FETÖ üyelerinin ve yöneticilerinin deşifre edilmesine yönelik soruşturmalar kapsamında, örgütün varlığını sürdürebilmesi için gizliliği esas alarak uyguladığı yöntemler, çocuk yaşta örgüte kazandırılan, örgüt evlerinde yetiştirilen ve “mahrem” hizmetlerde kullanılan şüphelilerin itiraflarında ortaya çıkıyor.
Bu kapsamda FETÖ’nün İstanbul’daki “Hava Harp Okulu’ndaki mahrem yapılanması”nda “müdür yardımcısı” pozisyonunda bulunan P.M., etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak savcılık ve emniyette verdiği ifadelerde itiraflarda bulundu.
İtirafçı P.M., FETÖ ile ortaokul yıllarında tanıştığını, 1995’te üniversite hayatının başlaması ile örgütün yurtlarında kaldığını, İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olduktan sonra öğretmen olarak örgüte ait dershanelerde çalıştığını, bu süreçlerde “ev abiliği” ve “rehber öğretmenlik” yaptığını anlattı.
Birçok kez örgüt üyelerinin ayarlaması ile Fetullah Gülen’i görmek için Amerika’ya gittiğini belirten P.M., daha sonraki dönemlerde de “Hava Harp Okulu mahrem yapılanması”na dahil olarak örgüte askeri öğrenci kazandırmak için çalıştığını söyledi.
Dershane öğrencileri, örgüte bağlılığına göre numara verilerek sınıflandırılmış
FETÖ’ye ait dershanelerde rehber öğretmenlik yaptığı dönemde, öğrencilere ders çalışmanın haricinde örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in videolarını izlettiklerini anlatan P.M., örgütün rehberlik kavramının “maddi” ve “manevi” rehberlik olarak ikiye ayrıldığını kaydederek, şunları aktardı:
“Maddi rehberlikte rehber öğretmenin sorumlu olduğu sınıftaki öğrencilerin dersleri ile ders programı ve başarıları takip edilir. Manevi rehberlikte ise rehber öğretmen, sorumlu olduğu sınıfın kitap okuma ve sohbetlerini takip ederek öğrencinin manevi yönünü zenginleştirmeye çalışır. Bir dershanede her sınıfın ayrı ayrı rehber öğretmeni olur. Bu rehber öğretmenler de 2 ayrı ‘ser rehbere’ bağlıdır. Dershanede bulunan öğrenciler rehberlik alanında numara verilerek sınıflandırılır. 5 numaralı öğrenci, cemaate her yönüyle tam olarak bağlı, üniversiteyi kazandığında cemaate ait ev veya yurtlarda kalabilecek öğrencidir. 4 numaralı öğrenci, söyleneni yapan, eksikleri olmakla beraber cemaate bağlı öğrencidir. 3 numaralı öğrenci, cuma namazlarını kılar, tam anlamıyla cemaati öğrenememiş öğrencidir. 2 numaralı öğrencinin zaman zaman cuma namazı kıldığı düşünüler, ehli dünya olarak nitelendirilen öğrencidir. 1 numaralı öğrenci, Alevi ya da dini faaliyeti olmadığı değerlendirilen öğrencidir. Bir de 6 numaralı öğrenci vardır. Bunlar da ‘müntesip’ olarak adlandırılır. Yani başka bir cemaate mensup olduğu değerlendirilen öğrencidir.”
Rehber öğretmenin sorumlu olduğu sınıftaki öğrencileri bu şekilde numaralandırarak “ser rehbere” bildirdiğini kaydeden P.M., 4 ve 5 numaraları verilen öğrencilerin de üniversiteyi kazandıktan sonra FETÖ’ye ait öğrenci evlerinde veya yurtlarında kalmaları için yönlendirildiğini, asker veya polis olması istenen öğrencilerin ise örgütün dershanelerinde eğitim görmesinin tercih edilmediğini dile getirdi.
Yapıdan uzaklaşan askeri personeli geri kazandırmak için 2 yıl “ümitçilik” yapmış
İtirafçı P.M., “Enes” kod adlı kişinin kendisine örgütün yapılanması içerisinde bulunan, sohbetlere gelip giden ancak bazı sebeplerle uzaklaşan bazı askeri personelin tekrar yapıya kazandırılması ile ilgili görev verdiğini söyledi.
Askeri personelin önceki “abilerine” ulaşarak bu kişileri geri kazanma yoluna gidildiği dile getiren P.M., şunları anlattı:
“Bildiğim kadarıyla ‘ümitçilik’ kavramı ilk defa bu dönemde ortayı çıkmıştı. Ümitçi olarak sorumlu olduğumuz kişi bize geri kazanılması istenen askeri personelin ve öğrencilerin kendisi ile ilgilenen önceki abi veya abilerinin irtibat telefonlarını verdi. Bu abilerle telefonla randevu alarak yüz yüze görüşme yapıyorduk. Bu görüşmede cemaatten ayrılan askeri personelle ve öğrencilerle görüşmesini, onu tekrar cemaate dönmesi noktasında ikna etmesini istiyorduk. Abinin yetersiz kaldığı noktalarda biz de yeri geldiğinde askeri personelle veya öğrenciyle görüşme yapabiliyorduk. Ben ümitçilik görevini 2 yıl kadar devam ettirdim.”
Şüpheli P.M., FETÖ içerisinde yer aldığı dönemde kendisinden sorumlu kişilerin isteği üzerine “Halim”, “Bahattin”, “Muhittin” gibi kod isimler kullandığını belirterek, şöyle devam etti:
“Örgüt içinde daha önceden tanıdığım M.S.’nin verdiği sohbet görevi ile benim cemaatin mahrem olarak adlandırdığı askeri alan ilgili görevim resmi olarak başladı. M.S. bana ‘müdür yardımcısı’ konumunda mahrem yapıda görev yapacağımı, 2012-2013 eğitim yılında Hava Harp Okulu 1. sınıf öğrencilerinden ve bu öğrencilerle alakalı öğretmenlerden (asistan) sorumlu olacağımı söyledi. Böylece ben ‘Fetullah Gülen cemaatinin’ Hava Harp Okulu’ndaki yapılanmasına ilişkin bazı detayları kavramlarıyla birlikte öğrenmeye başladım.
M.S. neler yapmam gerektiğini de anlattı. Hava Harp Okulu’nda okuyan öğrencilerin namazlarını ima yoluyla kılmaları, abdestlerini teyemmüm ile almaları, oruç tutmamaları, cemaate ait terimleri kullanmamaları, grup olan öğrencilerin okul içinde beraber gezmemeleri, genel bir hobi edinmeleri, okuldaki disiplin kurallarına tam olarak riayet etmeleri, ast üst ilişkilerine dikkat etmeleri, disiplin cezası almamaya özen göstermeleri, ikinci bir yabancı dil öğrenmeleri gibi hususlara dikkat etmeleri gerektiğini öğrenmiş oldum. M.S. benim de tedbir kurallarına dikkat etmem gerektiğini söyledi. M.S. bu hususta ‘Kendi ismini kesinlikle söylemeyeceksin. Nerede çalıştığından, nereli olduğundan bahsetmeyeceksin. Asistanlar ile sana vereceğim ikinci bir telefonla irtibat kuracaksın.’ şeklinde tedbir kurallarından bahsetti.”
Gizlilik için askeri öğrencilere “hasta”, abisine “bakıcı” diye hitap etmişler
Hava Harp Okulu’ndaki öğrencilerden sorumlu olduğu bu dönemde, asistanlarla (öğretmen) irtibat kurmak için kendilerinden istendiği şekilde açık GSM hattı aldığını anlatan P.M., bu telefonlara askeri yapılanmadaki kişilerin kod isimlerini kaydettiklerini, konuşmalarına dikkat ettiklerini, tedbir amacıyla aynı numaraların arandığının anlaşılmaması için de (ardışık arama) market ya da pizzacı gibi yerlerin aranmasının istendiğini aktardı.
İtirafçı P.M., bu görevde bulunduğu sırada tedbirli yaptıkları telefon görüşmelerinde Hava Harp Okulu öğrencisine “hasta”, bu öğrenciyle ilgilenen şehir dışından gelen abisine “bakıcı”, bakıcının üstü konumundaki kişiye “doktor”, doktorun üst konumundaki şahsa “ser doktor”, asistana da “öğretmen” olarak hitap ettiklerini anlattı.
Asistanların üstünde olan yani kendisinin bulunduğu konumdakilere “müdür yardımcısı” denildiğini kaydeden itirafçı P.M., kendisinin üstündeki M.S. isimli şahıs konumundakilere “müdür”, onların üstündekilere de “genel müdür” diye hitap edildiğini, telefon görüşmelerinde, toplantı ve sohbetlerde tedbir gereği bu tür kavramlar kullanılarak “kurum havası” yaratılmaya çalışıldığını aktardı.
“Lider/kadet teşkilatına” seçilen öğrencinin bağlılığı devam ederse F-16 pilotu olması sağlanmış
İtirafçı P.M. Hava Harp Okulu’nda 4. sınıf öğrencileri arasında FETÖ üyesi olanlardan “lider/kadet teşkilatı” adı altında bir görevlendirme yapıldığını anlatarak, şu bilgileri verdi:
“Lider/kadet teşkilatı, okuldaki askeri öğrencilerin günlük işleyişini düzenleyen, öğrencilerin sabah kaldırılmasından yemeklere gidilmesine kadar bütün işlerle ilgilenen, 4. sınıf öğrenciler arasından seçilerek oluşturulan, yönetime yardımcı bir teşkilattır. Kol komutanı ve tim komutanı her zaman öğrencilerle muhatap olmaz. Öğrencilere yaptırmak istediği bazı işleri lider/kadet teşkilatında olan 4. sınıf öğrencileri üzerinden yaptırır. Bu teşkilata seçilecek öğrencinin cemaat yapılanması içerisinde bulunması önceliktir. Bu alanda cemaat tarafından 5’lik öğrenci olarak nitelendirilen öğrenciler, bağlı bulunduğu müdür yardımcısı veya müdür tarafından görüştükleri filo veya kol komutanlarına bildirilerek bu öğrencilerin lider/kadet teşkilatına alınması sağlanır.
Lider/kadet teşkilatındaki öğrenci, okuldaki diğer öğrenciler hakkında detaylı bilgiye sahiptir. Bu nedenle müdür yardımcısı konumundaki kişiler öğrencilerle görüşme yapacağında genel olarak lider/kadet teşkilatındaki cemaat mensubu olan öğrencilerle görüşmeyi tercih eder. Yine uçuş eğitimine katılacak öğrenciler cemaat yapılanması içerisinde kendileri hakkında toplanan bilgiler neticesinde yapılan derecelendirmeye göre belirlenir. Bunlardan 5’lik öğrencilerin F-16 pilotu, 4’lük öğrencilerin F-4 pilotu, casa uçağı veya helikopter pilotu olmaları istenir. 3 ve altında numaralandırılan öğrenciler ise uçuş eğitiminden eleneceğinden yer sınıfına giderler.”
Hava Harp Okulu’nun bir genel müdüre bağlı olduğunu anlatan P.M., genel müdürün altında “alay” ve “dekanlık” adı altında iki ayrı müdürlük bulunduğunu, kendisinin de bu yapı içerisinde “alay” kısmında görev aldığını söyledi.
İtirafçı P.M., İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri yapılanması, “Hava Harp Okulu” ve “Hava Harp Akademisi”nin iki ayrı genel müdürlük çatısı altında yapılandığını, bunun da diğer illerdeki genel müdürlüklerle birlikte tek çatı altında “Hava Kuvvetleri imamı” olarak nitelendirilen kişiye bağlı olduğunu belirterek, özellikle 2015 sonrasında ve darbe sonrası yaşanan süreçte Kemal Batmaz’ın Hava Kuvvetleri imamı olduğunu, ondan önce de “Namık” kod adıyla bilinen Adil Öksüz’ün sorumlu olarak bilindiğini kaydetti.
Öğrencilerin kodlama ve puanlama sistemiyle örgüte bağlılığı değerlendirilmiş
“Hava Harp Okulu mahrem yapılanması” içerisinde öğrencilerin örgüte bağlılığının değerlendirilmesi için bir liste hazırlandığını belirten P.M., şunları kaydetti:
“İlk başta öğrencinin okuldaki devresini ve geldiği ili belirtmek için rakam kullanılıyordu. Örneğin ‘1112’ sayısında ilk baştaki 1 rakamı, öğrencinin birinci sınıf olduğunu, son iki rakamı olan 12’den 11 çıkartıldığında çıkan 1 sonucu öğrencinin Adana ilinden geldiğini göstermekteydi. Sonrasında sırasıyla öğrencinin bağlı olduğu kişiler ‘asistan, uzman doktor, doktor, bakıcı’ şeklinde belirtilirdi. Buradaki tüm şahıslar kod isimleri ile listeye yazılırdı. Öğrencinin karşısına asistanından alınan bilgiye göre sohbete gelmediyse 0 rakamı, geldiyse 1 rakamı yazılırdı. Bu bilgiler belli bir süre sonra müdüre iletildiğinde öğrencinin cemaate karşı bağlılığı numaralandırılırdı. Buna göre sürekli sohbete gelen ve maneviyatı iyi olan öğrenci 5 (tam), sohbete gelen ancak eksiklikleri olan öğrenci 4 (iyi), sohbetleri aksatan ve maneviyatı iyi olmayan öğrenci 3 (orta), sohbetlere çok az gelen ve maneviyatı zayıf olan öğrenci 2 (zayıf), cemaati bırakmış veya gelmek istemeyen öğrenci ise 1 (ümit) olarak kodlanırdı.”
“Hava Harp Okulu’nun mahrem yapılanması” içerisinde bulunduğu dönemde görevleri dolayısıyla çalıştığı dershanede ek derslere gidemediği için maaşının diğer öğretmenlere göre düşük olduğunu kaydeden P.M., bu nedenle mahrem yapı tarafından kendisine “takviye” adı altında 600 lira para ödendiğini, mahrem yapı içindeki “müdür yardımcısı” konumundaki herkese bu şekilde para verildiğini söyledi.
İtirafçı P.M, örgüt içerisinde “gezici” denilen mahrem yapının daha olduğunu, bunların da “askeri mahrem yapılanma” ile “öğrenci hazırlamaktan sorumlu sivil yapı” arasında köprü görevi gördüğünü, iletişimi ve ev toplantılarını organize ettiğini, yaşanan bazı sorunları çözmekle görevlendirildiğini, bu yapının askeri yapı ile sivil yapının üzerinde hakem konumunda bir üst yapı olduğunu anlattı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan şüpheli P.M., yaptığı teşhisler doğrultusunda da özellikle örgütün askeri yapılanmasında yer alan birden çok kişinin deşifre olmasını sağladı. Bu deşifreler sayesinde kolluk birimleri de söz konusu FETÖ şüphelilerini tespit ederek düzenledikleri operasyonlarla yakaladı.