıklarının şahitliği ve bölgede ağır silahlı ateşli silahların kullanılması üzerine Hannibal Protokolü’nün uygulandığı iddialarını gündeme getirmişti.
Yakınlarını Nova Müzik Festivali’nde kaybedenler 2 Ocak’ta İsrail güçlerinin “sorumluluğunun araştırılması” hakkında ihmal davası açarken, Be’eri yerleşim biriminde ölenlerin aileleri 6 Ocak’ta Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’ye, olayın kapsamlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulmasını isteyen bir mektup gönderdi.