Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail ve fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa ve işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil şehrinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’ne yönelik ihlalleri hakkında bilgi verildi.
- İsrail’in 340 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de can kaybı 41 bin 20’ye çıktı
- Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki yakıt sıkıntısı, hastaneleri ve çocuk felci aşı kampanyasını etkiliyor
- İsrail basınına göre, hükümet, Gazze’nin kuzeyini ilhak etmeye hazırlanıyor
- İsrail ordusunun, Gazze’de yerinden edilenlerin çadırlarına düzenlediği saldırıda en az 40 kişi hayatını kaybetti
- Guterres, görev süresi boyunca Gazze’deki “yıkım ve ölümün benzerine rastlamadığını” söyledi
Açıklamada, geçen ay içerisinde, Mescid-i Aksa’ya 21 kere baskın düzenlendiği ve Harem-i İbrahim Camisi’nde de ezanın okunmasının 57 defa engellendiği belirtildi.
Fanatik Yahudilerin, baskın ve saldırılarının yanı sıra eyleme katılan kişi sayısında da artış görüldüğü aktarılan açıklamada, baskınlarda Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin, Mescid-i Aksa’da “toplu ve aleni” olarak dans edip şarkı söylediği kaydedildi.
Harem-i İbrahim Camisi ve Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlaller
İsrail’in getirdiği “yasak” nedeniyle Harem-i İbrahim Camisi’nde 1994’ten bu yana cuma günleri akşam ve yatsı ezanları, cumartesi günleri sabah, öğle, ikindi ve akşam ezanları, diğer günlerde ise akşam ezanları okunmuyor.
Bunun dışında İsrail, Yahudi bayramlarını bahane ederek bazı günlerde de ezan okunmasına izin vermiyor.
Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi ise İsrail polisinin tek taraflı aldığı kararla 2003’te başladı.
Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin tüm girişimlerine rağmen, İsrail makamları baskınları sürdürmekte ısrar ediyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa’da, kendilerinin de ibadet etme haklarının olduğunu savunuyor.