FETÖ’nün yurt dışı eğitim yapılanması soruşturmasında Ukrayna’da yakalanan 2 sanığa dava açıldı

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yurtdışı eğitim sorumluları hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Ukrayna’da yakalanarak Türkiye’ye gönderilen örgütün sözde Irak öğretmenleri 2 sanık hakkında, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün Irak’taki eğitim yapılanmasında sözde öğretmenlik yapan Salih Fidan ve Samet Güre’nin, Ukrayna’dan başka bir ülkeye çıkmaya çalışırken yakalandıkları ve 6 Ocak 2021’de getirildikleri İstanbul’da 11 Ocak’ta tutuklandıkları bildirildi.

Sanıkların yakalandıktan sonra pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediklerini belirterek bazı beyanlarda bulundukları aktarılan iddianamede, sanıkların savcılıkça alınan ifadelerine yer verildi.

İfadesinde FETÖ ile ilk temasının öğrenci olduğu dönemde Samsun’daki bir dershaneye kaydıyla başladığı ve üniversiteyi kazandığı Adana’da örgüt evlerinde kaldığını anlatan Salih Fidan, mezun olduktan sonra o dönem birlikte kaldığı ev imamı Süleyman Gürbüz’ün teklifi üzerine 2004 yılında gittiği Afganistan’a 6 yıl kaldığını anlattı.

İddianamede, sanığın, “Kandahar’da görevliyken Hikmet Çoban ya da ‘Sağlam’ isimli kişiyi Afganistan ülke imamı olarak bildiği, ülke imamının en az iki yerel yardımcısının olduğu, ‘Osman’ isimli Mısır El Ezher Üniversitesi mezunu yardımcının örgüt adına önemli biri olduğu ve Fetullah Gülen’in kitaplarını tercüme ederek okullara gönderdiğini” söylediği aktarıldı.

Evliliğine örgüt mensuplarının aracı olduğunu ve örgütün eşine iş vermemesi üzerine Afganistan ile bağını kopararak 2010’da Türkiye’ye döndüğünü belirten sanık Fidan, “Kosova’nın ikinci imamı Abdullah Fıstık’ın teklifi üzerine eşiyle önce Kosova’ya oradan da Irak’a gittikleri, Işık Lisesi’nde görev aldıkları, kendisinin 1200, eşinin de 1000 dolar maaş aldığı, okul müdürüyle anlaşamadıkları için Erbil şehrine geçtiği, birlikte yakalandıkları diğer sanık Samet Güre ile bu okulda çalıştıkları ve sonra Kerkük’te çalışmaya başladığını” söyledi.

“15 Temmuz’dan sonra maaşımızın yüzde 15’i Türkiye’deki örgüt mensuplarına gönderiliyordu”

Salih Fidan, Kerkük’te 2 yıl görev yaptıktan sonra örgütsel faaliyetinin 15 Temmuz 2016 sürecinin ardından sona erdiğini savunarak, kendilerine Türkiye’ye gitmelerinin tehlikeli olacağının söylendiği ve bu süreçten sonra Türkiye’ye hiç gitmediklerini anlattı.

Darbe süreci yaşanmasından sonra, Kerkük’te örgüte ait okullarda görev yapan herkesin maaşından en az yüzde 15 kesinti yapılarak Türkiye’deki örgüt mensuplarına gönderildiğini aktaran Fidan, “Kesintiye son verildikten sonra üst düzey yöneticiler, örgüte aktarılmak üzere isteğe bağlı yardım yapılması yönünde telkinde bulundu. Ben yardımda bulunmadım. 15 Temmuz öncesinde de yardım yapılıyordu ve düzenli olarak telkinlere uyup aylık 100 dolar veriyordum. 15 Temmuz’dan sonra Irak’ta bulunan tüm Işık ve Çağ okullarının, bir aşiret liderine, Iraklı tüccara satıldığı söylendi. Ancak okulun el değiştirse bile bir şekilde faaliyetlerine devam ettiğini düşündürtecek şeyler vardı. 2018’de Bağdat’taki okulda görev aldım, Işık okulunda 2 yıl görev yaptım.” ifadelerini kullandı.

“Kendimizi tuvalete kilitledik ve uçağa binmedik”

İfadesinde Ukrayna’dan kaçış sürecini de anlatan sanık Fidan, bağlantı kurduğu “Seyit C.” isimli bir kişiyle 2020 yılında kendisi ve Samet Güre’yi ülkeden çıkarması için anlaştığına anlattı.

Geçen yıl ekim ayında pasaport süresinin bitmek üzere olması nedeniyle 11 Kasım 2020’de Ukrayna’ya giderek orada iltica talebinde bulunduklarını belirten Fidan, “Almanya gitmeye çalışırken Rata Ruska isimli Polonya sınırındaki şehre gittik, 31 Aralık gecesi yürüdük. Devriye polisleri bizi durdurdu ve sınır polisine teslim edildik. Lliv Havaalanı’nda Türkiye’ye dönmek üzere bilet aldılar. Samet’le direnerek uçağa binmedik ve kendimizi tuvalete kilitledik. Görevlilerin yardımıyla Kiev’e uçtuk. Bir süre sonra Türkiye uçağına bindirildik. İstanbul Havalimanı’na inince yapılan kontroller esnasında, hakkımızda yakalama kararı olduğu anlaşılınca gözaltına alınarak Ankara’ya götürüldük. Örgütle bağlantılı olduğum için pişmanım.” ifadelerini kullandı.

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanıklardan Samet Güre de ifadesinde, “15 Temmuz’dan sonra kendi maaşından da 175 dolar düzenli kesinti yapıldığını belirterek, bu paraların Türkiye’ye nasıl sokulduğunu ve nasıl dağıtıldığını bilmediğini anlattı.

Güre, kurduğu sosyal medya hesabından örgüte destek amaçlı paylaşım ve retweet işlemleri yapıp örgüte müzahir kişileri takip ettiğini belirterek, Türkiye’ye dönmelerinin engellenmeye çalışıldığı, kendilerine kötü muamele göreceklerinin söylendiğini kaydetti.

Eşi de kaçak yollarla Irak’a kaçtı

Sanık Güre, 2018 başlarında Türkiye’ye gelen eşinin pasaportunun iptal edilmesi nedeniyle bir daha dönemediğini ifade ederek, eşinin bunun üzerine 1500 dolar karşılığında kaçak yollarla Hakkari üzerinden Irak’a geçtiğini söyledi.

Eşinin kaçması için ödediği paranın terör örgütü PKK’ya gidip gitmediğini bilmediğini savunan Güre, “Çünkü buralar PKK’nın egemen olduğu bölgeler. Bu kişi vasıtasıyla eşimin yasadışı yollardan Hakkari üzerinden Irak’a giriş yapmasını sağladım. Eşim geldikten sonra Işık lisesinde 2020 mart ayına kadar çalışmaya devam etti.” dedi.

“Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürme çabasına girdiler”

İddianamede, FETÖ ile organik bağ kurarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerde bulunan sanıkların, örgütün Irak yapılanması içerisinde yer aldıkları belirtilerek, sanıkların örgütle mensubiyetlerinin yakalanarak Türkiye’ye iade edildikleri 6 Ocak 2021 tarihine kadar devam ettiği ifade edildi.

Sanıkların Ukrayna yetkili makamları tarafından yakalandıkları tarihte örgütsel tavır içinde hareket ederek havaalanında canlı yayın yaptıkları ve Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürme çabasına girdikleri vurgulanan iddianamede, sanıkların bu amaçla değişik ülkelerden örgüt üyeleriyle görüşme yaptıkları kaydedildi.

İddianamede, FETÖ adına himmet, kurban parası adı altında örgüte yardımda bulunan sanıkların, örgütle irtibatlı Bank Asya’da hesap açtıkları, örgütün sohbet ve toplantılarına katıldıkları ve okuldaki öğrencileri örgüte kazandırmak amacıyla FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in kitaplarını okutup videolarını izlettirdikleri anlatıldı.

Sanıkların beyanlarında birçok kişi hakkında teşhiste bulundukları ancak teşhiste bulundukları tüm şüpheliler hakkında daha önceden soruşturma yürütülmesi nedeniyle beyanlarının etkin pişmanlık hükümleri kapsamında kalmadığına işaret edilen iddianamede, bu kişilerin örgütsel talimatla hareket ederek haklarında adli işlemler bulunan kişilerle ilgili beyanda bulunup etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaya çalışma yolunu seçtikleri belirtildi.

Sanıkların “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianame, İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.