Lübnan’ın 2005-2009 yılları arasında Başbakanlığını yürüten Sinyora, AA muhabirine başkent Beyrut’taki ofisinde yarın düzenlenecek genel seçimler ve olası ihtilamlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Sünni Müstakbel Hareketi lideri ve eski Başbakan Saad Hariri’nin seçimlere girmeyip, imalı bir şekilde “boykot” çağrısına karşı harekete geçen Sinyora, 15 seçim bölgesinde farklı adaylara destek vererek olası siyasi boşluğu doldurmaya çalışan önde gelen Sünni isimlerden biri.
Ülkedeki 4 yıllık yönetim sürecinde Lübnan’ın önemli bileşenleri arasında yer alıp “başbakanlık” gibi önemli bir makamı elinde bulunduran Sünnilerin seçimlere geniş ve yüksek bir katılım göstermesi gerektiğinin altını çizen Sinyora, “Eğer bu çağrılara (boykota) kulak verirsek Beyrut ve Lübnan’daki sahayı boş bırakıp başka ülkelerin çıkarlarına hizmet edecek kişilere fırsat sunmuş olacağız.” dedi.
Sinyora, 2003 sonrası Irak’ta Sünnilerin seçimleri boykot etmesine atıfta bulunarak, “O dönem alınan boykot kararı hiçbir surette Sünnilerin çıkarlarıyla örtüşmedi. Aynı senaryonun Lübnan’da tekrarlanmaması gerekiyor aksi takdirde Sünnilerin çıkarları zarar görecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Olası boykotun aksine yurt dışında 6 ve 8 Mayıs tarihleri arasında 58 ülkede gerçekleşen seçimlere katılım oranının yüzde 60 oranında olduğunu hatırlatan Sinyora, “2018’deki seçimlere katılımdan daha iyi. Lübnanlılar arasında seçimlere katılım bilincinin artığının ve başka kimselerin dayatmasına izin vermeyeceklerinin göstergesidir. Özellikle bazı Sünni kesimden seçimlerin boykot çağrısına karşı önemli bir gelişme.” ifadelerini kullandı.
2018’deki genel seçimlerde İran ve Suriye’deki Esed rejimi müttefikleri olan Hizbullah’ın da içinde yer aldığı 8 Mart Koalisyonu, seçimlerde milletvekillerinin çoğunu kazanarak zafer ilan etmişti.
Bu seferki seçimlerde tablonun ne olacağı sorusuna Sinyora, “Kimin galip geleceğini öngörmek mümkün değil ancak Lübnan’ı rehin alanlardan kurtarmak ve ülkenin egemenliğini tesis edeceklerin seçilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Lübnan’da 4 yıldır yaşanan krizler nedeniyle halkın devlete olan güvenin azaldığını, sokağın seçimleri krizlere çözüm şeklinde artık algılamadığının hatırlatılması üzerine Sinyora, “Halk ve devlet arasında güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. İlk olarak yasaların uygulanması, egemenliğin kazanılması ve sosyal adaletin yerine getirilmesi lazım. Bunun için de zamana ihtiyaç var. ” diye konuştu.
Elinde silah bulunduran Hizbullah ve müttefiklerinin seçimleri kaybetmesi halinde, 2009 seçimlerinde yaşanan zorla dayatma ve hükümete dahil olma çabalarına da değinen Sinyora, “O dönem yaşananlar tüm Lübnanlılara bir ders olmalı. Derslerden tecrübe edinmeli. Uluslararası ve Arap ülkeleriyle ilişkileri yeniden restore etmeliyiz.” dedi.
Lübnan’da 2009’da yapılan seçimlerde Hizbullah ve müttefikleri seçimleri kaybederek çoğunluğu elde edememişti. Ancak Hizbullah elindeki silah ile hükümete baskı kurarak, koalisyon hükümetinde yer almayı başarmıştı.
718 aday 128 sandalye için yarışacak
Lübnan’da yarın yapılacak genel seçimlerde 128 sandalyeli Mecliste yer alabilmek için 15 seçim bölgesinde 103 listede kayıtlı toplamda 718 aday yarışacak.
Ülkede 2018’de 3 milyon 746 bin olan seçmen sayısı, bu sene 3 milyon 967 bine ulaştı.
Pazar günü yapılacak genel seçimlerden önce 6 ve 8 Mayıs’ta yurt dışında oy kullanımın işlemleri tamamlandı. Seçime katılım oranı yüzde 60 seviyesinde oldu. 58 ülkede kayıtlı 225 bin Lübnanlı seçmenden yaklaşık 135 bini oy kullandı.
Yurt dışındaki seçmen sayısı toplam seçmen sayısının yüzde 5,5’ine tekabül ediyor.
Lübnan’da 1989’da yapılan Taif Anlaşması’na göre Meclisteki milletvekili dağılımı, “28 Sünni, 28 Şii, 8 Dürzi, 34 Maruni Hristiyan, 14 Ortodoks, 8 Katolik, 5 Ermeni, 2 Alevi, 1 milletvekili de Hristiyanlar içerisindeki azınlıklar” şeklinde gerçekleşiyor.