Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan eski Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişi F. A., bulunduğu cezaevinden avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle ifade vermek istedi.
Bu kapsamda ifadesi alınan F.A., FETÖ’ye ilk katıldığı lise yıllarından yakalandığı güne kadar yer aldığı örgütsel faaliyetleri ve tanıdığı isimleri tek tek açıkladı.
Örgütle ilk kez 1998’de Sivas’ta lise öğrencisiyken üniversite sınavlarına hazırlanmak için gittiği dershanede tanıştığını, İstanbul’daki Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü burslu kazandığını belirten F.A., önce Büyükçekmece’de, 2001’de de Çatalca’da örgüte ait evlerde kaldığını söyledi.
F.A., burada kalırken ortaokula giden öğrencilerle ilgilenmeye başladığını, bir süre sonra “ev abisi” olduğunu, kendisine ayrıca Çatalca’daki bir lisenin sorumluluğunun verildiğini ifade ederek, düzenlediği futbol ve basketbol turnuvalarına katılan öğrencileri Ana Fen ve FEM dershanesinin düzenlediği seviye tespit sınavlarına davet ettiğini, okullarda sınav broşürleri dağıttığını dile getirdi.
Özer isimli kişinin verdiği talimat üzerine orta ikinci sınıfta okuyan öğrencilere askeri liseleri tercih etmeleri yönünde telkinde bulunduğunu ve ikna ettiği 3 öğrenciye ders verdiğini anlatan F.A., sonra Beylikdüzü’ndeki eve geçtiğini aktardı.
“Ev abisi” olarak başladı “Bölge Talebe Mesullüğü”ne geçti
F.A., sözde BTM (Bölge Talebe Mesulü) olduğunda sorumluluğunu aldığı üç evdeki kişilerle ilgili bilgileri de ifadesinde paylaştı. Bu dönemde sorumluluğunu aldığı evlerde öğrencilere örgüt elebaşının kitaplarını okutup videoları izlettirdiklerini, özellikle zeki olan öğrencilere daha çok enerji harcadıklarını söyledi.
İstanbul Avcılar ilçesinin 2005-2007 yılları arasında örgüt içinde sözde “eyalet” olarak sınıflandırıldığını, bunun altındaki Beylikdüzü Büyük Bölgesinde BBTM (Büyük Bölge Talebe Mesulü) olarak faaliyet yürüttüğünü aktaran F.A., Beylikdüzü yapılanmasına görev aldığında Yusuf kod adlı B.K. tarafından kendisine “Fethi” kod adının verildiğini, bundan sonraki süreçte örgüt içerinde aldığı tüm görevlerde bu kod ismi kullandığını kaydetti.
BBTM olarak faaliyet yürüttüğü yıllarda 32 evin kendisine bağlı olduğunu dile getiren F.A., örgüt mensubu asker ve polislerle ilgilenen kişilerin isimlerini de ifadesinde paylaştı.
F.A., 2008’de Beylikdüzü’nde ve Suriçi bölgesinde de Bölge İlköğretim Mesulü olarak faaliyet yürüttüğünü ifade ederek, üniversiteyi kazanan öğrencilere örgütsel konumuna göre 1-5 arası not verilerek fişlediklerini, yüksek not alanları talebe evlerine dahil ettiklerini aktardı.
MİT’e girmeye çalıştı mülakatı geçemedi
Şüpheli F.A., görevlerini başka örgüt mensuplarına devrederek KPSS sınavına hazırlandığını belirterek, şöyle devam etti:
“Yakın arkadaşım ve mezun mesulü görevini yürüten M.V., Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) başvurmamı önerdi. Fatih Üniversitesi mezunu olduğum için beni kabul etmeyeceklerini söylediysem de bana ‘Sıkıntı yok biz sana yardımcı olacağız sen başvurunu yap ve bizimle bir süre tüm irtibatını kes.’ dedi. Teklifi kabul ettim, örgütle bağlantımın tespit edilememesi için Bahçelievler’de bir ev tuttum ve bu dönemde örgüt içerisindeki şahıslarla elimden geldiği kadarıyla görüşmemeye çalıştım. Bu sırada diğer kurumların sınavlarına da hazırlanıyordum. MİT’in yazılı sınavını geçtim, aradan iki ay kadar geçtikten sonra güvenlik formu doldurduk, 2011 yılı Ağustos ayında uygulama sınavına girdim, uygulamalı eğitimden geçemedim ve başarısız sayıldım. Bu arada uygulama sınavının akşamında M.V. beni RTÜK’te çalışan ve MİT mahrem imamı olan bir şahısla tanıştırdı. Bu şahıs bana ‘Bilgilerini aldım, elimizden geleni yapacağız. Sınavın nasıldı?’ gibi sorular sordu. Sonra Ankara’da başka bir eve gittik. Buradaki kişi MİT sınavıyla ilgili sorular sordu, ona CV’mi verdim, ancak yine de sınavdan geçemedim.”
Devlet kademelerinde görev alabilmek için sınavlara girdi
Daha sonra M.V.’nin, örgütün Ankara’daki KPSS sınavlarına hazırlık evlerinde kalmasını söylemesi üzerine bu eve geçtiğini anlatan F.A., ders çalıştırmak için gelenlerin sınavlar hakkında bilgiler verdiklerini, evde cep telefonu kullanılmadığını aktardı.
F.A., 2011 Aralık’taki kaymakamlık sınavına girdikten sonra bu çalışma evinden ayrılarak İstanbul’a geri döndüğünü ifade ederek, bu sınav ile Sayıştay Denetçiliği yazılı sınavını kazandığını, ancak mülakatlarda başarılı olamadığını kaydetti.
Daha sonra Nisan 2012’de girdiği Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişlik sınavını kazandığını, mülakatı da geçtiğini belirten şüpheli F.A., memuriyete başlayınca M.V.’nin kendisini ilk olarak bu bakanlıktan sorumlu örgüt mensubu İlhan isimli şahısla tanıştırdığını, bu şahsın ayrıca Deniz Harp Akademisinde örgüt adına müdürlük yaptığını, bu süreçte kendisine 3 tane KPPS çalışma evinin sorumluluğunun verildiğini söyledi.
MİT’e girmek için hazırlanan öğrencilere özel örgüt evi
Ankara’da MİT’e girmek için sınavlara hazırlanan öğrencilerin kaldığı evler olduğunu, bunu kazanamayanların da diğer kurum sınavlarına hazırlanmak için kendisinin başında bulunduğu KPSS çalışma evlerine gönderildiğini dile getiren F.A, şunları anlattı:
“2014 Ağustos ayında örgüt üst yönetimi bir karar alarak benim gibi kamu kurumunda aktif olan kamu memurları yerine kurumlarda memur olmayan farklı kişilerin bu görevleri yapması yönünde karar aldı ve yerime başkasını görevlendirdi. Çalışma evlerinden ayrıldıktan sonra bir süre bana herhangi bir görev verilmedi. Ben de süre zarfında M.V. ile takılıyordum, M.V. de akademisyenlerden sorumluydu. Çukurambar semtinde sorumlu olduğu 7 evde doktorlar kalıyordu ve bunları askeri hastanelere daha çok GATA’ya hazırlıyorlardı. M.V., farklı kuvvetlere toplamda 18 öğrencinin yerleştirildiğini, ayrıca TUS sınavı için soruların kendisine ulaştığını ve bilgisayarında sakladığını, bu soruları öğrencilere verdiğini söylemişti.”
F.A., Mayıs 2015’e kadar örgütte bir vazifesi olmadığını anlatarak, M.V.’nin 2015’te Hacettepe Üniversitesi’nde Teknokent sorumlusu olarak işe başladığını, Teknokentte çok fazla para işi olduğunu, örgütün de bu paralardan nemalanmasını sağlamak için M.V.’nin sorumlu yapıldığını kaydetti.
2015’te askeri ateşelerden sorumlu olma görevi verildi
Şüpheli F.A. “2015 Mayıs ayında M.V. yeni bir birimin kurulduğunu, bu birimin yurt dışından gelen askeri ataşelerden sorumlu olacağını söyledi. Bu ataşelere ülkemizin tanıtılacağını, onlara mihmandarlık yapılacağını, ilgilenileceğini belirterek beni bu görev için uygun gördüğünü söyledi. Beni mülakata aldı, S.K. ile görüştürdü ve bu şahıs tamam dedikten sonra beni bu konuda vazifelendirdi.” ifadelerini kullandı.
Pakistan Büyükelçiliğinde çalışan Kara Askeri Ateşesi Pakistan uyruklu Faysal isimli şahısla bir dönem çeşitli bahanelerle görüştüğünü ifade eden F.A., bunun yanı sıra Abu Dabi, Dubai, Suudi Arabistan ülkelerin askeri ataşeleriyle tanışmasının istendiğini, bunlardan birinin ataşesiyle de birkaç kez görüştüğünü söyledi.
Açığa çıkınca gaybubet evine saklandı kardeşi adına sahte kimlik yaptırdı
F.A., yıllık izin nedeniyle bulunduğu Sivas’tayken FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu, akabinde Ankara’ya gittiğini, bir sonraki gün de bakanlık kararıyla açığa alındığını, 1 Eylül 2016’da memuriyetten ihraç edildiğini anlattı.
M.V.’nin, hakkında soruşturma olduğu gerekçesiyle Ocak 2016’da Kosova’ya gittiğini belirten F.A., şunları dile getirdi:
“İhraç edildikten sonra gözaltına alınmaktan ve tutuklanmaktan korktuğum için M.V. ile konuştum. Bana İstanbul’da gaybubet evi ayarlayacağını, bir süre burada kalmamı daha sonra yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmamı istedi. Bana ayarladığı Beylikdüzü Yakuplu semtindeki gaybubet evine gittim. İstanbul’da akademisyen yapılanmasında görev aldığını öğrendiğim Semih kod isimli şahsın kaldığı bu eve yerleştim. Evde yaklaşık 7-8 ay kadar kaldım, bu süre içerisinde M.V.’nin bizimle irtibata geçirdiği ismini Erdal veya Mert olarak tanıtan şahısla tanıştım. Şahıs bizden kimlik bilgilerimizi ve fotoğrafımızı aldı. 300 lira karşılığında bana kardeşim H.İ.A. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı getirdi ancak ben mümkün mertebe zorunluluk olmadıkça dışarıya çıkmamaya çalışıyordum. Ekim 2017’de ailemi Sivas’tan getirdim ve Halkalı’da başka bir gaybubet evine yerleştim. Bu dönemde herkes kendi başının derdine düştüğü için M.V. dışında beni arayan soran olmadı. M.V. yurt dışına kaçmamı çok kez söyledi, hatta parayı ve aracıları kendisinin ayarlayacağını söylemesine rağmen ben yurt dışına kaçmayı hiç düşünmedim. M.V. 2017’de eşini de yasa dışı yollardan yurt dışına kaçırmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden önce kesinlikle böyle bir darbe girişimi olacağı yönünde bilgi almadım ve hissiyatım oluşmamıştı.”
Sahte pasaport başı 200 dolar kar payı aldı
F.A., 2018’de gaybubet evinde ailesiyle saklandığı dönemde maddi sıkıntılar yaşamaya başladığını, M.V.’nin yurt dışına yasa dışı yollardan kaçan örgüt üyelerine sahte pasaport yaptırıldığını ve bu işte aracılık yapması halinde pasaport başı 200 dolar kazanabileceğini söylemesi üzerine kendisine sahte kimlik yapan Mert adlı kişiyle irtibat kurduğunu, bu şekilde 10 pasaport yaptırdığını, Mert adlı kişi de yurt dışına kaçtıktan sonra uzaktan irtibat kurarak bu işe devam ettiğini söyledi.
Bir süre de pasaport şerhlerini kaldırmak için örgüt mensuplarıyla irtibat kurup bu işte aracılık yaptığını, ancak başarılı olamadıklarını hatta 3 bin dolarının bu nedenle iç edildiğini belirten F.A., bir müddet sonra da cezaevinde tutuklu FETÖ mensuplarının tahliyesi için binlerce dolar elden para transferi yaptıklarını, verdikleri paralara rağmen şahısların tahliye edilemediğini aktardı.
FETÖ’nün haberleşme programı ByLock’u kullanmadan önce Cover me isimli program üzerinden örgüt üyeleriyle haberleştiklerini anlatan F.A. Signal ve Falcon adlı şifreli haberleşme programlarını da kullandığını, bu uygulamalarda yaptığı yazışma içerikleriyle irtibat kurduğu kişilerin isimlerini de ifadesinde paylaştı.