İzmir’in Bornova ilçesindeki Uz Kimya Fabrikası’na geldiğinizde kapıda sizi önce sevimli sokak hayvanları karşılıyor. Eğer iş yerinin idari bölümüne geçerseniz asıl sizi şaşırtacak onlarca köpeği bir arada görebilirsiniz. Odalar arasında özgürce hareket eden ve rahatça dolaşan bu hayvanlar, size hemen bu fabrikanın bir parçası oldukları izlenimi veriyor.
Fabrika personeli ise bu duruma bir hayli alışmış durumda. Onlar için aslında şaşırtıcı bir durum yok çünkü yıllardır bu sokak hayvanlarıyla iç içe mesai yürütüyorlar.
Asıl sürprizi ise fabrikanın sahibi Can Şafak Uzsoy’un makam odasında yaşıyorsunuz. Odaya adım attığınızda onlarca köpek bir odada, koltuklar dahi onlara ayrılmış. Kimi pencere kenarında uyuyor kimi su içiyor kimi de Uzsoy ile oyun oynuyor.
Çocukluğundan itibaren hayvanları çok seven Uzsoy, 25 yıl önce Bornova ilçesinde kurduğu fabrikada bakıma muhtaç ve sahipsiz kedi ve köpeklere bakıyor. Halen fabrikada 10 kedi ve 16 sokak köpeği bulunuyor ve Uzsoy hepsine de bir isim vermiş.
Can Şafak Uzsoy, her sabah köpekleriyle yaptığı 1,5 saatlik doğa yürüyüşünün ardından onlarla birlikte fabrikadaki mesaisine başlıyor.
Hasta olan can dostlarının tedavileriyle de kendisi ilgilenen Uzsoy, çalışma odasına koyduğu özel yastıklar sayesinde tüm gününü onları severek geçiriyor.
Mesaisini yanlarına gelen köpekler ya da masalarına çıkan kedilerle geçiren çalışanlar da can dostlarıyla olmaktan memnun.
Fabrika çalışanlarının toplantılarının kedi ve köpeklerin bulunduğu ortamda gerçekleştirilmesi, ilginç görüntüler ortaya çıkarıyor.
“Can dostlarımla olduğum zaman kendimi huzurlu hissediyorum”
İş insanı Can Şafak Uzsoy, AA muhabirine, sokakta yaralı ya da bakıma muhtaç bir hayvan gördüğü zaman çok üzüldüğünü belirtti.
Fabrikasını kurduğu günden bu yana 100’den fazla kedi ve köpeğe baktığını dile getiren Uzsoy, şöyle konuştu:
“Ponçik ismini verdiğim köpeğimin sokakta üzerinden beton mikseri geçmiş, özel bir veterinere götürüp ameliyat yaptırdım. Artık her sabah bizimle koşuyor. Onların hepsi bizim için bir evlat. Can dostlarımla olduğum zaman kendimi huzurlu hissediyorum. İstedikleri tek şey bir kap yemek ve sevgi. Müşterilerimizin bazıları da ilk zamanlar yadırgadı ama onlar da özenip kedi ve köpek beslemeye başladılar. Artık komşularımız da köpek beslemeye başladı.”
Kedi ya da köpek bakmanın çok masraflı ya da zor bir iş olmadığını vurgulayan Uzsoy, artan yemeklerin onlara verilmesi durumunda hiçbir aç hayvanın kalmayacağını söyledi.
“Burada çalışmak için kedi ve köpek sevmek şart”
Fabrikasında çalışmak isteyenlerde “kedi ve köpek sevme şartı” aradığını belirten Uzsoy, şunları kaydetti:
“Her insan kedi köpek sevmeli demiyorum ama en azından zarar vermemeli. Bizim şirkette çalışanlar hayvan sevmek zorunda. Rahat edemez çünkü burada hep beraberiz. Örneğin Medine Hanım ilk geldiğinde hayvanlardan çekiniyordu. Birkaç gün içinde alışıp evinde şimdi 2 sokak kedisi var, İlknur Hanım (İlknur Kula) da öyle. Burada çalışmak için hayvan sevgisi şart. Bir can dostumuzu kaybettiğimiz zaman ise günlerce acısını yaşıyoruz. Ocağımıza ateş düşmüş gibi oluyor.”
Uzsoy, birçok arkadaşının baktığı köpek ve kedileri sahiplenmek istediğini ancak çalışanlarıyla birlikte buna onay vermediklerini, aralarında duygusal bir bağ oluştuğunu vurguladı.
“Onlar bizim işteki motivasyonumuzu da arttırdı”
Fabrikanın muhasebe bölümünde çalışan İlknur Kula da her geçen yıl can dostlarının çalıştığı ortamdaki sayısının arttığını, kedi ve köpeklerin çok iyi anlaştığını söyledi.
İlk zamanlar kedi ve köpeklerden biraz korktuğunu anlatan Kula, “Artık onları çok seviyorum. İlla ki sizden sevgi istiyorlar. Başını veya sırtını okşadığınızda kendilerini belli ediyor. Kedi ve köpekler burada bizim mesai arkadaşlarımız. Bizim evlatlarımız gibi. Evimde 2 kedi var. İmkanım olsa köpek de alırım. Onlar bizim işteki motivasyonumuzu da arttırdı. Ponçik üzüntülü olduğum zaman yanıma geliyor, patileriyle ‘beni sev’ diyor. O zaman tüm üzüntümü unutuyorum.” diye konuştu.