Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Filistin ve İsrail’e gerçekleştireceği ziyaret öncesi AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, iki ülke arasındaki ilişkiler, Filistin-İsrail meselesi, ABD yönetiminin Filistin meselesine yaklaşımı, Rusya ile ilişkiler ve Al Jazeera muhabiri Şirin Ebu Akile’nin İsrail güçlerince öldürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye-Filistin ilişkileri hakkında Maliki, “Türkiye ile Filistin ilişkileri, tarihi temeller üzerine kurulu, uzun süreye dayalı ve güçlü. Bizler bu tür bir ilişkiden dolayı gurur duyuyoruz. Bu ilişki farklı yollar ve yöntemlerle güçlendirilmiş ve geliştirilmiştir.” ifadelerini kullandı.
Maliki, iki ülke arasındaki ilişkinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas nezdinde “en üst düzeyde” sürdürüldüğüne işaret etti.
“Filistin halkının haklarını korumak için (Türkiye’yle) birlikte çalışıyoruz”
Kendisinin de Çavuşoğlu ile güçlü bir ilişkisi olduğunu aktaran Maliki, “Birlikte Filistin halkına yapılan zulmü, Filistin halkının sıkıntılarını gidermek, Filistin halkının haklarını korumak için çalışıyoruz. Türk hükümeti ve devletinin, Filistin halkının çıkarına çalışacağına dair bizim inancımız tam.” diye konuştu.
Maliki, Çavuşoğlu’nun Türk hükümetinden temsilcilerin bulunduğu bir heyetle Filistin’i ziyaret edecek olmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, Türk-Filistin Ortak Komite Toplantısının ikinci oturumu sonucunda ikili anlaşmalar imzalanacağını ve bu ilişkinin “daha da ileriye taşınacağına ve çeşitlendirileceğine dair inançlarının tam olduğunu” kaydetti.
“Sorun Türkiye veya Filistin’de değil, İsrail’de”
Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini geliştirmesinin Filistin meselesine katkısına ilişkin soruyu yanıtlayan Maliki, “Türkiye her zaman ön alıcı olmak istiyor, meseleleri çözmeye çalışıyor. Sorun Türkiye veya Filistin’de değil, sorun İsrail’de.” ifadesini kullandı.
Maliki, Tel Aviv’in Filistin-İsrail siyasi müzakerelerine karşı çıktığını belirterek, İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in “iki devletli çözüme, müzakereye ve bağımsız, egemen bir Filistin devletine karşı olduğunu dile getirdiğini” söyledi.
İsrail tarafında siyasi bir muhatap ve irade bulunmadığını kaydeden Maliki, “Türkiye veya başka bir ülke tarafından başlatılacak herhangi bir girişimin İsrail tarafında karşılık bulacağına inanmadığını” dile getirdi.
Maliki, Türkiye’nin “siyasi müzakerelerin başlaması, iki devletli çözümün somutlaşmasına ilişkin iyi yaklaşımı ve niyetleriyle İsrail tarafında kesin bir itirazla karşılaşabileceği” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin olgunlaşmasının beklenmesi gerektiğini ifade eden Filistin Dışişleri Bakanı, şunları kaydetti:
“Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkinin olgunlaştığını, Türkiye’nin Filistin halkına hizmet etmek için İsrail’e baskı kurabildiğini görebilmeliyiz. Ben öncesinde kardeşim Çavuşoğlu ile baş başa görüşmemizde, bu ilişkinin (Türkiye-İsrail) nereye varmasını, Filistinlileri bu açmazdan nasıl çıkarmak istediğini ve Filistinlilerin devam eden İsrail işgali karşısındaki sıkıntılarını sonlandırmak olmasa da nasıl azaltmak istediğini kendisinden dinlemek istiyorum.”
– Rusya ile ilişkiler
Filistin yönetiminin, Ukrayna savaşının ardından Rusya ile ilişkilerini değerlendiren Maliki, “Bizler bir tarafı diğer tarafa tercih etme lüksüne sahip değiliz. Bizler işgal altındaki bir ülkeyiz. Bu riski alamayız. Bağımsızlığımızı kazanana kadar bizler işgal altındayken kimse bize ne tarafta durduğumuzu soramaz. Öncelikle bize işgalden kurtulmamıza yardım etmeliler.” dedi.
Maliki, “bu konuda bir karar almaları ve taraf seçmeleri yönünde ABD, Batı ve Avrupa Birliğinden (AB) gelen baskılara karşı durduklarını” belirterek, “işgal altındaki bir ülkenin bunu yapamayacağını, bunun intihar olduğunu” söyledi.
Filistin’in Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerini eş zamanlı şekilde iyi tutmaya çalıştığına işaret eden Maliki, şu ifadeleri kullandı:
“Rusya, uzunca bir süredir Filistinli siyasi gruplar arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek için çalıştı ve geçmişte birçok toplantıya ev sahipliği yaptı. Geçmişte Rusya, başta Fetih ve Hamas olmak üzere Filistinli grupların görüş ayrılıklarını giderme ve uzlaşma için çalıştı. Rusya buna devam etmek istedi. Bu yüzden yakın zamanda Hamas’tan bir heyeti ağırladı. Bu, yeni bir şey değil. Bu, bizim taraf tuttuğumuz anlamına gelmez. Bu, Rusya’nın farklı Filistinli gruplar arasında uzlaşı sağlama çabasıdır.”
Maliki ayrıca Cezayir, Katar ve Mısır’ın da Filistinli siyasi gruplar arasındaki görüş ayrılıklarını giderme konusunda rol oynadığına dikkati çekerek, Türkiye’nin de Fetih ve Hamas’tan çok sayıda yetkiliyi taraflar arasında uzlaşı için ağırladığını ve yine Türkiye’nin Filistinli siyasi grupları görüşmeler için davet etmesi durumunda “anında olumlu yanıt alacağını” vurguladı.
Biden’ın ziyareti, Trump dönemindeki hataları düzeltmek için son tarih
Maliki, ABD’deki Joe Biden yönetiminin bir önceki Başkan Donald Trump yönetiminden tamamen farklı olduğunu düşündüklerini belirterek, Biden’ın Abbas’ı aradığında “Ben Trump değilim, Trump’ın Filistinlilere ve Filistin haklarına karşı aldığı tüm kararları geri çevireceğim.” dediğini aktardı.
Biden’dan bunu beklediklerini vurgulayan Maliki, ABD yönetiminin, işgal altındaki Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren ABD Konsolosluğunun “İsrail hükümetinin pozisyonuna bakmaksızın” açılacağı konusunda kendilerine teminat verdiğini anlattı.
Maliki, Washington’un bu yönde adım atacağına inandıklarını ancak ne zaman olacağını bilmediklerini ve ABD yönetimine sözlerini hatırlatmaya devam edeceklerini belirtti.
Biden’ın haziran ayı sonunda Filistin’i ziyaret edeceğini aktaran Maliki, “Biden’ın ziyaretini bir fırsat olarak görüyoruz. Gelmeden önce olmasa da geldiğinde vaatlerini tutmasını ümit ediyoruz. Eğer ki eli boş gelirse, bu tür yönetimden ne beklememiz konusunda bizim için bir gösterge olacaktır. Sonrasında bu göstergelere göre nasıl hareket edeceğimizi, nasıl ilerleyeceğimizi belirleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Maliki, “ABD’nin haziran ayında adım atmak, bir önceki yönetimin attığı hatalı adımları düzeltmek için bir fırsatı olduğunu düşünüyoruz. Bu zaman zarfında olmasa bile Biden’ın ziyaretinde bunları gerçekleştirmesini düşünüyoruz. Biden’ın ziyaretini, ABD’nin bir önceki yönetimin yanlış kararlarını düzeltme yönünde adım atması için son tarih olarak görüyoruz.” dedi.
Şirin Ebu Akile’nin İsrail askerlerince öldürülmesi
İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskın sırasında Filistinli kadın gazeteci Şirin Ebu Akile’nin İsrail askerlerince öldürülmesini değerlendiren Maliki, Filistin yönetiminin Ebu Akile’nin ölümüne ilişkin kendi soruşturmasını yürüttüğünü vurguladı.
Maliki, kendi soruşturmalarını tamamladıktan sonra eğer ki uluslararası bir yapının da soruşturma yapmasına ihtiyaç olursa bunu açıklayacaklarına işaret ederek, Ebu Akile’nin öldürülmesine ilişkin dosyayı iki gün önce Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcılığına ilettiklerini aktardı.
Uluslararası bir yapıyla Ebu Akile’nin ölümüne ilişkin soruşturmada iş birliği yapmaları halinde buna İsrail’in katılmamasını şart koşacaklarını vurgulayan Maliki, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin halihazırda İsrail’in Filistin halkına karşı devam eden suçlarını araştırmak için bir komite kurduğunu ve bu yapının devreye girebileceğini kaydetti.
İsrail’in ihlalleri
Filistin Dışişleri Bakanı Maliki, İsrail’in ihlalleri karşısında uluslararası alanda hesap sorulmadığı için daha fazla ihlal gerçekleştirdiğine işaret ederek, “İsrail’in uluslararası hukuka karşı işlediği ihlaller karşısında uluslararası toplum ve BM Güvenlik Konseyi, dünyada barış ve güvenliği temin etme yönündeki sorumluluğunu üstlenerek İsrail’den bunların hesabını sormalı.” dedi.
Filistinlilerin 1948 yılından bugüne sürekli birden fazla Nekbe (Büyük Felaket) yaşadığını dile getiren Maliki, uluslararası toplumun ürettiği Filistin sorununa bir son getirmesi gerektiğini vurguladı.
İsrail Yüksek Mahkemesi’nin 4 Mayıs’ta, İsrail ordusunun, Batı Şeria’nın El Halil kenti yakınlarındaki Mesafir Yatta bölgesini “918 No’lu Atış Alanı” kabul etmesini onaylayarak 2 binden fazla Mesafir Yatta yerlisinin zorla tahliye edilmesinin yolunu açtığına işaret eden Maliki, bunun ve İsrail’in yakın zamanda inşaatına onay verdiği 4 binden fazla haneli yasa dışı yerleşim yeri inşaatının “İsrail’in ihlallerinin sonuncusu olmayacağının” altını çizdi.