Çalışmanın detayları ile ilgili bilgi veren embriyolog Turgay Barut, “Elde edilen bu bulgular embriyo gelişiminin çeşitli yönlerini incelemek için etkili bir platform sağlayabilir. Ayrıca bu hücreler, birlikte gelişmeye bırakıldıklarında kendilerini gelişmekte olan embriyo oluşumunun ilk safhalarını andıran bir kompleks halinde düzenledikleri bulundu” dedi.
Çalışma sonuçlarının, dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Nature Communications’da yayınlandığını ve makalenin yazarı Bonn Üniversitesi Gelişimsel Patoloji Bölümü’nden Profesör Hubert Schorle’nin ‘Embriyo gelişimi büyük ölçüde kendi kendine örgütlenmeye dayanır ve her hücre çevresine haberci maddeler salarak komşularının kaderini belirlemeye yardımcı olur’ ifadelerini kullandığını kaydeden Embriyolog Turgay Barut, şunları söyledi:
‘Hücrelerin gelişim yollarını ortaya çıkardılar’
Barut, araştırma sonuçlarına ilişkin makale hakkında da bilgiler verdi:
“Döllenmiş bir yumurta bölünmeye başladığında, erken embriyonun katmanlarını oluşturmak üzere farklılaşan üç ana kök hücre türü üretmeye devam eder. Bilim adamları daha önce bu ayrı hücre tiplerini, kendiliğinden organize olabilen bir hücre grubu oluşturmak için kullanmıştı. Ancak, önceki çalışmalarda farklı hücre tiplerini uygun büyüme koşullarında geliştirmenin her zaman güvenilir sonuçlar vermediği görülmüştür. Profesör Schorle ve ekibi yalnızca bir tür embriyonik kök hücreyle başlayarak, belirli genleri etkinleştirerip erken embriyolarda bulunan diğer kök hücrelerin kimliklerini almalarını sağladı. Profesör Schorle bu yeni hücre türleri araştırmacılar tarafından ’embriyoid’ olarak adlandırılan yapıyla karıştırılabileceğini belirtti.
Alman Nörodejeneratif Hastalıklar Merkezi’nden ve Bonn Üniversitesi LIMES Enstitüsü’nden ve makalenin ilk yazarlarından Arik Horne, ‘Bu yapı beş günlük bir fare embriyosuna benziyordu’ dedi. Bu nedenle üç hücre tipinin düzensiz karışımı, normalde döllenmiş bir yumurtadan çıkana çok benzer şekilde kesinlikle düzenli bir yapıya çevrildiğini açıkladı.
Araştırmacılar her bir kök hücre tipini işaretlemek için floresan proteinleri kullanarak bu hücrelerin nasıl bütünleştiğini ve gelişmekte olan embriyonun farklı bölgelerine nasıl yol aldığını izleyebildi. Ayrıca ’embriyoidler’ boyunca gen ifadesi modellerini analiz etmek için sıralama teknolojisini kullandılar ve hücrelerin gelişim yollarını ortaya çıkardılar.”