Meydanbaşı Caddesi’ndeki dükkanda müşterilerine hizmet veren evli ve 3 çocuk babası Kazım Bekar, mesleğe 16 yaşındayken babasının yanında çırak olarak başladı.
Mesleği sayesinde çocuklarını okutup, yuva kurmalarını sağlayan Bekar, gelişen teknoloji ve alışkanlıklar karşısında ilginin azaldığı işini ayakta tutmak için çabalıyor.
Asırlık dikiş makinelerinin yanı sıra günümüz makinelerinin tamirini de yapan Bekar, severek icra ettiği mesleğinin unutulmaması için 20 metrekarelik dükkanda mesai harcıyor.
“Gençlerimiz üretsinler”
Kazım Bekar, AA muhabirine, baba mesleğini ilk günkü heyecan ve aynı titizlikle sürdürdüğünü söyledi.
Ayrım gözetmeksizin dikiş makinelerinin tamir ve bakımını yapabildiğini anlatan Bekar, “Mesleğimi keyif alarak, severek yapıyorum. Her işin bir sonu var biliyorum ama evde oturmaktansa insanlara faydamız olsun diye çalışmaya devam ediyorum. Sadece bu meslekle evi geçindirmek zor olur. Durumu iyi olan vatandaş zaten gelmiyor, hazırını, en iyisini alır, sana iş kalmaz. Kısacası işin sonuna geldik.” diye konuştu.
Bekar, mesleği sayesinde kimseye muhtaç olmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mesleğim sayesinde aç değilim, açıkta değilim. Çocuklarımı okuttum, evlendirdim, hayatımı idame edebiliyorum. Bu devirde zanaatkar olacaksınız. Devletin açtığı kurslar var. Onları çok olumlu ve faydalı görüyorum. Ne olursa olsun gençlerimiz katılsınlar. Atalarımızın dediği gibi ‘altın bilezik’ sahibi olsunlar.”
Üretmenin önemine işaret eden Bekar, “Gençlerimiz üretsinler, kibrit çöpü üretsinler ama üretsinler. Çalışan demir pas tutmuyor. Kendisi, vatanı, milleti, devleti için faydalı olurlar.” dedi.
Bekar, dükkanında tamirini yaptığı 118 yıllık dikiş makinesi bulunduğunu aktararak, insanların eski, bozulmuş makinelerini atmak yerine tamire getirip kullanmak istemelerinin kendisini mutlu ettiğini sözlerine ekledi.