Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, “Bizi besleyen sektör tarım. O zaman tarımda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bilgiyse bilgi, teknolojiyse teknoloji, özel sektör, devlet, uluslararası kuruluş üniversite… Hep birlikte çalışacağız ki bu yönetişim becerisini sürekli ileriye taşıyalım.” dedi.
Selışık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, FAO’nun, hayata geçirdiği projelerle dünya genelinde gıda güvenliğini sağlamayı hedeflediğini kaydetti.
FAO’nun son dönemlerde gündeme gelen gıda güvenliği konusunda önemli faaliyetler yürüttüğünü aktaran Selışık, şöyle devam etti:
“Gıda güvenliği dediğimizde yanında yer alan kuruluş Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’dür. FAO; dünyada gıda güvenliğini sağlamak, özellikle kırsalda yaşayan halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi, gelirlerinin arttırılması, bu arada doğal kaynakların korunması, kırsal kalkınmaya yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ile ilgili tarım, orman, balıkçılık, hayvancılık konusunda faaliyet gerçekleştiren bir kuruluştur.”
FAO’nun en önemli ve ulvi amacının dünyada açlıkla mücadele olduğunu vurgulayan Selışık, “Kuruluşun temel amacı dünyada aç insan kalmaması. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan birincisi yoksulluğun giderilmesi, ikincisi açlığın ortadan kaldırılmasıdır.” dedi.
“Tarım, uzun vadeli bir sektör”
Ayşegül Selışık, dünya genelinde 800 milyona yakın insanın açlığa karşı mücadele verdiğini belirterek, FAO’nun önemli amaçlarından birinin 2030 ve 2050 yıllarına kadar açlıkla mücadele eden hiçbir insan kalmamasını sağlamak olduğunu söyledi.
FAO’nun çiftçilere yönelik gerçekleştirdiği birçok proje olduğunu aktaran Selışık, şunları kaydetti:
“FAO tarafından gerçekleştirilen çok önemli projeler var. Doğal olarak bu projelerin ekonomik bir çıktısı oluyor. Bu projeler, FAO’nun kendi iç kaynaklarıyla yaptığı, bütçesi büyük olmayan ama katalitik etki yaratan ve hükümetin çalıştığı ülkedeki ihtiyaca göre şekillenmiş projeler. FAO, Küresel Çevre Fonu (GEF) kaynaklı ya da Avrupa Birliği, Dünya Bankası kaynaklı yürütülen projelerin direkt uygulayıcısı. Bunun yanı sıra FAO; teknik bir kuruluştur, uluslararası anlamda bütün üye ülkelerde proje uyguluyor ve bu projelerin çıktılarını diğer ülkelerle paylaşabiliyor. Yani aslında Türkiye’de üretilen bilimsel bilgileri buradan alıp Avrupa ya da Afrika’daki bir ülkeye de götürebiliriz. Ama önemli olan o bilginin denenmiş olması, çıktısının onaylanmış olması. Bu şekilde çalışıyoruz.”
Tarım ve Orman Bakanlığının desteği, FAO’nun katkılarıyla pilot bölgelerde hayata geçirilen projelerin doğru çıktılarının yaygınlaşmasının önemli olduğunu vurgulayan Selışık, “Projeler, pilot alanda yaptığınız uygulamanın doğru çıktılarla yaygınlaşmasına destek oluyor.” dedi.
Selışık, tarımın uzun vadeli bir sektör olduğuna işaret ederek, “O yüzden ekonomik maliyeti yatırımcı gibi düşünüp ‘tarıma bugün 1 lira koydum, yarın 2 lira alayım’ diye beklememek gerekiyor. Bunu anlamamız lazım. Tarım öyle bir sektör değil. Tarım, sürekli desteklenmesi gereken, sonucunu uzun vadede veren ama sizi üzmeyen bir sektör.” değerlendirmesinde bulundu.
Tarım sektörünün geliştirilmesi için gerekli her şeyin yapılmasının önemine işaret eden Selışık, “Gıda güvenliğini konuşuyoruz. Bizi besleyen sektör tarım. O zaman tarımda elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bilgiyse bilgi, teknolojiyse teknoloji, özel sektör, devlet, uluslararası kuruluş, üniversite… Hep birlikte çalışacağız ki bu yönetişim becerisini sürekli ileriye taşıyalım.” diye konuştu.
Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi
FAO ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından GEF desteğiyle yürütülen Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi kapsamında, işlemesiz tarımdan Uygulamalı Çiftçi Okulları’na, Bal Ormanları’na kadar birçok uygulama gerçekleştiriliyor.
Proje, Konya Havzası’nda Ayrancı-Karaman, Yeşil Kuşak, Karapınar-Ereğli-Emirgazi ve Sarayönü-Cihanbeyli olmak üzere 4 pilot alanda yürütülüyor.