Dik, İsrail’in Gazze’deki işgalini güneye yayma sinyali vermesi üzerine, Gazze’de yerinden edilmiş sivillerin durumunda daha büyük bir felakete yol açabilecek, bu gelişmeye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İsrail’in Gazze’ye yönelik “saldırganlığı ve soykırım savaşının en başından beri Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile sınırlı kalmadığına ve tüm bölgelerini hedef aldığını” ifade eden Dik, “Hatta bombardımanların Gazze Şeridi’nin güneyindeki şehir ve bölgelerde yoğunlaştığı pek çok gün geçti. İşgal güçleri, bir yandan yerinden ettiği insanların güneye gitmelerini isterken, öbür yandan yerinden edilen bu insanları güneyde bombalıyordu. Han Yunus’u, Deyr el-Balah’ı ve Gazze’nin orta ve güneyini hedef alan acımasız bombardıman yapıyordu.” diye konuştu.
İşgali güneye taşımaya yönelik emareler var
Dik, İsrail’in kara saldırılarını Gazze Şeridi’nin merkezine ve güneye doğru genişletmesine karşı uyarıda bulunduklarını kaydederek, “Son günlerde de buna yönelik emareler var. Bunlardan en belirgini, işgal ordusunun Han Yunus’un doğu bölgesinde bulunanlardan evlerini mutlaka boşaltmalarını istemesiydi.” dedi.
İsrail ordusunun daha önce Gazze Şeridi’nin güneyinde kalan Refah ve Han Yunus kentlerinin eteklerine karadan girme girişimleri olduğuna işaret eden Filistinli yetkili, saldırıların güneye taşınması konusunda şunları söyledi:
“Bu saldırıları merkeze ve güneye doğru genişletmenin daha fazla savaş suçu ve katliam anlamına geldiğini, işgalci devletin Gazze Şeridi’nin tamamını işgal etme girişiminde bulunmaya devam etmesinin soykırım ve etnik temizlik suçlarını tamamlaması anlamına geldiği uyarısında bulunduk. Uluslararası toplumu bu konuda uyardık ve bu savaşın durdurulması konusunda başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere sorumluluk üstlenmesini talep ettik.”
“İsrail, Gazze’deki demografik yapıdan kurtulmaya çalışıyor”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Gazze’de yeniden yasa dışı Yahudi yerleşimlerini kurmak gibi bir planları olmadığına” ilişkin sözleri hatırlatılan Dik, İsrailli yetkililerin sözlerine değil sahada yaptıklarına baktıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Biz, İsrail savaş uçaklarının, İsrail tanklarının ve İsrail’in kullandığı uluslararası yasaklı tüm silahların ne yaptığına, Filistin vatandaşlarına karşı havadan, denizden ve karadan açılan bu savaşa bakarak hüküm veriyoruz. Gördüğümüz şey, İsrail işgal yetkililerinin Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkını bir şekilde boşaltmaya çalıştığıdır. Bombalananların şehit edildiği ve öldürüldüğü, kaçabilen ve Gazze Şeridi’ni terk edebilenlerin gidebildiği böyle bir ortamda işgalci (İsrailli) yetkililer bir şekilde onlardan kurtulmak istiyor.
Bu, Filistinli sivilleri hedef alan vahşi, barbar ve çılgınca bir savaş. İşgalci devlet (İsrail), Gazze Şeridi’nde Filistinlilerin oluşturduğu demografik faktörden ve nüfus yoğunluğundan kurtulmaya çalışıyor görünüyor. Bunun sonucunda Gazze Şeridi’ndeki tüm sivil yaşam öldürüldü, bu da burayı insan yaşamı için uygunsuz hale getirdi.”
Netanyahu’nun ulaşmaya çalıştığı stratejik hedef
İsrail hükümeti ve Savaş Kabinesinin, dikkatleri Gazze Şeridi’nde olup bitenlerle ilgili gerçeklerden uzaklaştırmak için her gün hikayeler ve yanıltıcı kampanyalar icat ettiğini ifade eden Filistinli Bakan Yardımcısı, “Elbette Filistin vatandaşlarının hayatlarının her yönünü etkileyen bu yıkıcı savaş sonucunda Netanyahu’nun ulaşmaya çalıştığı hedeflerin gerçeği ve mahiyeti, sizin de gördüğünüz gibi hastaneler ve tüm hizmet kurumları dahil sivil hayata ilişkin her şeyi kapsamlı bir şekilde yok etmektir. İşgal otoritelerinin ulaşmaya çalıştığı stratejik boyut budur. Yani aceleleri yok, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli vatandaşlara yönelik bu soykırımı tamamlamak için daha fazla zaman kazanmak amacıyla dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
İsrail, “kendini savunma hakkı argümanını istediği gibi yorumluyor”
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin İsrail’in saldırılarına karşı bir sınır koyup koymadığına ilişkin soruyu Dik, şöyle yanıtladı:
“Kendini savunma hakkı argümanıyla, özellikle de bu argümanda sınır tanımadan işgalci (İsrail) devlete yeşil ışık yakan tüm ülkeleri şiddetle kınıyoruz. İsrail hükümeti bu argümanı istediği gibi yorumluyor ve kendi anlayışına göre istediği sınırı koyuyor. Sivillerin korunmasını ve Gazze Şeridi’ndeki sivillerin ve Filistinli vatandaşların tüm temel insani ihtiyaçlarının sürdürülebilir bir şekilde karşılanması gerekliliğini talep ettiğimiz doğru, ancak bizim için her zaman esas talep Gazze’ye karşı yapılan bu vahşi savaşın durdurulmasıdır.”
Dik, “Uluslararası toplumu, insani koridor açmak, insani yardım göndermek, şu miktarda gıdayı, şu kadar miktarda yakıtı sokmak gibi konularda çaba sarf ettiğine yönelik sloganlarının gölgesinde bu savaşın devamlılığını normalleştirmesine karşı uyarıyoruz.” dedi.
BM Güvenlik Konseyinden ve özellikle de “sınır ve kısıtlama koymaksızın İsrail’in yanında yer alan ülkelerden” İsrail’e gerçek anlamda baskı yapmasını beklediklerini vurgulayan Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed ed-Dik, “Bu çılgın savaşı durdurmaktan başka çıkış yolu yok.” diye konuştu.
İsrail, Gazze’nin kuzeyindeki işgalini güneye taşıma sinyali vermişti
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi son açıklamasında, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde devam eden işgalin bölgenin güneyine de yayılması sinyalini vermişti.
Halevi, “Kuzey Gazze Şeridi’ndeki askeri sistemi ortadan kaldırmaya yaklaştık. Anladığımız kadarıyla diğer bölgelere devam edeceğiz.” ifadelerini kullanmış, bu; İsrail ordusunun Gazze’nin güneyine de saldıracağının işareti olarak değerlendirilmişti.
Ayrıca İsrail ordusu da Gazze Şeridi’nin kuzeyinden zorla göç ettirdiği Filistinlilerin sığındığı güneydeki Han Yunus bölgesine, 15 Kasım’da havadan bildiri atarak halkın bazı yerleri terk etmesini istemişti.