Vaclav Klaus, 15 Temmuz hain darbe girişimi nedeniyle ülkenin önde gelen Lidove Noviny gazetesi için “Günümüzün Tehlikelerle Dolu Dünyasında Türkiye’nin Vazgeçilmez Rolü” başlıklı bir makale kaleme aldı.
Klaus, sekiz yıl önce Türkiye’de yaşananları hatırlatarak, “Her ne kadar bir Türkiye uzmanı olmasam da kendimi Türkiye’nin bir dostu olarak görüyorum.” ifadesini kullandı.
Bir ülkeyi dışarıdan değerlendirmenin zor olduğunu ancak temel sezgilerine ve siyasi deneyimine güvendiğini kaydeden Klaus, “Bu nedenle sekiz yıl önce Türkiye’de demokrasiyi ve siyasi kurumları başarıyla savunan ve ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimlerini kararlılıkla reddedenler ile aynı safta olmaktan memnuniyet duyuyorum. Ayrıca, dış müdahale konusunda son derece ihtiyatlıyım ve kayda değer bir yabancı müdahale şüphesi olduğunda buna kayıtsız şartsız karşıyım. Bu konuda son derece hassasım. Geçen yıl Türkiye’de yapılan seçimler, Türkiye halkının kendi hükümetini ve Cumhurbaşkanını desteklediğini açıkça ortaya koydu. Bu benim için en önemli argümandır.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin son dönemde uluslararası politikada güçlü, etkin ve saygın bir oyuncu haline geldiğine dikkati çeken Klaus, “Hem Ukrayna savaşında hem de Gazze’deki trajedide görebileceğimiz gibi Türkiye’nin jeopolitik rolü vazgeçilemez niteliktedir. Hem Ukrayna hem de Gazze meselelerinde müzakerelerin ciddiyetle başlamasını ümit ediyoruz. Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması bu anlamda geriye doğru atılmış bir adım olurdu ve başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünyanın istikrarını tehdit ederdi.” ifadelerine yer verdi.
Klaus, İstanbul’un tarihi eserlerini, ünlü çarşısını ve sürekli trafik sıkışıklığının yaşandığı kalabalık ama aynı zamanda samimi sokaklarını çok sevdiğini kaydetti.
Vaclav Klaus siyasi hayatı boyunca egemen ve bağımsız bir ulus-devletin anlamlı siyasi düzen için vazgeçilmez temel olduğunu vurguladığını ifade etti.
Şubatta İstanbul’da düzenlenen Marmara Forumu’nda dile getirdiği, “(Türkiye) Ülkeniz büyük güçlerin hamlelerini beklememelidir. Onlar bu bölgeye ait değiller, bu bölgeyi hissetmiyorlar ve anlamıyorlar. Onlar kendi çözümlerini, kendi önceliklerini ve kendi çıkarlarını savunuyorlar.” ifadelerine makalesinde tekrar yer veren Klaus, Türkiye’ye başarılar diledi.