Açılış konuşmasını yapan Uğur Dündar, insanların doğacakları coğrafyayı, ırklarını, cinsiyetlerini, ebeveynlerini seçemeyeceklerini ancak tutacakları takımların tercih meselesi olduğunu belirterek, “Kimisi armasına gönül verir, kimisi yalnız oyuncuyu sever, böylece o takıma gönüllü taraftar olur. Ben Fenerbahçe’nin bağımsızlık ruhunu sevdim. İşgal altındayken milli mücadeleye katılıp Anadolu’ya silah sevkiyatı yapan yurtseverliğini, azmini sevdim. Boyun eğmeyen karar ve direncini sevdim. Fenerbahçe’nin milletimize umut aşılamak için canını dişine takıp General Harrington Kupasını kazanmasını sevdim. Hürriyete olan inancını sevdim. Güçlünün değil haklının yanında olmasını, başkaldırmasını sevdim. Ben Fenerbahçe’nin Kuvayı Milliye ruhunu sevdim.” diye konuştu.
“Ben siyasi bir kişilik değilim”
Uğur Dündar, Fenerbahçe’nin bu özelliklerini idrak edemeyen, camiayı yalnızca tesis, bina, fikstür ve kadrodan ibaret görenlerin kendisiyle ilgili iddialarda bulunduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Fenerbahçe’yi günlük işlerine alet etmeye çalışanların piyonları, benim siyasi kişilik olduğumu iddia ediyor. Benim tertemiz ismimi lekelemeye çalışılıyor. Her Fenerbahçeli bu taşın nerede geldiğini biliyor. Fenerbahçe’nin ruhu boyunduruğa uygun değildir, olmamıştır ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Ben siyasi bir kişilik değilim. Hiçbir siyasi partiye üyeliğim veya aidiyetim yok. Milletvekili, belediye başkanı olmayı hiç düşünmedim. Yapılan anketlerde en güvenilir kişi seçilmiş, halkın her kesiminin teveccühünü kazanmış Uğur Dündar’ım. Bakanlık, başbakanlık, belki de cumhurbaşkanlığı tekliflerini kabul etmemiş, yılmadan kendi yolunda yürümüş Uğur Dündar’ım. Yeri geldiğinde iktidarı da muhalefeti de eleştirir, kimin imzası olduğuna bakmadan Türkiye için güzel işleri alkışlarım. Ben her türlü siyasi cepheden uzak, Mustafa Kemal Atatürk cephesinde konumlanmış Uğur Dündar’ım.
Olağan genel kurulda çıkarılan kasıtlı hadiseler hepinizin malumu. Beni mali kurul seçmedi. Beni camiamızın ruhunu hissetmiş, bu uğurda bedeller ödemiş çok kıymetle yüksek divan kurulu üyeleri seçti. Verilecek hesabımız varsa sizlere veririm. Başkanla divan toplantısına katılmamız halinde can güvenliğimizin sağlanamayacağı söylendi. Sayın Başkanın da muhakkak cevabı olacaktır ama ben kendi adıma şunları söyleyebilirim; ben o sözlerin geçici bir rahatsızlık nedeniyle, istem dışı söylendiğine ve maksadını aşan ifadeler olduğuna, sürçü lisan olduğuna inanmak istiyorum. Aksine inansaydım, bu ülkede her gecenin bir sabahı olmayacağını en iyi bilenlerden biriyim. Hayatı tacirlerle, mafyalarla, kaçakçılarla, hırsızlarla, hortumcularla mücadele etmekle geçmiş, tehdit edilmiş, ceket altından tabanca kabzası gösterilmiş, adı onurlu yaşamla özdeş olmuş Uğur Dündar’ın Allah’a borcu olan emanetini almak isteyen o babayiğit neredeyse, çıksın gelsin. Ben buradayım, hodri meydan, bekliyorum.”
“Aramıza katıldığınız için çok mutluyuz İsmail hocam”
Başkan, divan kurulu üyeleri ve taraftarlara kendilerine verdikleri destek için teşekkür eden Dündar, toplantıya katılan Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal’ı da 5-0’lık Zimbru galibiyeti nedeniyle kutlayarak, “Başarılarının devamını diliyorum. Beklenen şampiyonlukların yeni sezonda geleceğine tüm kalbimle inanıyorum. Aramıza katıldığınız için çok mutluyuz İsmail hocam.” diye konuştu.
Yüksek Divan Kurulu toplantısı vefat eden üyeler ile yeni üyelerin isimlerinin okunması, 40, 50 ve 60 yılını dolduran üyelere plaket verilmesiyle devam ediyor.
“Fenerbahçe çocuğu İsmail Kartal”
Toplantıda, Fenerbahçe Kulübü üyeliğinde 40, 50 ve 60. yılını tamamlayanlara şeref plaketleri sunuldu. Üyelikte 40. yılını dolduran İsmail Kartal da plaketini Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un elinden aldı.
İsmi okunup sahneye çağrıldığında toplantıdakilerin ayakta alkışlayıp, “Fenerbahçe çocuğu İsmail Kartal,” tezahüratı yaptığı deneyimli teknik adama Ali Koç da “Hocamızın Fenerbahçeliliğini anlatmayı sayılan yıllar, rakamlarla ifade edemeyiz. En güzel sözü, ‘Fenerbahçe bizim, Fenerbahçe hepimizin’dir.” hitabında bulundu.
Bir konuşma yapan Kartal, 40 yılın çok çabuk geçtiğini belirterek, bir anısını söyle anlattı:
“Gerçekten bugün buraya geldiğim andan itibaren, ilk imza attığım günü hatırlıyorum. İlk imza attığımız zaman beni Lefter babanın evine kaçırmışlardı adaya saklamışlardı. Lefter baba bana iyi bakmıştı. Ben de balıkçı çocuğuyum, Anadolu Kavaklıyım. O da balık tutmayı, denizi çok seviyordu, bana öğütler vermişti. Sonra gelip Fenerbahçe’ye imza attım. Burası bizim kulüp binamızdı. Kamplara burada girerdik. Bir gün rahmetli Semih Bayülken bana dedi ki; ‘burada futbolcular olarak yiyip, içip, yatıyorsunuz, siz şampiyon olamazsınız.’ O benim gücüme gitmişti. ‘Peki Semih baba, şampiyonluk olursak o gün gelip seni burada denize atayım mı?’ dedim. O da, ‘Gel at, siz olun, gel beni denize at’ dedi. Biz şampiyon olduk. Ben de gelip Semih babayı buradan denize atmıştım. Bu Türkiye’de olay olmuştu. Bu bizim Fenerbahçeliliğimizin, büyüklerimize olan saygımızdan, inancımızdandı. Burada gerçekten çok unutulmayacak anılarımız var. 40. yıl anısına bana bu plaketi veren Başkanımıza, divan kurulu üyelerine, camianın eski yöneticileri var, abilerim dostlarım var, hepinize çok teşekkür ediyorum. Gerçekten biz bir aileyiz. Fenerbahçe ailesiyiz.”
“Bir olmalıyız, birlikte olmalıyız”
Zor günler geçirdiklerini ve burada bazı şeylere değinmesi gerektiğini aktaran Kartal, birlik beraberlik mesajı da verdi.
Kartal, şunları kaydetti:
“Biz Fenerbahçe ailesi olarak birlik olduğumuz, beraber olduğumuz zaman bütün dünyaya mesaj verdik; ‘bizi yıkamazlar, bizi bölemezler.’ Biz, birlik beraberlik içinde olduğumuz zaman bu camianın, bu kulübün neler yapabileceğini herkese beraber gösterdik. Bu sezon da Allah’ın izniyle ben ve oyuncularım gece gündüz çalışıyoruz. Bu takımı şampiyon yapacağız ve bütün kupalara adayız. Bir olmalıyız, birlikte olmalıyız. Biz bir aileysek, geçmişteki bütün küskünlükleri, kırgınlıkları bir taraf bırakarak birbirimize sarılmalıyız. Çünkü biz Fenerbahçeliyiz. Fenerbahçe bizim, Fenerbahçe hepimizin. Çubukluyu giyen futbolcu en iyi oyuncumuzdur. Çubukluyu giyen, sahaya çıkan takım en iyi takımımızdır. Bu camia her şeyin en iyisine, en güzeline layıktır. Sizleri çok seviyorum.”
İsmail Kartal daha sonra Ali Koç ile birlikte kendisi için hazırlanan sinevizyon gösterisini izledi.
50 ve 60 yıllık üyelere de plaket sunuldu
Toplantıda ayrıca kulüpte 50 ve 60 yılını dolduran üyelere de plaketleri verildi.
60. yıl plaketini Ali Koç’un elinden alan eski basketbolcu Hüseyin Kozluca’nın, “Sayın Başkandan Lefter abi gibi bir transfer bekliyoruz.” demesi gülüşmelere yol açtı.
Eski milli futbolcu Ogün Altıparmak da 60. yıl plaketi alan isimler arasında yer aldı. Plaketini Koç’un elinden alan Altıparmak, bir anısını anlattı ve İsmail Kartal ile ilgili de “İsmail Kartal çok temiz Fenerbahçeli, ahlaklı. İnşallah Fenerbahçe iyi neticeler alacak.” dedi.
Fenerbahçe’nin eski kaptanlarından Alparslan Eratlı da Başkan Koç’tan 60. yıl plaketini alkışlar eşliğinde aldı.
Toplantı, branşların faaliyet raporlarının alınmasıyla devam ediyor.
“Fenerbahçe’mize kurulan 3 Temmuz kumpasının 12. yılını geride bıraktık”
Kalamış’taki Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde devam eden Yüksek Divan Kurulu toplantısında faaliyet raporlarını okuyan Burak Kızılhan, sarı-lacivertli kulübün 2023 yılında tüm branşlarda aldığı başarıları anlattı ve branş sorumlularının sunumlarını izletti.
Fenerbahçe’nin 1959 yılı öncesi şampiyonluklarını talep etmesiyle ilgili konuşan Kızılhan, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) 1959 öncesi şampiyonluklarla ilgili kurduğu komisyonun takipçisi olacaklarını belirterek, şunları dile getirdi:
“Sonrasındaki telaşı ve paniği de takip ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bu telaşın sebebini de anlamış değiliz. Biz bu başvuruyu iki yıl önce yaptık. Normal şartlarda o günkü federasyonun daha hızlı adım atması gerekiyordu ama ne yazık ki kaçak cevaplar vererek, görmezden geldiler. Bu karar nedense bir kesimi çok rahatsız etti, huzursuz oldular, inanılmaz bir algı çalışmasına başladılar. Söylediğimiz, resmi belgelerle anlattığımız ve federasyona sunduğumuz gerçekler apaçık ortadadır. Tahkim başvurusunun geçmişte söylemi büyük bir yalandır. Bu işte tek bir doğru var, onun da en büyük kanıtı müzemizdeki kupalardır. İşi sulandırmaya, yalanla manipülasyon yapanlar bulmaya çalışmayın. Kurulacak komisyonun her adımının da takipçisi olacağız. Komisyonda yer alacak tarihçi ve hukukçunun baskılardan uzak ve adil karar vermesi gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum. 100. yılını kutlayan TFF’nin 1959 öncesi vereceği doğru kararı hiçbir algıya kapılmadan vereceğine inanıyorum.”
Burak Kızılhan, 3 Temmuz dava süreciyle ilgili de konuşarak, “Fenerbahçe’mize kurulan 3 Temmuz kumpasının 12. yılını geride bıraktık. Yüce Türk yargısı verdiği kararla bunu hukuk önünde de gözler önüne serdi. Kumpası tescil etti, rol sahiplerini ise binlerce yıllık hapis cezasına mahkum etti. Fenerbahçe için kumpasın rol sahiplerinden hesap sorulana, maddi ve manevi zararlarımız tazmin edilene kadar bu süreç bitmeyecek. Fenerbahçe haklı davasının sonuna kadar takipçisi olacaktır.” ifadesini kullandı.
“Fenerbahçe, dünyanın en büyük spor kulübüdür”
Milletler Ligi’nde şampiyon olan Kadın Milli Voleybol Takımı’nı tebrik eden Kızılhan, tarihi bir zafer kazandıklarını ve başarılarının devamını dilediğini aktardı.
Kızılhan, “Türkiye’nin en büyük spor kulübü olmak için maddi anlamda zorlansak da şampiyonalarda yer almak, sporcular yetiştirmek, olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil etmek gerekiyor. Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük, hatta dünyanın en büyük spor kulübüdür. Bu büyük başarıda yer alan sporcularımız başta Eda Dündar, Vargas, Gizem Örge ve Aslı Kalaç’ı kutluyoruz. Hep birlikte verdikleri mücadele bizleri onurlandırdı. Teşekkürler Sarı Melekler, teşekkürler Filenin Sultanları.” değerlendirmesinde bulundu.
Fenerbahçe’nin milli voleybolcuları Yüksek Divan Kurulu toplantısına katıldı
Sahneye çağrılan oyuncuları tek tek tebrik eden Başkan Ali Koç, “Milli takımın bel kemiği, Fenerbahçe’nin sporcuları, hepinizle gurur duyduk.” dedi.
Bu başarının tesadüf olmadığını ve devam edeceğini aktaran Koç, “Bunun tohumları yıllar önce atıldı ve şimdi meyve veriyor. Erkeklerde de benzer bir yoluculuk devam ediyor onların daha gidecek yolu var. Allah’ın izniyle olimpiyatlara hem erkek hem kadın milli takımı olarak katılacak 2-3 ülkeden biri olma ihtimalimiz var. İnşallah o da gerçekleşir. Bu çılgın kadın Melissa Vargas’a mikrofonu vereceğim. Aidiyet duygusu zaten saç stilinden belli; sarı-lacivert saçı turnuva boyunca bize gösterdi. Allah kazadan beladan korusun sizi. Çünkü sizinle çok yolumuz var.” diye konuştu.
Gizem Örge: “Uzun yıllardır milli takımda bulunamıyordum”
Ali Koç’un sırayla mikrofon verdiği oyuncular ve antrenörler de duygularını anlattı.
Herkesi sevgiyle kucakladığını anlatan Eda Erdem, “Şampiyonluk kazanmanın verdiği mutluluğu paylaşıyoruz bugün burada. Ülkemizi ve Fenerbahçe’yi temsil ederken burada olmam benim için mutluluk verici bir olay. Destek ve güveniniz bizlere güç, enerji verdi. Kulübümüzün voleybola verdiği katkılar da ülke voleybolu için çok önemli. Milli takımla ve kulüp sezonunda da güzel işler başarmayı umuyoruz. Çok iyi bir takımız zaten. Sizlerin desteğiyle başaracağımıza inanıyoruz. ” ifadelerini kullandı.
Milli oyuncu Gizem Örge, “Türk voleybol tarihinin en büyük başarısını Fenerbahçe Kulübü çatısı altında hep birlikte kutluyoruz. Bu beni çok heyecanlandırıyor. Uzun yıllardır milli takımda bulunamıyordum. Fenerbahçe ailesine emek verdiğim yıllarda böyle bir başarıya layık olmak beni ekstra gururlandırıyor. İyi ki Fenerbahçeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Aslı Kalaç, şu an dünya birincisi olduklarına dikkati çekerek, “Çok mutlu, gururluyuz. Bu gururu da Fenerbahçe ailemizle beraber burada paylaştığımız için çok mutluyuz. Darısı milli takımla ve kulübümüzle beraber nice kupalara.” şeklinde görüş belirtti.
Türkçe “Merhaba” diyerek sözlerine başlayan Melissa Vargas ise burada bulunduğu için mutlu olduğunu belirterek, “Türkiye’ye ve Fenerbahçe’ye daha fazla başarı kazandırmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu an için çok teşekkür ederim.” ifadesini kullandı.
Simla Türker Bayazıt: “Kaptanımızın son servisi gözyaşları içinde atması hepimizi ağlattı”
Milli takım ve Fenerbahçe Opet voleybol takımının menajeri Pelin Çelik de Fenerbahçeliliğinin babasından kalan bir miras olduğunu anlattı.
Çelik, “Benim için çok büyük bir hayal gerçekleşti. 100 ve 101. yıllarda Fenerbahçe formasını giyme şerefine layık oldum. Ama şampiyonluk yaşamamıştım. Bu, yöneticiyken nasip oldu. Beni ailenin bir parçası olarak kabul ettiğinizi için çok teşekkür ederim, minnettarım. Önünüzde olmak çok büyük onur. Çok büyük başarılarla birlikte, Fenerbahçe ile el ele, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında daha nice kupalar kaldıracağız.” diye konuştu.
Bir konuşma yapan voleyboldan sorumlu kulübün yönetim kurulu üyesi Simla Türker Bayazıt da şunları söyledi:
“Bu tarihi başarının altında büyük emekler, büyük alınteri, çokça gözyaşı, heyecan, motivasyon ve gurur var. Fenerbahçeli sporcularımızı, milli takımımızı gece yarılarında seyrederken büyük onur ve gururla, mutlulukla seyrettim. Ama kaptanımızın son servisi gözyaşları içinde atması, eminim buradakileri, hepimizi ağlatmıştır. Şu an çok heyecanlıyım. İyi ki varsınız iyi ki Fenerbahçe’desiniz.”