Bakırçay Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, AA muhabirine, yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini tanımlayan eyyam-ı bahurun kuzey yarımkürede her yıl temmuz ayının sonu ile ağustos ayının başına rastladığını ifade etti.
Normal şartlarda bu dönemin klimatolojik olarak yazın en sıcak ve en dayanılmaz günleri olduğunu aktaran Tağıl, “Ancak bu yaz Akdeniz’de gelişen yüksek basıncın etkisiyle sıcak hava dalgalarının daha sık, daha uzun ve daha yoğun olması nedeniyle tüm temmuz ayı sıcak ve bunaltıcı geçti.” dedi.
Şermin Tağıl, Türkiye’nin yarından itibaren eyyam-ı bahurun da etkisiyle tekrar sıcak hava dalgasının etkisi altında kalacağını ifade ederek, özellikle kıyı bölgelerde nem miktarının yükseleceğini, hissedilebilir sıcaklığın artacağını vurguladı.
Son yıllarda kuzey yarımkürenin aşırı ısınması nedeniyle jet akımlarının yerinde değişiklikler görüldüğünü dile getiren Tağıl, şunları kaydetti:
“Maalesef, son yıllarda bir taraftan kuzey kutbunun, diğer taraftan okyanus sularının aşırı ısınması ve beraberinde okyanus-atmosfer salınımlarındaki değişimler nedeniyle sıcak havanın kuzeye ve soğuk havanın güneye taşınımını sağlayan jet akımı zayıflamış, nispeten daha güneyde ve dalgalı hale gelmiştir. Bu da bazı bölgelerde uzun süreli sıcak hava dalgaları ve kuraklık riskini, bazı bölgelerde ise yoğun yağışlara bağlı hava olaylarını artırmıştır. Bu yaz, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede sıcak hava dalgasının uzun süreli etkili olmasında güneyli sıcak havayı üzerimize taşıyan böyle bir sırt etkili oldu. Ağustos’un 7-8’ine kadar sıcak, bunaltıcı hava dalgasının etkisiyle eyyam-ı bahur günlerini tam olması gerektiği gibi yaşayacağız ama Ağustos’un 9-10’unda kuzeyden serinletici bir havanın özellikle kuzeybatı Anadolu’yu ve Karadeniz Bölgesi’ni etkisi altına alacağını düşünüyoruz. Bu da sıcaklıklarda 3-5 santigrat derece düşüşe neden olacak.”
Tağıl, bu dönemde sıcak havanın nemle birlikte hassas grupları daha fazla etkileyeceğini, onun için de 11-16 saatleri arasında hamilelerin ve kronik rahatsızlıkları olanların dışarı çıkmaması gerektiğini söyledi.
Söz konusu havanın diğer canlıları da etkileyeceğini anlatan Tağıl, “Ülkemizde bitki örtüsü geçtiğimiz günlerdeki sıcak hava akımının etkisiyle çok fazla kurudu, bu yanabilirliği daha da arttırdı. Bugünlerde kuzey sektörlü rüzgar sisteminin de etkisindeyiz. Rüzgar ve sıcak bir araya geldiğinde, önlenmesi güç olan yangınlara yol açabilir. Buna yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş de Türkiye’nin eyyam-ı bahurda Arabistan, İran ve Orta Doğu kökenli çok sıcak tropikal hava kütlelerinin taşıdığı ardışık çok sıcak ve bazen de ekstrem sıcak hava koşullarından etkilendiğini söyledi.
Bu dönemde yüksek sıcaklıklar yüzünden buharlaşmanın da yüksek olacağı için denize ya da büyük göllere komşu kıyı bölgelerinde nemin de yükseleceğini aktaran Türkeş, bunun insanları ve diğer pek çok canlıyı etkileyebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Murat Türkeş, şunları söyledi:
“Bir anlamda yerel bir isimlendirme, bir anlamda da hava ve iklim olaylarına ilişkin bir halk takvimi niteliği taşıyan eyyam-ı bahur aylarında, genel olarak yüksek ve aşırı yüksek hava sıcaklıkları yaşanma olasılığı yüksektir. Ancak bazı yıllarda temmuz sonu ağustos başındaki çok sıcak geçmesi beklenen günlerde bile hava sıcaklıkları normallerinin altında gerçekleşebilir. Ne yazık ki özellikle 2 Ağustos Çarşamba gününden başlayarak geçen haftalarda olduğu gibi Türkiye’nin büyük bir bölümü, İç Anadolu’yu da içerecek biçimde batı ve güney yarısındaki illerde yeniden 35-43 santigrat derece arasında değişen yüksek hava sıcaklıklarıyla nitelenen çok sıcak ve kıyı bölgelerinde bunaltıcı ve sıcak hava koşullarıyla karşı karşıya kalacaktır.”