Kocadağ Ailesi Şirketleri Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Espressolab’in Kurucularından Esat Kocadağ, “Toplam yatırımımız 35-40 milyon dolar seviyesine ulaştı. Şu anda 11 ülkedeyiz. Bu, yeni gelecek ülkelerle birlikte 15’e çıkıyoruz. Hedefimiz ilk önce 500 mağazaya çıkmak.” şeklinde konuştu.
Kocadağ, Espressolab’ın yurt dışı yatırımları ve Türkiye’de hızla gelişen 3. dalga kahveciler sektörüne ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Yatırım planlarını anlatan Kocadağ, “Salgının başlarında Fas’a yatırım yapmıştık şu anda 7. dükkanımızı açtık. Yeni yıl bütçemizi yaptık ve 18 tane daha yeni dükkan açacağız. 6 milyon dolarlık yeni bir yatırım yapacağız. Irak’ta Basra ile Bağdat’a ve Filistin’e franchise verdik. Portekiz Lizbon’a kendimiz gidip iki tane dükkan kiraladık şu anda mimarımız çizimlerini yapıyor. Londra için yeni bir planımız var.” dedi.
Kocadağ, şöyle konuştu:
“Şu anda toplam 123 mağazaya ulaşmak üzereyiz bu rakamı 6 ay içinde 150’ye çıkarmayı düşünüyoruz. Yeni kavurma makinelerimiz var, ayda 30 ton kahve kavuruyoruz. Haziran gibi bu 55-60 tona ulaşacaktır. Hem yurt içi hem yurt dışı toplam yatırımımız 35-40 milyon dolar seviyesine ulaştı. Şu anda 11 ülkedeyiz. Bu, yeni gelecek ülkelerle birlikte 15’e çıkıyoruz. Hedefimiz ilk önce 500 mağazaya çıkmak. Tabii ilk 100’e gelmek bizi yordu ama 100’den sonrasında daha hızlı ilerleriz.”
“6 bin metrekarelik fabrika kuruyoruz”
İstanbul’da yeni bir mekana taşındıkları müjdesini veren Kocadağ, “6 bin metrekarelik fabrika kuruyoruz. Burası herkese açık olacak. Kavurma kapasitemizi artıracağız ve bununla birlikte 500 mağaza hedefimize çok daha hızlı ulaşacağız. Rakiplerimize baktığımızda Avrupa’da Milano’da aynı konseptteki yer toplamda 2,200 metrekare biz burada 6 bin metrekareye ulaştık. İddialıyız ve burada kahve eğitimlerimiz olacak, roastery alanımız görülebilecek, bakery günlerimiz olacak. Farklı bir deneyim yaşatmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Kocadağ, şunları söyledi:
“Fas’taki ortaklarımızın halihazırda 560 tane benzin istasyonları var. Orada corner olarak Espressolab açmaya başladık. Çok hızlı ilerliyor ve uygulama üzerinden sipariş verilebiliyor. Aslında Türkiye’de de mağazaya gelmeden önce sipariş imkanı sağlayan bir uygulamamız var. Ödemenizi yapıp sıra beklemeden kahvenizi alabiliyorsunuz.”
Salgınının etkilerinin bitmesiyle büyümede hız kazanacaklarını belirten Kocadağ, “Dünyada Brezilya’da yaşanan hava olaylarından dolayı kahve fiyatları inanılmaz arttı. 2 dolara aldığımız kahve şu anda 6 dolar oldu. Yüzde 300 artış var. Ticaret Bakanımız Mehmet Muş bizi kırmadı, kahve firmaları olarak yanına gittik ve kahvede gümrük vergisinde indirim yaptı. Bu bize bir nefes aldıracak fakat fiyat artışlarına bağlı bu sene biraz zorlanabiliriz.” dedi.
“Türkiye’de kahve sektörü yakın zamanda en az 2-3 katına çıkacaktır”
Kahvede karbon ayak izini sıfıra indirmek için çalıştıklarını vurgulayan Kocadağ, “Çatılarımıza güneş enerjisi koymak istiyoruz. Bununla ilgili bir firmadan teklif aldık. Aynı zamanda şirket araçlarını da elektrikliye çevirip çatıdan aldığımız elektriği onlara adapte edeceğiz. Yeni kahve kavurma makinelerimiz tamamen yeşil enerjiyle çalışıyor. Doğalgazlı olanlar daha az enerjili. Kahvedeki karbon ayak izini minimuma indirmeye çalışıyoruz.” dedi.
Sektörün Türkiye’de hızla geliştiğini söyleyen Kocadağ, “Türkiye’de kahvenin daha çok gideceği yer var. Almanya’da ortalama bir kişi yılda 6 kilo kahve tüketirken Türkiye’de bu 900 gram. Almanya gibi olmamız için 6 kat daha büyümemiz gerekiyor. Türkiye’de kahve sektörü yakın zamanda en az 2-3 katına çıkacaktır. Bu konuda iyi bir potansiyel var. Çok fazla kahve firması var ve kendilerini iyi geliştiriyorlar.” şeklinde konuştu.
Kocadağ, kendi üretimini yapabilen firmaların pozitif ayrıştığına işaret ederek, şunları söyledi:
“Şimdi her mahallede kahveci açılıyor. Bunların bazıları tabii ki elenecek ve iyi olanlar ayakta kalacak ama hiç değilse bu kadar girişimci olması pazarı iyi bir yere getirecek. Rakipler iyidir sizi geliştirir. Kendi sütümüzü çiftliğimizde üretiyoruz. Kahvede sütünüz kaliteli ve yağlı olursa kahveniz de o kadar iyi olur. Yağ oranımızı kendimiz ayarlayıp kalitemizi bozmuyoruz. Aynı zamanda pasta ve poğaçamızı da kendimiz üretebildiğimiz için her ay yeni ürün katmaya çalışıyoruz. Rakiplerimizden bizi bir tık ayıran nokta da bu olabilir. Genel rakiplerimiz büyük ve donuk mutfakta çalışırken biz tamamen taze üretiyoruz. Şehir dışında bir şubemiz bile olsa orada taze üretiyoruz asla donuk sevkıyatı yapmıyoruz.”
Espressolab, FoodService Europe & Middle East dergisinin çalışmasına göre 2020’de Avrupa’da en iyi büyüme yakalayan 6. marka seçildi.