Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Personel Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Nuri Cankıymaz hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenledi.
Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede Cankıymaz’ın üzerine kayıtlı telefon hattının yanı sıra Hüseyin T. adına kayıtlı operasyonel bir hat daha kullandığı ve bu hat üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) mahrem imamlarıyla görüştüğü belirtildi.
Cankıymaz’ın, emekli Tuğgeneral Celalettin Ç. ile mahrem imam M.S.S’ye bağlı olarak 2010-2013 yıllarında Ankara’da görev yaptığı dönemde oluşturulan hücresel haberleşme ağında yer aldığı kaydedilen iddianamede, şüphelinin görev yaptığı diğer yerlerde de ankesörlü telefonlar üzerinden örgütün mahrem imamlarıyla görüştüğü bildirildi ve bu görüşmelere ilişkin iletişim tespitlerine yer verildi.
İsmi, FETÖ ile iltisaklı personel listesinde
İddianamede, Cankıymaz’ın isminin darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin açılan çatı davada 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi Mehmet Partigöç’ün ofisinde bulunan ve FETÖ ile iltisaklı oldukları değerlendirilen personel listesinde yer aldığı, ilk görev yerinde birlikte kaldığı ev arkadaşının örgüt mensubu olduğu, şüphelinin de örgüt üyesi olduğunun ihbar edildiği kaydedildi.
İddianamede, Cankıymaz’ın 24 Şubat’ta Edirne’nin Meriç ilçesindeki sınıra yakın Adasarhanlı köyü yakınlarında Yunanistan’a kaçmak isterken jandarma kuvvetlerince “Mustafa Koyulmuş” adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanıyla yakalandığı belirtildi.
Cankıymaz ile Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalanan Cemal Avıalan’ın Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinde terör örgütüne üye olma suçundan kovuşturmasının bulunduğu, Arif ve Betül Kırsakal’ın terör örgütü üyeliğinden Ankara’da mahkum edildiği, Fatih Mehmet Altuntaş’ın da Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ceza aldığı belirtildi.
İddianamede Cankıymaz’ın “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
“Yurt dışına kaçmak için o bölgedeydim”
İddianamede ifadesine yer verilen Nuri Cankıymaz, üzerine atılı suçu reddetti, FETÖ üyesi olmadığını, örgüt evlerinde kalmadığını savundu.
Liseden sonra Kara Harp Okuluna geçtiğini bildiren Cankıymaz, 2010-2011 yıllarında Milli Savunma Bakanı Genel Sekreteri olduğunu, 2011 şurasında terfi ettiğini ve 2015 yılı ağustos ayında emekli olduğunu anlattı.
Operasyonel hattan haberinin olmadığını, bu hattı kendisinin kullanmadığını öne süren Cankıymaz, M.S.S. isimli kişiyi tanımadığını, bu kişiyle hiçbir zaman, hiçbir yerde görüşmediğini iddia etti.
Cankıymaz, Yunanistan sınırında yakalanmasına ilişkin şunları kaydetti:
“İdare mahkemesinde açmış olduğum hukuksal mücadelem tamamlanmadan evime ve kayınvalidemin evine baskın tarzında girilmesi beni ve ailemi çok rahatsız etti. Benimle birlikte operasyonda yakalanan Serdar Atasoy ve Celalettin Çoban isimli şahısların basında gördüğüm arkadan kelepçeli hali ve bunun teşhir edilmesi beni çok rahatsız etti. Bu durumdan dolayı kaçakçılarla kurduğum irtibat sonucunda yurt dışına çıkmak için o bölgede bulunuyordum.”
Cankıymaz, sınırda gözaltına alındığında verdiği ifadede ise yanında bulunan kişileri ilk defa gördüğünü ve tanımadığını öne sürmüş, “Kaçmak amacıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütünden kimse ile irtibata geçmedim. 15 Temmuz kalkışması öncesi ve sonrası FETÖ ile ilgili kimseyle irtibatım olmamıştır.” ifadelerini kullanmıştı.