Ali Koç, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirilen Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Kurul üyelerinden Cengiz Tokgöz’ün, “Ukrayna’dan özür dilenmesi talebi” ile ilgili konuşan Koç, “Ukrayna’dan özür dilemeyeceğiz. Ukrayna’nın dış işleri sözcüsünün, büyükelçisinin haksız söylemlerine bakarsanız onlar bizden özür dilemeli. Siz herhalde maçta bulunmadınız. Her konumuza maydanoz olan rakip taraftarların sosyal medyada yaptığı çalışmalardan etkilenmiş olmanız lazım. Özür dilememizi istemeniz Fenerbahçe Kulübüne hakarettir.” dedi.
“Bir camia var, her konumuza maydanoz oluyor”
Bir üyenin “ezeli rakip ebedi dostluk” görüşüne yanıt veren Koç, “Bu ayrıştırmanın olmaması için 4 senedir hep olumlu baktım rakiplerimize. Kulüpler Birliğinde hep yapıcı oldum. Sadece Fenerbahçe değil büyük resmi gördüm. Hep destek oldum Kulüpler Birliğine. Ama bir camia var ki, yönetimi, başkanı, sporcusu kim olursa olsun hiç bir şekilde bizim tarafa dokunmaktan kaçınmıyor. Her konumuza maydanoz oluyor. Ama biz ayrıştırmayı değil birleştirmeyi istiyoruz.” diye konuştu.
Tribünde taraftarların performansında düşüş yaşandığı ile ilgili yoruma değinen Koç, “Hep bir ağızdan söyleyeceğimiz marşımız olsun. Biz artık eskisi gibi 90 dakika boyunca kulübü, takımı sonuna kadar destekleyen her bir ağızdan tribünün tamamından takıma destek verebilecek konudan çok uzaklaştık. Hepimizin silkelenmesi lazım. Stat doluyken de arzu ettiğimiz baskıyı rakip üzerine kuramıyoruz. Geriye düştüğümüz zaman tam destek olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
“Değişik bir hocamız var”
Futbol takımının yeni teknik direktörü Jorge Jesus’a değinen Koç, şunları söyledi:
“Değişik bir hocamız var. İyi anlamda söylüyorum. Bazen sabaha karşı 2’de, 3’te ayrılıyoruz ama saat 7’de Samandıra’da. Ekibiyle her dakikasıyla, her saniyesiyle tamamen işine odaklamış vaziyette. Futbolculardan ve Samandıra’daki çalışanlarından aldığım geri bildirim; adam farklı. İçimiz rahat, başarıları zaten ortada. Getirebileceğimiz en iyi hocayı getirdiğimizi düşünüyorum. Kendisi geldiği zaman çok kapsamlı raporla geldi. Zaten o rapor bize sunulana kadar bilgi alışverişinden, mevcut oyunculardan vesaire, nasıl bir şey geleceğini tahmin ediyorduk ama tahminimizin ötesinde bir sunum yaptı. Bunu yaparken de çok kolay 20 milyon avroluk oyuncuları koyup, ‘ben istedim kulüp almadı’ demedi. Böyle bir şey yok. Kulübümüzün mevcut durumuyla yapıldı. Herhalde hocamız bugüne kadar ekonomisi böyle olan bir kulüple çalışmamıştır.”
Koç, 12 numaralı formanın Jesus’a hediye edilmesine yönelik eleştiri konusunda ise “Bu düşünceye saygı duyarım. Pek çok kulüpten teklif olmasına rağmen bize gelmesinin sebeplerden biri taraftarımızdı. O anlayışla yaptık, yanlışsa affınıza sığınırız.” diye konuştu.
Kim Min-jae’nin gidişi
Transferlerle ilgili de konuşan Koç, “Kim Min-jae geldiği zaman bir yıl için gelmek istediğini, bir sene sonra Fransa’ya, oradan da Premier Lig’e gitme hayali olduğunu söylemişti. Tam 11 gün çıkış maddesini müzakere ettik. Bizimle yaptığı en büyük pazarlık çıkış maddesiyle ilgiliydi. Biz her Koreli gibi o da Türkiye’yi çok sevecek diye hayal ediyorduk. Bir de üstüne Jorge Jesus gelince belki ikna ederiz diye düşündük. Hocamızın öyle bir özelliği de var. Dedik ki, ‘kalırsan hocayla verimin daha da artacak.’ ‘Ben bu hocadan iki haftada öğrendiğimi hiçbir yerde öğrenmedim, anlıyorum sizi’ dedi.” ifadelerini kullandı.
Kim Min-jae’nin ücretinde hatırı sayılır bir artış yapmayı da kabul ettiklerini belirten Koç, “Gitti geldi ama sonrasında kafasındaki planı uyguladı ve gitti. Özel bir oyuncu, sahada her şeyini verdiğini gördünüz. İşine olan saygısı, boyu, fiziğiyle örnek futbolcu. Maddi açıdan büyük kazanç sağlasa da hocanın da planlarını bozdu maalesef.” değerlendirmesinde bulundu.
Son 4 senede sezona bu kadar erken başlamadıkları ve erken transfer yapmadıklarına işaret eden Koç, “Geç kalındığına katılmıyorum. Bu sene bir nebze elimiz daha rahat. Harcama limitleri var tabii, o rahatlık içindedir ki haziranda, temmuzda transfer yapabildik. Transferlerle ilgili, ‘niye hocanın istediği her şeyi yapıyorsunuz’ vesaire söyleniyor. Ağzımızla kuş tutsak da her zaman tenkit edileceğiz ama bana göre bu sene doğru yoldayız.” diye konuştu.
“Mesut Özil ile yollar ayrıldı. İstenmeyen bir durumdu”
Ali Koç, Mesut Özil’in ayrılış süreciyle ilgili de, “Mesut Özil ile yollar ayrıldı. İstenmeyen bir durumdu. Ne büyük hayallerle geldi ama futbol dinamik bir dünya, bazen hesapladığınız gerçekleşmeyebiliyor. Pereira zamanında oynamadı, sakatlık geçirdi. İsmail hoca geldiğinde yine sıkıntılar yaşadı. Sonuç itibarıyla istediğimizi yapamadık. Evet, çok heyecan yarattı transferi ama uymadı. Mesut’u geçmişi için getirmedik, Fenerbahçe’yi şampiyon yapması için getirdik. Olmadı, tutmadı canı sağ olsun, canımız sağ olsun, Allah yolunu da açık etsin” şeklinde görüş belirtti.
Takımda yabancı sayısının çokluğuna dikkati çeken Koç, “7-8 kişi ayrılacak ve 3 kişi daha gelecek. Fakat kadroda tutmak istediğimiz birkaç isme büyük ilgi var. Ekonomik açıdan geri çevrilemeyecek olanlar var, sportif açıdan şampiyonluk hedefinde de kesinlikle bırakılmama durumu var. Bakalım ne çıkacak, ama hiçbir kararı kendi başımıza vermiyoruz. Mümkün olduğu kadar hocanın direktifine uymaya çalışıyoruz. 3 tane daha eksiğimiz var. Sol bek aldığımız zaman, Ferdi çift taraflı oynadığı için Nazım gelene kadar sağ bek açığımızı kapatacağız. Aldığımız stoperlerden biri sol bek de oynayabilir. 1-2 bölgede şişkinlik var özellikle.” ifadelerini kullandı.
Ülker Stadyumu önüne konulan Atatürk heykeli hakkında açıklamalarda bulunan Koç, “Kenan Evren Lisesi’ni biz devraldıktan sonra bir çalışanımızın önerisiyle Atatürk heykelini alıp hazırladık, bugün gördüğünüz yere koymanın uygun olacağını düşündük. Katılan var, katılmayan var ama öncelikle bu öneriyi getiren arkadaşımızı canı gönülden kutluyorum. Çok da etki yaptı. Bununla beraber Alex, Can Bartu, Lefter heykelleriyle ilgili görüş verenler oldu ama Atatürk’ün yanında ben uygun bulmam. Bizim de kendi aramızda, ‘acaba onları oradan alıp daha gözle görünür, stada yakın yere koyabilir miyiz’ diye değerlendirmemiz oldu, onu tekrar gözden geçirelim.” diye konuştu.
“Kaosa gitmeye acayip müsait bir camia olduk”
Bazı sosyal medya hesaplarında transferde usulsüzlük yapmakla suçlandıklarını hatırlatan Koç, “Tabii medyada kadrolu elemanları olduğu için bu iş alevlendiriliyor. Dinamo Kiev maçındaki gibi. Genç taraftarlarımıza özellikle söylüyorum; çok çabuk galeyana geliyorsunuz, çok çabuk sazan oluyorsunuz. Sadece rakiple değil kendi bünyenizde olan, özellikle genç taraftarlarımızı galeyana getiren, pusuda yatan bir grup olduğunu hala anlayamadı Fenerbahçe taraftarı. Hocayı da tartışmaya başladı taraftarlar. Kaosa gitmeye acayip müsait bir camia olduk. Bu konuda gençler kendilerini sorgulasın.” değerlendirmesinde bulundu.
Futbol takımının Dinamo Kiev’e elenmesine değinen Koç, “Bariz bir golümüz verilmedi. Ben stattayken fark etmedim. Eve gidince baktım bariz gol verilmemiş resmen. Kartlarda durumu görüyorsunuz. Evet atılabilirdi ama çok rahatlıkla atılmayabilirdi İsmail. Faul üzerin bir de üstüne penaltı kaçırdık. O gün o tribünde olan kimse eleneceğimizi beklemiyordu. Futbolda bu sezon için bence müthiş heyecan verici bir sezon olacak. Keşke kötü oynasaydık da elenmesiydik ama elendik.” ifadelerini kullandı.
Ali Koç, yaptığı konuşmada Dinamo Kiev maçında yaşanan “Putin” sloganı olayına değindi. Olayın 20 saniyelik olduğunu belirten Koç, şunları söyledi:
“İkinci golü yedik bir şey olmadı. Elendik böyle tezahürat olmadı. Birinci golde oldu. Bana göre yakışıksız, gereksiz bir tezahürattı. Fenerbahçe kimliğinden, değerlerinden, duruşundan çok uzak bir tezahürattı ama ne yapalım, insanların ağzına fermuar mı kapacağız? Maçtan önce UEFA’ya ‘ne söyleyeceğiz’ mi diyeceğiz? Niye oldu o tepki? Maçtan önce Türkiye’de bir takımda eskiden top oynayan bir kalecinin eski kulübünün işaretini yaparak tribünleri germesiyle başladı. Yedek kulübesinden fırlayarak öyle hareketler yaptı ki bununla beraber golü atan da yaptı. Bariz bir tahrik var ama yine de yakışmadı bize bu söylemler. Lucescu’ya teşekkür etmek istiyorum kendisi yanına çağırıp bağırdı oyuncuya. Söz açılmışken, yine eksik bilgiyle Lucescu tezahüratı protesto etmek için toplantıya katılmadı deniliyor.”
Rakip takım teknik direktörü Lucescu’nun, ”protesto için basın toplantısına katılmadığı” iddiasının gerçeği yansıtmadığını anlatan Koç, bu konuyu araştıran yönetim kurulu üyelerinden Can Gebetaş’a söz verdi. Gebetaş da “Rakip takımın medya sorumlusu 15 dakikalık işi olduğu için ilk önce Jorge Jesus’un toplantı yapmasını talep etti. Biz, ‘misafirsiniz, önce siz toplantıya girin’ dememize rağmen bizim girmemizi istediler. Hoca söylenenden erken gelince ve bizim toplantı da 15 dakikadan uzun sürünce, ‘bizim uçağımız kalkmak üzere’ denildi ve hareket etti.” ifadelerini kullandı.
“Fenerbahçe, savaş sempatizanı gibi sunarak analizler yapmaya çalışanlara ağır gelir”
Bir anlık bir öfkeyle bile olsa bu tezahüratın yapılmasını gereksiz bulduğunu dile getiren Ali Koç, şöyle devam etti:
“Ama 115 yıllık şanlı tarihiyle büyük Fenerbahçe camiasını, bir kısım taraftarın anlık öfkesi ama haksız söylemiyle yaftalamaya çalışmak, sporun ne olduğunu bilmeyenleri, binlerce taraftarın maç adrenaliyle tamamen karşısındaki incitmek için yaptığı 20 saniyelik hareketi sanki koordine yapılmış gibi yansıtanları da kınıyorum. Uykumu kaçıran konu bu, kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Türkiye’nin de Fenerbahçe’nin de işgalle, savaşla ilgili duruşu nettir. Nedir o duruş; biz kimsenin yanında değiliz. Savaşa karşıyız, insanlığın yanındayız. Bizim duruşumuz bu kadar nettir. Biz de Ukraynalı sporcu da var Rus sporcu da var. Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Kurulduğundan beri toplumu ilgilendiren her konuda reaksiyon vermiş, herkesin kafasını kuma gömdüğü zamanda bile susmamıştır. Savaş sempatizanı gibi sunarak analizler yapmaya çalışanlara Fenerbahçe ağır gelir, bunu da kafanızın bir yerine yazın.”
Öfkeli olduğunu vurgulayan Ali Koç, “Daha henüz kimse Rusya işgaline sesini çıkarmamışken tüm spor camiasında ilk tepkiyi veren Fenerbahçe Kulübü’dür bu ülkede. Bizi Shatkar Donetsk takımına sorun. ‘Barış için futbol’ diyerek geliri Ukrayna ile paylaşılan hatta hepsi verilen bir maç yaptık. 15 gün boyunca maçtan önce biz ağırladık o takımı. Güzel bir maç oldu. Hal böyleyken 20 saniyelik tezahüratı organize işmiş gibi bizi lekelemeye çalışanları şiddetle reddediyorum ve bu durumdan kendine vazife çıkaran Ukrayna Büyükelçisi ve Dışişleri Bakanı olsun, burada huzurunuzda kınıyorum. Sayın Büyükelçi, yönetim kurulu üyelerimizden biriyle temasa geçmiş bu konuda ‘çok da kafanıza takmayın’ demiştir. Ama görünürde farklı duruş sergilemişlerdir ve son derece yakışıksız laflar etmişlerdir. Belki bir Ukrayna takımıyla yine oynayabiliriz, turu geçelim de.” şeklinde konuştu.
“UEFA çite standart uygulamamalı”
Avrupa’daki maçlarda garip paçavralar, simgeler açıldığını bildiğini ama bunu bütün ülkeye mal etmenin, her vatandaşı sorumlu tutmanın mümkün olmadığını kaydeden Koç, “İnanın orada açılan pankartlar, oradaki ırkçılık bununla mukayese bile kabul etmez. Yazık gerçekten. Dost bildiğimiz bir yerin bize ithamlar etmesini ben kabul edemem. UEFA çite standart uygulamamalı. Sporla siyaset iç içe girmemeli. Spor tarih boyunca barış için yüzlerce örnek var. Burada da spor bu işgal dışında tutulmalıydı.” ifadesini kullandı.
Kuzey ve Güney Kore kadın buz hokeyi takımlarının bile beraber kış olimpiyatlarına katıldığını vurgulayan Koç, şöyle devam etti:
“Spor siyaset üstündedir, barış için kullanılıyor. Ama siz gelip bu şekilde davranırsanız bu ithamlara maruz kalmış bir kulüp başkanı olarak ben de sormak zorundayım; UEFA mı karar verecek tribünde ne tezahürat yapılacağına? Orada yapılan tezahüratlarda ismi geçen kişiye küfür etsek madalya mı verecektiniz? Ya da Almanya, İngiltere lehine tezahürat yapsak siyasi olmayacak mıydı?
Şırnak’ta yaşanan terör saldırısı sebebiyle milli takım siyah kol bandı takmak istedi, izin vermedi UEFA. Afganistan’da bir asker kaybı için izin verdi bir maçta. Asker selamı olayı vardı Başakşehir’de. Hemen üstümüze çöktüler. Bir sürü mücadele sonunda iş nerelere getirildi, para cezasıyla konu kapatıldı. Aynı konuyla ilgili Atletico Madrid maçında asker selamını Melih’e koşan Dybala yaptı ama disiplin soruşturması olmadı. Siz kendinizi siyasete soktunuz. Sokarsanız size şunu sorarlar, 95’de 8 bin genç Müslüman erkek Srebrenitsa’da katledildi, o zaman bir şey uyguladınız mı? En büyük olay olarak tarihe geçti. Ben bunu soruyorum, ülke adı vermiyorum, bir şey yaptınız mı sportif anlamda?
Fenerbahçe olarak son derece rahatsızız. Çifte standardın rahatsız edici olduğunu düşünüyoruz, hiçbir taraf değiliz. Savaşta her iki ülkeden de sporcumuz mevcuttu. Biz savaşa karşıyız. Bizi değerlendirirken bu şekilde değerlendirin lütfen UEFA yetkilileri.”
“Öyle bir savunma hazırladık ki çağrılmadan yollayacağız”
UEFA’da ne tür bir ceza geleceğini bilmediğini ifade eden Ali Koç, “Ama ışık hızıyla, sorgulamadan adım atması, tamamen medyadan çıkan haberlerdendir. Öyle bir savunma hazırladık ki çağrılmadan yollayacağız. Yaşananların hepsi net ve sabit. 20 saniye oluyor, niye olduğu ortada. Haklı bir tepki, haksız bir söylem. Türkiye’ye mal etmek kabul edilemez. Büyükelçi ve Dışişleri Sözcüsünün söylemleri kesinlikle kabul edilemez.” diye konuştu.
Umutlu olma çağrısı
Ali Koç yeni sezonda beklentisiyle ilgili de taraftarlara umutlu olma çağrısında bulunarak, “Mutlu olacaksınız, hazır olun, çünkü güzel şeyler göreceksiniz. Hiç büyük konuşmuyorum. 4 senedir bu sene hissettiklerimi başka sene hissetmedim. Bize inanın ve destekleyin. Sizden rica ediyorum özellikle en küçük tökezlemede üstümüze çil gibi gelenlere müsaade etmeyin, sezon sonunda her şeyin hesabını sorarsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Etrafı sarı-laciverte boyamaya hazır olun” da diyen Koç, sözlerini, “Bu sefer bizim olacak, bu yıl bizim yılımız olacak. 100. yılda başarı Fenerbahçe’ye yakışır. Allah yolumuzu açık etsin.” ifadesiyle noktaladı.