Sessizliğini Telegraph Gazetesi’ndeki yazısıyla bozan eski İngiltere lideri Liz Truss, vergi indirimi politikalarının doğru olduğuna inandığını vurgulayarak, hükümetinin yıkılmasından Muhafazakar Parti’deki muhalefeti ve ‘güçlü ekonomik bir yapıyı’ sorumlu tuttu.
Truss, serbest piyasa politikalarının ‘sistemde’ karşılaştığı direnci hafife aldığını kaydederek, “Suçsuz olduğumuzu iddia etmiyorum ama politikalarımı hayata geçirecek gerçekçi bir fırsat verilmedi. Politikalarıma siyasi destek de verilmedi” ifadelerini kullandı.
Yazısında, hükümetinin ‘kötü yatırımların yol açtığı uzun süreli istikrarsızlığın’ günah keçisi haline getirildiğine işaret eden Truss, vergi indirimi politikalarına hala inandığını ancak buna karşı olan “güçlerin” çok etkili olduğunu belirtti.
Medyanın ve ‘kamu çevrelerinin’ büyük bir kısmının sol eğilimli olduğuna değinen Truss, politikalarını ‘hata’ olarak nitelendiren ABD Başkanı Joe Biden’ı da eleştirdi.
Truss, 20 Ekim’de istifa ettiğini açıklamıştı
Seçim kampanyası sürecinde sıklıkla ‘vergi indirimleri’ vaadini öne çıkaran Truss’ın, başbakanlık görevini devralmasının ardından hükümet 23 Eylül 2022’de toplam 45 milyar sterlini bulacak vergi kesintilerinin uygulanmasına hazırlanıldığını açıklamıştı.
Bu durum, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği beklentilerini artırarak sterlinin sert değer kaybı yaşamasına neden olmuştu.
Ekonomik planlara yönelik sert eleştirilerin ardından İngiliz hükümeti, yüzde 45’lik en yüksek gelir vergisi oranını kaldırma planından vazgeçmişti.
Daha önce pek çok kez vergi indirim planının arkasında duran Truss, 14 Ekim 2022’de kamuoyu baskısına dayanamayarak Kwasi Kwarteng’i Maliye Bakanlığı görevinden alarak yerine Jeremy Hunt’ı getirmişti.
Ciddi piyasa oynaklığına neden olan ‘hatalar’ için özür dilemesine karşın Truss’un görevde ne kadar kalacağı konusunda İngiliz kamuoyunda tartışmalar çoktan başlamıştı.
İngiltere’de art arda siyasi ve ekonomik çalkantıların yaşanmasının ardından Başbakan Truss, 20 Ekim 2022’de istifa ettiğini duyurmuştu.