Wallace, The Telegraph gazetesi için kaleme aldığı makalede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uzun vadede önünü göremediği değerlendirmesinde bulundu.
“İsrail’in meşru müdafaa hakkını desteklediğine” dikkati çeken Wallace, şunları kaydetti:
“Ancak ben, Cenevre Sözleşmeleri kapsamındaki sorumluluklarımıza da güçlü şekilde inanıyorum ve tüm taraflardan bunlara uymalarını bekliyorum. Hamas’ın peşine düşmek meşrudur ancak Gazze’nin çoğunluğunu yok etmek meşru değildir. Orantılı güç kullanmak meşrudur ancak sivilleri topluca cezalandırmak ve zorla yerlerinden etmek meşru değildir.”
Wallace, İsrail yönetimini eylemleri konusunda uyararak, “İsrail’in en baştaki meşru savunma hakkının kendi eylemleri tarafından baltalandığı tehlikeli bir döneme giriyoruz. İsrail, yasal otoritesinin yanında ahlaki otoritesini de yitirme hatasına düşüyor.” ifadesini kullandı.
“Netanyahu, öldürücü öfkesinin işleri düzelteceğini sanıyorsa, fena halde yanılıyordur”
“Netanyahu’nun hatasının en başında (7 Ekim’deki) saldırıları gözden kaçırması” olduğuna işaret eden Wallace, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ancak (Netanyahu) öldürücü öfkesinin işleri düzelteceğini sanıyorsa, fena halde yanılıyordur. Kullandığı yöntemler, bu sorunu çözmeyecek. Aslında ben Netanyahu’nun taktiklerinin, çatışmayı 50 yıl daha körükleyeceğine inanıyorum. Onun (Netanyahu) eylemleri, tüm dünyada Müslüman gençleri radikalleştiriyor.”
Wallace, Gazze için doğrudan ateşkes çağrısı yapmayarak, “Ben, İsrail’in bu gaddarca ve ayrım gözetmeyen saldırı metodunu durdurması gerektiğini söylüyorum. Hamas ile farklı şekilde mücadele etmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.
İsrail’e, İngiltere’nin Kuzey İrlanda’daki deneyiminden ders çıkarması tavsiyesinde bulunan Wallace, “Nasıl ki gecenin ardından gündüz geliyorsa, tarih bize baskının ardından radikalleşmenin geldiğini gösterir.” değerlendirmesinde bulundu.
Wallace, Gazze’deki yaşananları izlemekten her geçen gün daha çok rahatsız olduklarını kaydetti.