Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, bazı fanatik Yahudi örgütlerin, Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve haremin vesayetinin Ürdün’den İsrail’e verilmesi çağrılarına tepki gösterildi.
Bu tür çağrıların olumsuz yansımalarından ve bunların neticesinde Kudüs’e, bu şehirdeki kutsal mekanlara ve Filistinlilere karşı kışkırtıcı saldırıların sonuçlarından İsrail hükümetinin sorumlu olduğu vurgulandı.
Açıklamada, “Kudüs’teki terörist Yahudi yerleşimci grupların kışkırtmaları, ateşkese riayet edilmesi için sarf edilen çabaları tehdit ediyor. Ayrıca bölgede gerginlik ve tırmanışın önünü açıyor.” denildi.
İsrail polisinin eşlik ettiği onlarca fanatik Yahudi, bu sabah işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’nın avlusuna girmişti.
Fanatik Yahudilerin Harem-i Şerif’e düzenlediği bu tür baskınlar bölgede gerginliğin tırmanmasına neden oluyor.
Fanatik Yahudiler yaklaşık 3 haftadan sonra ilk defa dün Harem-i Şerif’e girmişti
İsrail polisinin eşlik ettiği 253 fanatik Yahudi, yaklaşık 3 hafta aradan sonra dün ilk defa Mescid-i Aksa’ya girmişti.
İsrail polisi, tansiyonun yükseldiği 4 Mayıs’tan itibaren Filistinlilerin direnişinden dolayı Aksa’ya giremeyen fanatik Yahudilerin Harem-i Şerif’e girmesine izin vermişti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı ise İsrail polisinin korumasında fanatik Yahudilerin yeniden Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesini, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde Hamas ve Filistin direnişi ile varılan ateşkesi güçlendirme çabalarının hafife alınması olarak değerlendirmişti.
Mescid-i Aksa’nın vesayeti Ürdün’de
İsrail ile “Vadi Arabe” Barış Anlaşması uyarınca Ürdün, Kudüs’teki din işlerini denetleme hakkını elinde tutmaya devam ediyor.
Söz konusu anlaşma gereği Ürdün, Kudüs’teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul edildi. Yine 2013’te Ürdün Kralı Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı Ürdün’e verildi.