Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, UEFA Avrupa Ligi E Grubu 6’ıncı ve son hafta müsabakasında yarın Roma’da Lazio ile yapacakları maç öncesinde, karşılaşmanın oynanacağı Olimpiyat Stadı’nda basın toplantısı düzenledi.
Deneyimli teknik adam, yarınki Lazio-Galatasaray mücadelesinin tarafsız bir futbolseverin izlemek isteyeceği maçlardan biri olduğunu belirterek, “İstanbul’daki ilk maçtan önce kesinlikle sadece bir futbolsever olsam ve maç programlarına baktığımda; ‘Kesinlikle bu maçı seçerdim’ demiştim. Tabii burada Lazio’ya duyduğum saygı kadar, takımıma olan güvenin de ifadesiydi bu. Bu gruptaki serüvenimiz gösterdi ki Galatasaray, oynadığı futbol ve vadettiği gelecekle birlikte Avrupa’da maçların kalitesini yükselten bir takım.” dedi.
Lazio ile yarın oynayacakları maçı bir play-off müsabakası gibi olduğunun altını çizen Terim, “Lazio ve Galatasaray’ın bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde başardıkları şeylerden sonra yarın aşağı yukarı bizim adımıza önde olduğumuz için söylüyorum, Lazio için de aynısı geçerli; bir play-off maçı oynuyor gibiyiz. Biz buraya herhangi bir sıkıntı olmadan da gelebilirdik. Lokomotiv maçında çok fazla gol kaçırdık, çok da kötü bir gol yedik. Yoksa garantilemiştik. Lazio, çok ciddi gol pozisyonlarına giren ve bitiricilik seviyesi yüksek olan bir takım ve böyle bir rakibe karşı oynayacağız. Açıkçası beraberliğin bizi avantajlı kıldığı ortamda gecenin maçı olacağına inanıyorum. Sanki play-off oynayacağız. Şubat ayındaki maçı oynuyor gibiyiz.” ifadelerini kullandı.
Mücadele ettikleri grubu Şampiyonlar Ligi’ne benzeten Terim, “Kuradan sonra sanki bir Şampiyonlar Ligi grubu gibi demiştim. Ve öyle de mücadele ettik açıkçası. Ne mutlu ki bugün buraya ilk 2’yi garantilemiş, lider, hiç mağlup olmamış ve dışarıda da gol yememiş bir şekilde geldik. Bu bizim için çok önemli veriler. Galatasaray, Roma’dan puanla dönmesi halinde grubu lider tamamlayacak. Bir takımın teknik direktörü olarak oyuncularımla gurur duyuyorum.” diye konuştu.
Fatih Terim, Lazio’ya büyük saygı duyduğunu dile getirerek, “Çok ciddi, çok önemli bir takım. Her geçen gün de meslektaşım Sarri’nin oynatmak istediği futbolun ve anlayışın, Lazio’da oturduğunu görüyorum. Çok önemli oyunculara sahip, dikkat etmemiz gerekecek ama şampiyon karakterini taşıyan iki takımdan bahsediyoruz. Dolayısıyla güzel bir maç olacak.” dedi.
Terim, maçla ilgili olarak, “Beraberlik bize yetiyor ama o felsefe ile çıkmayacağız. Belki Lazio bizi yaslayabilir. Tempolu presle başlayacaklarını düşünüyorum. Ama oyun içerisinde kazanmak için oynayacağız. Ama kaybederiz anlayışımız bu olur. Açıkçası oyun sonunda beraberliğin bizi lider yaptığı bir ortamda, daha oyun başlarken beraberliği kafasına koyan bir takım olamayız. Öyle olursak kaybederiz. Muhakkak defansif önlemlerimizi alacağız, oyunun iki tarafında da iyi oynamaya çalışacağız. Lazio hücumu seven ve iyi yapan bir takım. Bunu dikkate almalıyız. Her an her şeyi yapacak oyunculara da sahip bir takım.” değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık durumuna açıklık getirdi
Deneyimli çalıştırıcı, geçirdiği rahatsızlık ve sağlık durumuna ilişkin bir soru üzerine, pazartesi günü başlayan ağrılarının rahatsızlığa dönüşmesi neticesinde o geceyi hastanede geçirdiğini, bir yandan da tetkikler sürdüğü için kimseyi endişeye sevk etmemek için paylaşımda ya da bilgilendirmede bulunmadıklarını aktardı.
Terim, kendisiyle ilgilenen doktorlara teşekkür ederek, “Ancak daha sonra bazı operasyon ihtimali olduğu masaya ortaya konulunca, rica ettim doktorlarımızdan gerekli izni alarak hem dün antrenmana gittim sonra tekrar hastaneye döndüm, bugün de Roma’ya geldim. Bundan dolayı da çok mutluyum. Buradan Sevgili Dursun Buğra Hocamın nezdinde 3 gün boyunca ilgilenen tüm doktorlara çok teşekkür ediyorum. Tüm arayan soran geçmiş olsun dileklerinde bulunan herkese de çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
“Operasyon olacak mısınız?” şeklindeki soruya Terim, “Döndükten sonra ihtimallerden bir tanesi. Olabilir. Ama çok şükür iyiyim. Burada olmaktan son derece mutluyum. Onlarla (Doktorlarla) pazarlık edilmez ama bana izin verdiler. Allah’a şükür iyiyim.” yanıtını verdi.
Oyuncularının da üzüldüğünü belirten Terim, “Oyuncularım bana bir hediye verir mi? İnşallah. Onlar da üzüldüler tabii. Çünkü ben çok uzun teknik adamlık kariyerimde bir gün antrenman kaçırmışlığım yoktur neredeyse. İlk gün çok zordu, gittim ama çıkamadım. Oyuncularım, benle beraber Galatasaray camiasına da bir hediye verecekler. Onların niyetlerinin bu olduğunu biliyorum. Onlarla gurur duyuyorum. Sahanın içinde profesyoneller ama sahanın dışında bu profesyonelliği bir kenara bırakıp, samimi ve amatör bir sevgiyle hem kulübünü hem camiasını hem hocalarını, teknik heyetlerini, başkanlarını seven futbolculara sahibiz. Umarım yarın ilk tedaviyi maçtan sonra onlar yapmış olur.” yorumunu yaptı.
“Her zaman söylediğim gibi İtalya benim ikinci vatanım”
İtalya’da olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu vurgulayan Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her zaman söylediğim gibi İtalya benim ikinci vatanım. Burada çok mutlu günlerim oldu. Halen çok önemli ilişkilerim var, dostlarım var. Çok sevdiğim bir ülke. Aşağı yukarı her hafta sonu Serie A’dan bir maç izliyorum. Son yıllarda futbol kalitesinin tekrar artmasıyla müthiş bir lig olmaya başladı İtalya ligi. Şampiyon karakteri taşıyan çok takımın olması İtalya ligini daha seyredilir, beğenilir, daha çekişmeli hale getiriyor. O yüzden İtalya ligine hiç yabancı değilim. Çok da yakından bilen biriyim. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Bu kadar yıl geçmesine rağmen, İtalya’ya ayak bastığım havaalanından şu ana kadar olan bölümde bana olan sevgiyi saygıyı gördükçe çok daha mutlu oluyorum ve gurur duyuyorum. Hangi takımda olması hiç önemli değil ama Terim kelimesi onlar için yetiyor olması beni son derece mutlu etti. Bu herkese nasip olacak bir şey değil. Bunu yaşamak lazım. İtalya’da olmak çok güzel, çok özel.”
Terim’den teknik direktörlere verilen cezalara eleştiri
Terim, Marsilya maçından önce benim hakemlerle ilgili konuşmam yönünde beklentiler olduğuna dikkati çekerek, “Saha dışındaki konuların tur mücadelemizin önüne geçmemesi için detaylı konuşmamıştım. Bugün ilk iki sırada yer almayı garantiledik. Önümüzde çok ciddi birincilik hedefi var. Buradan lider çıkmanın kulübümüz, ülke futbolu, ülke puanına katkı sağlaması için, prestij sağlaması bakımından çok daha önemli sonuçları olacağına inanıyorum. Bu bir meydan okumanın olumlu geri dönüşü. Benden bu konu hakkında konuşmam yönünde beklentiler olduğunu biliyorum. Sadece şu kadarını söyleyebilirim: Dünyanın hiçbir yerinde bu oyunun en büyük aktörlerinden biri olan teknik direktörlere bu kadar kolay ve uzun süreli ceza verilmez. Bu kadar ağır men cezaları çıkmıyor.” diye konuştu.
Terim, İngiltere’de geçen haftalarda büyük maçlarda hocalar arasında herkesin de bildiği kavgaların yaşandığını hatırlatarak, “Kavgalar var, araya girenler var. Fakat kimsenin ceza aldığını görmüyoruz. Çünkü kimse ceza vermek için yaklaşmıyor. Burada olsaydık onlar bizde olsaydı 5’er 6’şar maçtan aşağı almazlardı.” dedi.
Tecrübeli çalıştırıcı, rakip sahada atılan bir hocanın, 50 bin kişinin içinde maçın kalanını izlemek durumunda kalmasını da “Saçma bir kural” olarak niteleyerek, “Yoksa 4 maç ceza yersiniz. Saçma sapan bir madde. Orada böyle cezalar görmüyorum. 10’ar, 8’er maçlık ceza görmüyorum. Tabii buradan şöyle bir yanlış anlaşılma çıkmamalı. Biz kimsenin tolerans görmesini istemiyoruz. Ama bir olayın sonucuna bakarken, o olayın neden oralara geldiğini iyi bilmek lazım. Benim son atıldığım maçta, ben alkıştan atıldım. Alkış ne zaman? 15-20 kişi bizim korner köşesinde sen orada olacağına, buradasın hakemin teatral kabiliyeti biraz yüksek ve iki kişi içinden sarı kart gösteriyorsun. Bizim aklımızla alay mı ediyorsun. Arkadaşlar, ben hayatım boyunca yaşadığım hiçbir şeyi hiç kimseden gizli yaşamadım. Son 50 senedir herkesin gözü önünde yaşıyorum. Hiç gizli saklı bir şeyim yok. Yaptığım şeye de yaptım diyorum.” ifadelerini kullandı.
Terim, atamalardan şikayet ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karagümrük maçında bana ceza veren temsilciyi, Hatay maçına gönderiyorsunuz yetmiyor, tekrar Fenerbahçe maçına gönderiyorsunuz: Refik Emre diye biri. Şimdi Abdurrahman Arıcı’ya sormak lazım başka kimse yok mu? Şimdi Galatasaray’ın son 3 maçındaki VAR hakemine bakın. Yaşar Kemal, Ümit Öztürk, Bahattin Şimşek. Hiç kimseye denk gelmiş midir böyle üç tane trio. Biz artık şaşırdık. Sanki kuralı bilmiyoruz. Her dakika bize bir kural anlatılıyor. Dirseğe kadar olan bölüme top gelirse bilmem ne, aşağı kadar gelirse bilmem ne. Ya kardeşim bu VAR hataları azaltın diye var. 6’ya çıktınız, birbirinizle anlaşamıyorsunuz. Şimdi en kolayı, ben yapmadım yanlış anlaşıldım demek. Biz böyle de demiyoruz. Yaptık diyoruz. Ben bunu yapamam. Hepsinin bedelini ödüyorum da. Ancak, hiçbir şeyi de hiçbirini de unutmam. Ben Marsilya maçından sonra ne dedim? ‘Müthiş bir hakem, müthiş bir hakem iletişimi’ dedim. Marsilya’da bize verilen penaltı mıydı? Hayır, yanlış karar. Hiçbir şey söylemedim. Yeri gelince herkese söylüyoruz. Neden? Onların sizin görüşlerinizi dinleyip, size değer vermesi. Şimdi önemli olan bu. Yoksa herkes hata yapıyor.”
“Belki de kaderlerimiz 90 dakikada çiziliyor”
Teknik adamlarla ve futbolcularla konuşmaktan korkulmaması gerektiğini belirten Terim, “Konuştuğunuz zaman infial, hadise aşağı iner. Oyuncularla beraber yaşam kalitesi 90 dakikada çevrilen insanlarız. Belki de kaderlerimiz 90 dakikada çiziliyor. Biz 90 dakika sonra hepinizin sorularını cevaplandırıyoruz o terle o heyecanla… Bu konuşmaları yaparken de cezaların da sınırında geziyoruz. Dikkat etmemiz lazım. Bu kadar da risk altındayız. Neden milyonlarca kişinin yanıt beklediği insanlar, niye kararlarını hiçbir şekilde açıklamıyorlar. Niye? Biz sorduğunuz soruya cevap veriyoruz. Aslanlar gibi stadyumdan ayrılıyoruz. Onlar bunu açıklamadıkları gibi stattan da gizlice ayrılıyorlar. Ne zaman sorsak kural değişiyor. Belki kural değişmiştir ve bizi ikna ederler, insanlar da onları haklı bulur, bunu da bir düşünün.” dedi.
“(Sarri) Kendisini en iyi yerlerde görmek istiyorum”
Lazio Teknik Direktörü Maurizio Sarri’nin kendisini öven sözlerinin hatırlatılması üzerine Terim, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben de kendisini çok takdir ediyorum. Oyun anlayışını çok beğeniyorum. Kendisine saygı duyuyorum. Bunu defalarca başarısını kanıtlamış, bir büyük hoca olarak görüyorum. Oynattığı futbolu da zevkle izlemeye çalışıyorum. Kendisini de en iyi yerlerde görmek istiyorum. İyi de bir dostum. Ama yarın bakalım nasıl olacak. Bir tek şey önemli: Şu anda iki takım da garantiledi. Oyuncularıma Lazio’nun analizi yaparken, son cümlem şu oldu: ‘Biz şubattaki play-off maçını, iki maç birden oynuyoruz. Kaybedecek neyimiz var hiçbir şey. Muhteşem gelmişiz. En büyük başarımız lider dönmek olur buradan’ dedim. Kaybetmekten korkmayan bir takımım var. İyi oynarız, kötü oynarız o ayrı bir şey. Düşüncemiz; beni tanıdığınız gibi o günkü gibi Fiorentina’daki gibi, Galatasaray’ın Avrupa Şampiyonu olduğu yıllardaki gibi aynısı olacaktır. Bundan emin olabilirsiniz.”